İBATMTAL’de Turizm Haftası Çeşitli Etkinliklerle Coşku İçinde Kutlandı

T.C. Bolu Valiliği Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde, Bolu İzzet Baysal Abant Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesinde Turizm Haftası çeşitli etkinliklerin yer aldığı kapsamlı bir programla kutlandı.

Toplumda turizm bilincini geliştirmek, turizm sektörünün, sicil toplum örgütlerinin, öğrencilerin ve tüm halkın turizm hareketlerine katılmalarını sağlamak ve iç turizmi canlandırmak amacıyla her yıl 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanmakta olan Turizm Haftası kutlaması Bolu İzzet Baysal Abant Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesinde gerçekleşti.

“BU SENE TURİZM HAFTASINI BİRAZ DAHA FARKLI BİR KAPSAMDA DEĞERLENDİRDİK “

Kutlama programı öncesi İBATMTAL Müdürü Ayhan VURAL bilgi paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“ 2024- 2025 Eğitim Öğretim Yılında 15-22 Nisan tarihleri Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında, bu sene Turizm Haftasını biraz daha farklı bir kapsamda değerlendirdik. Akademisyenlerden Doç. Dr. İsa BAYHAN, Dr. Berker ÇİFTCİ, Osman ÇAVUŞ gibi akademisyenleri davet edip, gerek yerelde gerekse uluslararası turizmde gastronomiyle ilgili değerlendirmeler yaptık. Koru Otel Genel Müdürümüzü sektörden davet ettik. Kendisinin şu an sektördeki durumla ilgili değerlendirmelerini aldık. Dolayısıyla kültür sanat etkinliklerini bir araya getirdik. Bolu Milli Eğitim Müdürlüğümüzün halk oyunları, Bolu Milli Eğitim Müdürlüğümüzün ritim ekibi ve okulumuzun görsel sanatlar sergisini bugün açtık. Güzel Sanatlar Lisemizden de çok güzel bir keman müzik dinletisi aldık. Bu etkinlikleri, kültür sanat etkinlikleri, atölye etkinlikleri olarak üç aşamada gerçekleştirdik. Atölye etkinliklerinde de günlük 6 bin ekmek yapıyoruz. Bununla ilgili baklava, börek gibi unlu mamul atölye çalışmalarını gerçekleştirdik. Minik Şefler Mutfakta etkinlikleri kapsamında da yine her yıl bin civarında öğrencimizi, okul öğrencisi ve ilkokul birinci kademe olmak üzere küçük yaşta aşçılık markası olmamız sebebiyle eğitim veriyoruz. Bu eğitimleri de bugüne denk getirdik. Dolayısıyla çok farklı bakış açılarıyla, farklı kültürel mozaiklerle, değişik etkinliklerle farklı bir Turizm Haftası’nı kutlamış olacağız.”

Turizm haftası kapsamında İBATMTAL bahçesinde düzenlenen etkinler, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan, İBATMTAL Görsel Sanatlar Öğretmeni Şükriye Aksoy Bahşı’nın sunduğu program, günün anlam ve önemini belirten konuşmalarla devam etti.

 “TÜRKİYE’YE TANITILMASINA KATKI SAĞLAMAYI ARZU ETTİK”

Turizm haftası programında ilk konuşmayı yapan Bolu İl Milli eğitim Müdürü Fatih ÖNCÜ; “Bolu değince aklımıza turizm geliyor. Turizm Müdürlüğümüz, otellerimizle birlikte tabii en büyük paydaşlardan biri de eğitim sektörü. O anlamda değerli sektör yöneticilerime söyleyeyim, il müdürüme söyleyeyim öğretmenlerimizle birlikte Bolu’muzu tanıtmak adına, kışı ayrı, yazı ayrı, güzü ayrı, baharı ayrı güzel olan Bolu’muzu tanıtmak adına öğretmenlerimizden değişik kültürel, sporsal, sanatsal faaliyetlerini yürüten gruplar oluşturduk. Bunun ilkini Halk Oyunlarımız ekibimizle oluşturduk. Bu gruplarımızla birlikte arzu ettik ki Bolu’muzun çok güzel mekânları var. Bunları Türkiye tanımıyor, tanıtımına da Turizm Müdürümüzle birlikte hareket ederek, katkı sağlamış olalım. Bolu’muzun Gölcük gibi Yedigöller, Abant gibi daha bilinmeyen yaylaları, dereleri, ovaları gibi alanlarda çekimler yaparak Türkiye’ye tanıtılmasına katkı sağlamayı arzu ettik. Bunun bir kısmını başlattık, devamını getiriyoruz.”ifadelerinde bulundu.

“TURİZMİN YILLIK GETİRİSİ YAKLAŞIK 65 MİLYAR DOLAR”

BAİBÜ Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi İsa BAYHAN, konuşmasında; “Turizm Haftası, Türkiye’nin en kıymetli sektörlerinden biri olan turizm sektörünün farkındalığını artırmak için 70’lerden bu yana kutladığımız bir haftadır. İlk 1977’de ortaya çıkar ve ilk Milli Eğitim tebliğleri üzerinden ortaya çıkar. Aslında Milli Eğitimle, Kültür ve Turizm alanı oldukça iç içedir. Türkiye’nin turizm tarihinde de iç içedir. 83’den itibaren bunun günü değiştirilerek rutin olarak 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanmaya devam etmiştir. Türkiye’de turizm tarihinin gelişimi ile paralellik gösterir. Zira Türkiye’de de bakanlıklarımızın, kurumlarımızın teşkilatlanmaları bu dönemlerde artmıştır. Biz Turizm Haftası diyorsak neden bahsettiğimizin farkına varmamız gerekir. Ben mümkün olduğu kadar bu tür etkinliklerde, özel günlerde, konferanslarda şunu hatırlatmak isterim. Turizm dediğimizde bazen önemini göz ardı edebiliyoruz. Gelir boyutundan bakarsak Türkiye’nin ihracat rakamı 2024 itibariyle 264 milyar dolar. Turizmin yıllık getirisi yaklaşık 65 milyar dolar. Geçen yıla baktığımızda turizm rakamlarında gelen turist sayılarında biz %8’lik bir artış görüyoruz, ihracat rakamlarımız %2 yani Türkiye’nin turizm ekonomisinin 1/5 turizmdir. Pek çok alt sektörü besleyen bir sektördür. Bunun farkında olmalıyız ve yakın gelecekte ben bunun artacağını öngörüyorum. Araştırmalarımız bunları gösteriyor. Biz 100 milyon turistten 100 milyar dolardan yakın zamanda bahsedeceğiz. O tarihte belki bizim ihracatımız 400 milyar dolar olabilir. Yani bunu belki 1/3’lerine çıkacak belki turizm. Bu şu demektir; bizim pek çok alanımız, iş sektörümüz, istihdam konumuz bunun üzerinden gelişebiliyor ve gelişebilecek. Niye; çünkü biz kültürden besleniyoruz, doğadan, tarihten besleniyoruz. Biz, bizim olandan besleniyoruz. “diye ifade etti.

“BİZİM RAKİBİMİZ ÇİN”

Dünya genelinde gelişen teknoloji ilminin turizme de tezahür ettiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi İsa BAYHAN;” Bizim sanal gerçeklik müzelerimiz var. İstanbul- Ayasofya Sanal Gerçeklik Müzemiz var. Efes’te deneyim temelli müzelerimiz var. Yani teknolojiden de uzak değil. Sürekli çağın koşullarına adapte olabildiğimiz, geliştirebildiğimiz ve gelişmesinden gerçekten toplumumuzun istifade edebildiği bir sektör.  Toplumla, halkla arasında bariyerleri olmayan, yöresel ürün satabileceğimizin de kazandığı,  halkımızın da rol aldığı, istihdamımızın da desteklendiği, pek çok paydaşımızın yer alabildiği bir sektör. Türkiye’nin de burada tüm süreç içerisinde her gün rolünü artırarak daha pekiştirdiğini görüyoruz. Türkiye’nin gerçekten yakın dönemde bu pazar paylarının hepsinde büyük oranda rol sahibi olacağını görüyoruz. İşte bu yüzden turizm bizim söylediğimiz gibi göz ardı edemeyeceğimiz kadar büyük bir istihdam alanı, ekonomik kazanç alanı ve yakın gelecekte Türkiye özelinde en büyük etkiyi oluşturacak sektörlerden biri diyebiliriz. Biz sektördeki ihtiyaçlarımızı geliştirdiğimizde, insan kaynağımızı eğitimli gençlerden, insanlardan seçtiğimizde, kalite tedbirlerimizi doğru aldığımızda dünyada bugün yarışamayacağımız belki diğer ülkelerden öndeyiz. Bizim şuan turizmdeki rakibimiz İtalya. Bizim rakibimiz artık Yunanistan vs. değil. İtalya 5.sıralarda, biz 6.sıralardayız. Bizim rakibimiz Çin. Yüzölçümü olarak Türkiye’nin 9 katı ama Turizmde biz Çin ile kafa kafayayız.”dedi.

