Çocukların davranışlarını anlamanın en sağlıklı yolu, onların yaş dönemlerine ait özelliklere sahip olmaktır. Çocuklarda davranış bozukluklarının temelinde daha çok ilgi çekmek yatar. Çocuğun olumsuz veya aykırı davranışının bir tehdit unsuru olmaktan çok yardıma ve ilgiye gereksinime ait bir işaret olduğunu kabullenmek, çözüm bulma olasılığını arttıracak en önemli unsurlardan birisidir. Davranış sorunlarının altında yatan sebepleri bulabilmenin yolu, ebeveyn, yakın aile çevresi ve öğretmen gibi çocukla etkileşimde bulunan kişilerin çocuğun penceresinden bakmayı başarabilmesidir. Yine çocuğu gözlemlemek ve aykırı davranışın devamlılığı konusunda emin olmak, gerektiğinde bir uzmandan yardım almak yararlı olacaktır.
Peki bir çocuk veya ergende davranış bozukluğu olduğunu ya da bir başka deyişle çocuk veya ergenin gösterdiği davranışın bir problemin işareti olduğunu nasıl anlarız? Dilerseniz bu soruya birkaç soruyla cevap verelim;
Davranış sorunlarını anlamaya yarayan sorular:
· Çocuğu aykırı davranmaya iten temel sorun ne olabilir?
· Söz konusu sorunu tetikleyen unsurlar neler olabilir?
· Bu sorun en çok kimi etkiliyor?
· Sorun çocukla mı, başkasıyla mı veya çevresel bir etkenle mi ilgili?
Bu sorular ile çocuklardaki aykırı davranışların anlamlarını kavrayabilmek mümkündür. İlk olarak ele alınması gerekenlerin olası ve gizli nedenlerini belirleyip, hangi sorun üzerine odaklanmak gerektiğine ve böylece ne yapılabileceğine karar vermek gerekir.
Çocukların içinde bulundukları yaş dönemlerine ait özelliklerin bilinmesi, çocuk ve davranışı hakkında hüküm verirken daha doğru bir yaklaşım göstermek açısından yararlı olacaktır. Örneğin; 5-6 yaş dönemindeki bir çocuğun yalan söylemesi ile 14 yaşındaki bir çocuğun yalana başvurması arasında fark vardır. Özellikle 7 yaşını tamamlamamış bir çocuk için kesin yargıya varmak, sergilediği aykırı davranışın ardında yatan sebebin gözden kaçırılmasına sebep olmaktadır. Burada ebeveyn ve öğretmen tutumlarının büyük önemi vardır. Çoğu zaman tenkit edilen, suçlanan ve eleştirilen çocuk için aykırı davranmaktan başka seçenek kalmıyor maalesef.
Bunun yerine çocuğumuzu dinleyelim, dinleyelim ki anlayabilelim. Ve unutmayalım ki günümüz dünyasında bireylerin en büyük derdi kendini anlatmaya çalışmak, öyle değil mi?
“İnsan anlaşıldığı yerde çiçek açar.” demişler. Aile içerisinde ebeveynlerin, okullarda öğretmen ve eğitimcilerin ve yine toplum içerisinde her bir bireyin karşısındakini dinlemek ve sonrasında anlamak gibi önemli bir görevi olduğunu unutmaması gerekiyor.
Anlaşıldığı yerde çiçek açan çocukların olduğu bir dünya diliyorum.
BİR DE SEBEP NE OLURSA OLSUN ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLMEDİĞİ..