BİREYİN BENLİK SAYGISININ AİLE YAPISI İLE İLİŞKİSİ

Psikolojide “benlik saygısı”; bireyin kendi hakkındaki inançlarını (örneğin, "sevilmiyorum", "iyi şeyleri hak ediyorum") ve zafer kazanma, umutsuzluk, gurur ve utanç duyma gibi duygusal durumları kapsar. Bu konuda derin araştırmaları bulunan Coopersmith; yüksek özsaygı düzeylerinin gelişiminde aile ve ebeveyn tutumlarının etkilerine vurgu yaparak  yüksek özsaygılı çocuklara sahip ailelerin şu üç özelliğine dikkat çekmektedir. Bu yapıdaki aileler;

1)   Kendileri yüksek düzeyde özsaygıya sahip ve çocuklarına karşı oldukça kabul edici ebeveynler, 

2)  Sınırları net bir biçimde tanımlamış ebeveynler, 

3)  Sınırlar koymalarına rağmen çocuklarının düşüncelerine ve haklarına saygı gösteren ebeveynler. 

Yapılan çalışmalar; aile ilişkilerinin çocukların kaygı ve endişe düzeylerini de etkilediğini göstermiştir. Pek çok bilimsel çalışmada, kişisel gelişimi destekleyen, bağımsızlığı ve başarıyı yüreklendiren ailelerin çocuklarının daha atılgan ve kendi kendine yeten çocuklar olduğu gözlemlenmiştir. Aile içindeki ilişkiler sistemini önemseyen ailelerin çocuklarının, endişeden uzak ve daha hoşgörülü, güleryüzlü çocuklar olduğu bulgulanmıştır.

Çocukların okul yaşantılarının özsaygı düzeyine etkileri hakkında yapılan çalışmalarda sınıf içindeki etkinliklere katılımın, öğretmenin kullandığı yenilikçi tekniklerin ve kuralların netliğinin öğrencilerdeki memnuniyet duygusunu arttırdığı gözlemlenmiştir. Fazla rekabetçi, öğretmen merkezli ve öğretmenin desteğinin düşük olduğu sınıflarda ise devamsızlığın arttığı bulunmuştur. Bu çalışmalar göstermiştir ki öğrencilerin katılımının ve öğretmenin desteğinin yüksek olduğu sınıflarda öğrencilerin kendi kendilerini geliştirme arzuları daha yüksek olmaktadır. Aynı zamanda; katılım, grubun parçası hissetme ve yüksek öğretmen desteğinin yaşandığı sınıflarda bulunan çocukların daha pozitif bir benlik kavramına sahip oldukları da diğer bir önemli bulgudur.