“MENGEN’DE 26 TÜR YENİLEBİLİR MANTAR KEŞFETTİK”

BAİBÜ Mengen Yüksekokul Öğr. Gör. Berker ÇİFTÇİ, konuşmasında; “Bolu doğası ve gastronomisiyle öne çıkan en yegane şehirlerimizden bir tanesi. Osmanlı’dan günümüze gelen aşçılık geleneğini de korumayı başarmış en kıymetli şehirlerimizin başında gelmekte. Bu aşçılık geleneğini, gastronomi geleneğini yerelin gücüyle birleştirdiğimiz zaman en güzel örneklerinden birini bugün burada Gelincik Kooperatifiyle görmekteyiz. Birleştirdiğimizde inanılmaz ekolojik ve gerçek gıda anlamında değerleri ortaya koyabiliyoruz. Dünyadaki turizm çeşitlerine baktığımız zaman gastronomi turistlerinin artık beklentileri ve arayışları çok farklı konuda. Bugün Bolu’da bu beklentilerin her birini karşılayabilecek kapasiteye sahibiz. Bunlar öncelikle doğa turizmi, doğa turizmine baktığımızda içerisinde trekking, mantar toplaması, keşiften, paraşütüne aklımıza gelemeyecek birçok program Bolu’da mevcut. Bununla ilgili, bununla entegre olarak bizim niyetimiz şu; Özellikle Mengen’de bu çalışmaları yürütmeye gayret ediyoruz. Aşçılık geleneğiyle birleştirmeye çalışıyoruz. Bolu bu programların her birine ev sahipliği yapıyor, yapmaya devam ediyor. Ama maalesef üzücü olaylar yaşanıyor. Bu tedbirler alınma anlamında büyük özveriler sarf edilmeli. Tedbirler alındıktan sonrada önümüze bakılmalı ve neleri yanlış yapıyoruz, neleri doğru yapmalıyız safhasında da bir yol haritası çizmeliyiz.”ifadelerinde bulundu.

“MENGEN’DE 26 TÜR YENİLEBİLİR MANTAR KEŞFETTİK”

Öğr. Gör. Berker ÇİFTÇİ; “Bolu özelinde gastronomi turizmine baktığımız zaman aşçılık festivalleri, bu gibi Turizm Haftası etkinlikleri bölgenin tanıtılmasına, Türkiye ve dünyaya duyurulmasına büyük pozitif katkılar sağlamakta. İşin özelinde şu; tohumdan başlayan, tabağa kadar olan süreçte gerçek üretici anlamında Bolu’daki değerlerin ortaya çıkartılması ve bunlarla birlikte programlara entegre edilmesi, kadın kooperatifleri, yerel yöneticilerinde desteklenmesi. Bugün burada stantlar var, çok güzel sergiler var. Üreticiler çok güzel eserler ortaya koymuşlar, bunların tanıtılması, restoranlara entegre edilmesi, biz zaten okulda bunların eğitimlerini tamamen vermeye çalışıyoruz ama tabii ki daha iyiler gerçekleşebilir. Bolu’da inanılmaz ürünler var. İlk başta en karşımıza gelen ürünlerden bir tanesi, tabii ki doğa alanında mantar popülasyonu. Kaz Dağları’nı aratmayacak mantar popülasyonuna sahibiz. Bugün kötü bir hasat sezonunda Mengen’de yaptığımız bir akademik çalışmada 26 tür yenilebilir mantarı biz keşfettik ve akademik çalışmayla belgeledik. Bizim yegane amacımız şu ülke ekonomisindeki pasta payından Bolu’nun bundan faydalanması. Konaklama turizmi anlamında, ekolojik turizm anlamında ve gastronomi turizmi anlamında.”diye belirtti.

