ÇOCUKLA SAĞLIKLI İLETİŞİM NASIL OLMALIDIR?

Sevgili anne babalar;

Herkesin bildiği bir söz vardır: “Eğitim ailede başlar”.

 Her aile başarılı çocuklar yetiştirmek ister. Bunu gerçekleştirmek için çocuğuna her türlü imkanı hazırlar. Ancak unutulmaması gereken bir konu daha vardır ki, o da çocuğun kimlik gelişimidir. Çocuğun içinde bulunduğu dönemi nasıl atlattığı çocuğun hayatta kazanacağı başarıları kadar önemlidir.

Ailenin çocuğa verdiği eğitimle çocuğun kişilik yapısı arasında görünmeyen bir bağlantı bulunmaktadır. Öncelikle her aile çocuklarını ayrı bir birey olarak görüp kişiliklerine, bağımsızlıklarına saygı duymalıdır. Bunu yapabilmek için çocukla doğru ve sağlıklı iletişim kurmak çok önemlidir.

Her şeyden önce etkin dinlemenin bilinmesi gerekmektedir. Batılı psikolog Publilus Syrus; Çocuğuna servet bırakmak isteyen anne- baba, ona iyi dinlemeyi öğretmelidir diyor. Etkin dinleme için kişinin söylediklerinin gerçek anlamlarının kavranması gerekir. Duyulduğunu ve anlaşıldığını bilmek çok güzel bir duygudur. Dolayısıyla çocuğumuzu önce dinlemek, kendinin ifade etmesine izin vermek daha sonra geri bildirimde bulunmak gerekir.

Çocuklar sevgiye tepki verirler.

Çocuğunuzun söylediklerini duymak istemelisiniz.

Çocuğunuzun duyguları sizinkinden ne kadar farklı olursa olsun onun duygularını kabul etmelisiniz.

Duyguların sürekli değil, geçici olduğuna inanmalısınız.

Çocuğunuzun ayrı ve farklı bir birey olduğunu kabul etmelisiniz.

Çocuğunuzun sorunları olduğunda yanında olmalı fakat sorunlarını kendisi çözmesi için onu yalnızca cesaretlendirmelisiniz.

Çocuğunuzla İletişiminize Engeller Nelerdir?

Acaba hangimizin gören bir bakışa, duyan bir kulağa gereksinimi yok? Dr. Pire’nin “İnsanların çoğu duvar, çok azı da aralarında köprü kurarlar” sözü günümüzün yoğun temposuna kendini kaptıran insanların (yani bizlerin) arka plana ittiği çok önemli bir gereksinimi vurguluyor. Özellikle çocuklarımızla olması gereken yakınlaşma ve iletişim gereksinimi.

Bir de çocuklarımızla iletişimimize engel olan, konuşmalarımızı yüzeysel kılan ve gerçek dinlemeyi engelleyen tavırlara bir göz atalım. Örneğin; Emir Vermek, Yönlendirmek, Sert bir şekilde Uyarmak, Gözdağı Vermek, Ahlak Dersi Vermek, Öğüt Vermek ve Çözüm Önerileri Getirmek, Nutuk Çekme gibi söylem ve davranışların birey üzerinde olumlu bir etkisinin olmadığını hepimiz biliriz.

UNUTMAYALIM!

Olumlu ilgi, çocuğunuzu mutlu eder, kendine olan güvenini artırır. Övgü, teşekkür, iftihar etmek ve hayranlık gibi olumlu ilgi gösterme şekilleri kişinin moraline gerçek bir katkıda bulunur.

Olumsuz ilgi ise üzer ve bireyin motivasyonunu düşürür. Eleştiri ve gülünç bulma, hayal kırıklığı ve güvensizlik kişiyi üzer ve yıpratır.