Zaman, zaman Ülkemiz iktidar partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisi yetkili ağızlarından öyle açıklamalar geliyor ki, insan kendi kendine ülkeyi kim yönetiyor”diye sormadan edemiyor.

Ulusalda Ak Parti İstanbul milletvekili Sayın Metin KÜLÜNK'ün, yerelde ise Ak Parti Bolu Gençlik Kolları Başkanı Sayın Taha Furkan SÖNMEZEL'in A.İ.B.Ü ‘deki FETÖ yapılanmasının var oluşu ve gerekli çalışmaların yapılmadığı noktasındaki açıklamaları, aklımıza Ak Parti'nin iktidar olduğunu ama bu mücadelede müktedir” değil mi? Düşüncesini, aklımızın bir köşesinde soru işareti olarak bırakıyor.

İcra makamında olanların bile çaresizlik çağırıştıran açıklamaları ise ülkemiz adına oldukça üzücü bir hal almakta.

İktidar partisi temsilcilerinin hem ulusal alanda, hemde yerelde yaptıkları bu açıklamaların muhatabı şüphesiz ki, A.İ.B.Ü Rektörü Prof. Dr. Hayri COŞKUN'dur, ama ne hikmetse, Ak Partili siyasilerin rahatsızlıklarını sık sık dile getirdikleri rektör, hala koltuğunda oturmakta ve görevine devam etmektedir.

Anladığım kadarıyla, ya rektör hakkında dillendirilen rahatsızlıkların hukuki bir altyapısı yok ya da rektörün siyasi gücü çok fazla.

Rektör hakkında kısaca görüş belirtmem gerekirse, kendisinin bulunduğu makamın hakkını veremediğine inananlardanım. Keza kendisinin idareci sıfatlarının yetersiz olduğunu düşüncesi içerisindeyim.

Siyasi havayı çok iyi teneffüs etmesi, nabza göre şerbet vermesi ve kurumda sağlaması gereken, adalet ve hak kavramını, layıkıyla değilde, karşısındakinin konumuna göre dağıtması, belirgin özelliklerindendir.

Sayın Rektör'ün hak ve adalet dağıtımındaki acziyetinin mağdurlarından biriside benim.

Sırf o koltuğu kaybetmemek için, o makamın vermiş olduğu güç ve nüfuz için, her insan için kutsal olan ‘hak ve adalet' arama noktasında, hak arayanların haklarını nasıl gasp ettiğini ve sırf o koltuk için, farklı eylemlerde bulunduğunu yakinen bilenlerden ve yaşayanlardanım.

Bu davranışlarıyla, hak arayanların beddualarına maruz kaldığını ve kendisinin ilahi hesap gününde çetin bir hesabı olacağına inananlardanım.

Rektör hoca, şimdi size bir iki kelimede ben yazacağım, aslında bu yazacaklarımı yüzünüze söylemek için çok uğraş verdim, tam üç ay sabırla randevu talebime cevap bekledim ama vermediniz en sonunda yüzünüze söyleyeceklerimi tahmin etmiş olacaksınız ki, beni yardımcınıza havale ederek güya başınızdan savdınız.

O kadar güçlüymüşsünüz ki, bu üç aylık süre zarfında, sizden randevu alabilmek için, çalmadık kapı bırakmadım ama her ne hikmetse o heybetli gücünüzü kıramadım ve gücünün şiddeti altında büyük bir eziklik yaşadım.

Rektör hoca, Yüce kitabımız KURAN-I KERİM'in ilk emri olan oku emri ve İki cihan güneşi, sevgililer sevgilisi Hz. Muhammed S.A.V'ın ‘İlim Çin dede olsa, gidip onu alınız' Hadis-i şerifinden hareketle ilim öğrenmek için, üniversite tahsiline geçte olsa başlayan, ilim verenin, ilimsizliği karşısında, ahlaka mugayir söylemlere muhatap olan ve şikayetim üzerine,”usuleten”hukuki bir karşılığı olmayan soruşturmacı”ya yine hukuki bir karşılığı olmayan,”ikaz”cezası verdirdiğin o hocan var ya,

Odasına, Üniversite yıllarında, beraber futbol oynadıkları Sayın Cumhurbaşkanı'nın fotoğrafını asan ve odasına gelen herkese o resimleri gösteren,

Okuldaki bir öğretim görevlisine ‘Ona iki koyunu teslim etmem' diyen,

Sınıftaki öğrencilerini sürekli aşağılayan, yaşları ne olursa olsun, arsızlıkta sınır tanımayan,

Okulda memuruna hakaret eden, bağıran çağıran ama ne hikmetse hakkında hiçbir işlem yapılamayan, yapılsa da delil yetersizliğinden sıyıran,

Okuldaki, tüm öğrencilerin kabusu olan o kıymetli hocanızın şerrinden kendimi koruyamadığımızdan ,çareyi Gerede'ye hicret etmekle aradığımız ama zatı muhteremin şerrinden orada da kurtulamayışımız,

Gerede'deki hocaları arayıpta ,”benimle husumeti var onun için, sizin okula geldi”deyip, telkinde bulunan,

Diğer akademisyen ve dostlarımın, hocaya” hoca bu hayrettin efendi bir adamdır, sorun ne” diyenlere hariçten gazel okuyan…

47 sinden sonra başlamış olduğum üniversite yaşantıma son vermek zorunda bırakan,

Bütün bunlara rağmen, tekrar bölüm başkanı olarak atadığın, o kıymetli hocan, var ya

Al senin olsun rektör hocam,

Sizde rektörcülük oynamaya devam edin.

Siz adaleti sağlayamadıktan sonra, padişah olsanız ne fayda.

Belki o koltuğun cazibesi,haksızlığa uğrayanların çığlıklarını size duyurmuyor olabilir,ama unutmayın ki bu dünya fani,mevki ve makamlarda gelip geçici…

Selam ve dua ile