“ÜLKEMİZDE GASTRONOMİ YA DA AŞÇILIK YETERİ KADAR HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL”

 BAİBÜ Mengen Meslek Yüksekokul Müdürü, Öğr. Üyesi Doç. Dr. Osman ÇAVUŞ, konuşmasında; “Bir yerin gastronomi destinasyonu olabilmesi için oraya özgü ne var, onun çalışmasını yapar, onu ortaya koyarız. Ürünümüz nedir deriz. Bizim Bolu’da bir sürü ürünümüz var aslında. Peksimetimiz var, bunu yemek için bize diş lazım. Son 10 yıldır tespit ettiğim en önemli şey, bizi Bask’tan ya da Peru’dan destinasyon olarak bugün dünyanın bir numaralı yerlerinden ayıran en önemli özelliğimiz ürünümüz değil aslında. Ya da yetişmiş elamanımız ya da yetkin yetkililerimiz değil. Tek şeyimiz biz bir araya gelemiyoruz. Tüm paydaşları bir araya getiremiyoruz. Bizim ülkemizde gastronomi ya da aşçılık yeteri kadar hak ettiği yerde değildir. Peki, neler yapabiliriz? Biz Mengen’de ülke turizmine katkı sunabilmek için öncelikle öğrencilerimiz var, bunları yetiştirip elçi olarak gönderiyoruz. Öğrenci yetiştirirken tercih edilebilecek olan öğrenciyi seçiyoruz. Yani bir restorana gittiğinde o şefe ihtiyaç yarattırıyor. Öğrencimize ihtiyaç duyuyor ve öylelikle kadroya alıyor.”dedi.

“BİZİM BURAYA DAVET ETTİĞİMİZ TURİSTE BİR DENEYİM YAŞATMAMIZ GEREKİYOR”

Doç. Dr. Osman ÇAVUŞ; “Gastronomi turizmi anlamında da bizim biran önce bir araya gelip, ürünlerimizi tespit edip ve bu ürünlerimizi doğru kişilere iletmemiz gerekiyor. Bizimde ürünleri ortaya koyabilmemiz için gastronomi turisti diye bir turist var. Bizim her şey dahil bin Euro’ya getireceğimiz değil, bizim gelip bize ihtiyacı olan deneyim yaşamak isteyen turiste ihtiyacımız var. Bu bağlamda Bolu’nun topografyası buna uygun. Yani bizim buraya davet ettiğimiz turiste bir deneyim yaşatmamız gerekiyor. Son zamanlarda insanlar seyahate çıkarken iyi bir yemek yemek istiyor. Yemek yapılırken izlemek istiyor. İyi bir şef istiyor. Bu yemeğin yapıldığı ürünlerin üretildiği tarlayı görmek istiyor. Üzüm bağlarını görmek istiyor. Mantarın nereden geldiğini görmek istiyor. Dışarıda ıslanmak istiyor.  Son dönemlerde yapılan akademik çalışmalara baktığımızda, okulu merak ediyor.  Bugün Bolu aşçılığın merkezi ama herkesten duyduğumuz bir laf var ‘Bolu’da yemek yiyecek bir yer yok. Mengen’de yemek yiyecek bir yer yok.’ Hemen çok güzel bir bahane üretiyoruz ‘Biz aşçı yetiştiriyoruz.’diyoruz.  Adam aşçı görmeye geliyor ama onunda yaptığını bir görmek, ürünü görmek istiyor. Bizim burada en önemli sorunumuz rakip değil, ekip olmamız gerekiyor. Hem eğitimde hem otelcilikte hem sektörde hem de akademide bizim rakip değil, ekip olmamız gerekiyor.”diye ifade etti.

“BOLU’MUZU GİDİLMESİ, GÖRÜLMESİ GEREKEN ÜÇ ŞEHİR ARASINA SOKMAK”

Koru Otel Genel Müdürü İbrahim GÖYEM, konuşmasında; “Eşsiz tabiatı, bin bir çeşit bitki ve ağaç zenginliği, her metrekaresinden medeniyet ve kültür fışkıran, tarihi ve neredeyse her hanesinden bir aşçının çıktığı gastronomi başkenti olan Bolu’muz, Ankara ve İstanbul’un tam kesişme noktasında bulunmaktadır. Böylesine büyük bir misafir potansiyeline sahip olan şehrimiz doğru strateji ve planlamalar, doğru hedef politikalarıyla sahip olduğu bu eşsiz potansiyeli daha güçlü kullanma imkanına sahip olacaktır. Yedigöller, Abant milli parkları ve Gölcük tabiat parkı gibi onlarca cazibe merkezine sahip olan Bolu’muza geçen sene 2 milyon turistin geldiği gözlemlenmektedir. Artan konaklama tesisler ve sahip olduğu bunca güzelliklerinin hiçbir dil, din ve siyasi farklılık gözetmeksizin ortak işbirliği içerisinde güçlü satış ve pazarlama politikalarıyla Bolu’muzu hak ettiği turizm potansiyeline ulaştırmak biz profesyonellerin her zaman elinde olacaktır. Çünkü biz turizmcilerin tek bir gayesi var; Bolu’muzu haritamızdaki alelade  bir şehir olarak değil, gidilmesi ve görülmesi gereken ilk 3 şehir arasına sokmak olacaktır. Koru grubumuz Yönetim Kurulu Başkanımızın iletmiş olduğu bir mesajla sonlandırmak istiyorum; ‘Bolu’da doğa iyileştirir, lezzetler büyüler, Kültür zenginleştirir. “dedi.

