Halep'teki savaştan kaçarak ülkemizden yardım isteyenlere geçen hafta yedi tır dolusu yardım Bolu'dan yola çıktı. Bu yardımlara katkısı olan bütün hemşehrilerime buradan şükranlarımı sunuyorum. Umarım bu yapılan yardımlar ve çalışmalar o insanlar için kalıcı barışa vesile olur. Kalıcı barışın ve huzurlu bir yaşamın bizim en uzun sınırımız olan komşumuzda Suriye'de inşa edilmesi Türkiye'yi de çok olumlu yönde etkileyecektir. Bugüne kadar kendi ayakları üzerinde duran ve çok önemli ticaret ilişkilerimizin olduğu bu güzel ülke Suriye tekrar huzura ve barışa kavuşur ve tekrar güvenle ticaret yapmaya başlarız. O yardım tırları giderken daha önce o ülkeye mal sevkettiğim zamanlar aklıma geldi. O ülkenin endüstriyel tesisleri ve diğer yapıları için buradan onlarca tır dolusu ürün ihraç etmiştik. Şimdi o yapılanların büyük bir kısmı yokolmuştur sanırım. Savaşın bir acı yönüde bu; yıllarca emek verip inşa ettiğiniz binaları veya özenle sakladığınız kültür varlıklarını bir anda yokediyor. Belki de en önemlisi bir kuşak savaşla, karagaşayla büyüyor ve bir nesil yok oluyor. Binaları yerine koyabilirsiniz fakat o neslin yaşadığı travmayı kolay kolay değiştiremezsiniz. Yapılan yardımlar bugün Suriye'de savaştan kaçıp sığınan çocukların eline bir kalem, annelerin mutfağına aş, yaşlıların hastalıklarına merhem olabiliyorsa yerine ulaşmış sayılır.

Gelir adaletsizliği hem doğuda hem batıda toplum hayatının en büyük sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Asırlardır bu soruna kalıcı bir çözüm bulunamamış olması insanların hırs ve kibirinden kaynaklanmaktadır. Zengin ile fakir arasındaki bu uçurum, içinde yaşadığımız iletişim çağında daha fazla farkedilmeye başlandı. Gelir adaletsizliği konusunda farkındalık uyandıran çeşitli ekonomi kitapları var. Bu kitaplarda bu sosyo ekonomik soruna çözüm önerileri mevcut. Fakat hepsinin önünde insani bir bakış açısı ve kendi yerine koyabilmek (empati) gerekli. Devletin, şirketlerin, belediyelerin, şahısların, ailelerin bu gelir adletsizliğini azaltılması için kazançlarının bir bölümünü ihtiyacı olanlarla paylaşması gerekir. Bu yaptıkları ileride karşılaşabilecekleri sorunları da bertaraf eder. Bir hadisi şerifte şöyle geçer " Sadaka belayı defeder ve ömrü uzatır." " Veren el, alan elden üstündür."

Yardım etmek, elinde imkanı olan herkesin zevkle yapması gereken bir harekettir. Bugün soğuk havalarda yemek arayan hayvanlara yemek bırakanlar karşılıksız bir iyilikte bulunuyorlar. Bugün her anlamda birlik olma kendini mazlumun yerine koyma zamanıdır. Bugün biz birbirimize karşı duyarlı olmazsak, hem birbirimizi kaybederiz hemde başımıza gelebilecek belalara karşı korumasız oluruz. Birbirimizi dinleyelim, ihtiyacı olanlara karşı kulaklarımızı kapatmayalım. Hiçkimse yapacağı yardımla fakir hale düşmez. Fakat yapılan yardımların karşı tarafta daha büyük bir karşılığı vardır.

Mutlu, barış dolu bir hafta geçirmeniz dileğiyle,