“BİZ EKİP OLMALIYIZ, HEP BİRLİKTE OLMALIYIZ”

Bolu İl Kültür ve Turizm İl Müdürü İbrahim Emre GÜRSOY, konuşmasında; “Buruk bir turizm haftası yaşıyoruz. Önceki yıllarda olduğu gibi daha eğlenceli hale getirdiğimiz, kutlamaların yoğun olduğu bir hafta dilerdik ama başımıza gelen elim olay nedeniyle, bu sene biraz daha tek düze kalmak zorunda kaldı.  İl Müdürlüğü olarak bir program yapmadık ama paydaş olmaya gayret ettik. Osman Hocam çok güzel bir cümle kurdu; ‘Biz rakip değil, ekip olmak zorundayız.’Biz ekip olmalıyız, hep birlikte olmalıyız. Evet, elim bir facia atlattık ama bundan sonra toparlanma vaktidir. Hiçbir şehir yok ki dört mevsim ve birçok turizm ürününü, çeşidini bir arada bulunduran başka bir şehir yok. Yani spor turizminde olduğu gibi birçok alanda önde gitmeyi sürdürüyoruz.  Fakat bu yeterli değil. Baktığımız zaman bizim geceliği ortalama 1.7’lerde kalıyor, bu çok düşük bir rakam, Türkiye ortalaması 2,5. Geçen yıla göre 2024 yılında %82.84 bir artış var, şehrimize ziyaret oranında ama bu geceleme oranına çok da yansımıyor. Çok küçük bir oynama var, 1.8’e kadar evrilmiş durumda. Bundan sonra toparlanma vaktidir. Hep birlikte el ele bir şeyler yapma vaktidir. Bizde İl Kültür Turizm Müdürlüğü olarak, bu işin başını çeken Bakanlığın temsilcisi olarak elimizden geleni yapacağız. Turizm Haftası biraz buruk geçebilir ama Türk Mutfağı Haftası Mayıs ayında kutlanıyor ve tüm dünyada, tüm elçiliklerimizde kutlanıyor. Ben şunu iddia ediyorum, dünyanın en geniş Türk Mutfağı Haftası Bolu’da kutlanacak, bunun müjdesini vereyim.”dedi.

Konuşmaların ardından Bolu Güzel Sanatlar Lisesi Öğretmeni Ayşe Teke rehberliğinde “Keman Dinletisi” gerçekleşti. Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde Öğretmen Cemal Engin rehberliğinde bulunan “Öğretmenler Halk Oyunları Topluluğu Gösterisi”,  Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde bulunan, Cemal Engin rehberliğinde “Öğretmenler Ritim Topluluğu Gösterisi” ile devam eden programda, İBATMTAL Görsel Sanatlar Öğretmeni Şükriye Aksoy Bahşı rehberliğinde okul öğrencilerinin “Gastronomi Resim Sergisi” Açılış Töreni gerçekleşti.. Ardından okulun bahçesinde kurulu stantlarda sergilenen  ürünlerin ziyaretleri, “Fırın Atölyesi” ziyaret, “Türk Mutfağının Duayen Şefleri” ziyareti, “Pastane Atölye Etkinlikleri” ziyareti, “Şerbet ve Kurabiye Atölyesi” ziyareti, 2025 Aileler Yılı kapsamında gerçekleştirilen “Anne Baba Çocuk Mutfak Atölye Faaliyetleri Çalışmaları” ziyaretleri ve “Minik Şefler Mutfakta Atölyesi” ziyareti ile devam eden etkinlikler, ikramlar ve kapanışla sona erdi. (Fatma Marmara)