Çevresel faktörler söz konusu olduğunda çocukların kendi kendilerini korumaları mümkün değildir. Zaten o yüzden bir ebeveyne ihtiyaç duyarlar; malumunuz!
Böyle olduğunda gözden kaçırılan veya önemsenmeyen şeylerin çocuğun kişisel alanına saldırı anlamına geldiği çoğu zaman bilinmemekle beraber, etrafa “Bakın ne kadar güzel çocuk yetiştirdik. Uyumlu, söz dinleyen, ne denilirse yapan..” demenin bir yolu olarak çocuğu davranışlarıyla öne sürmek de oldukça yanlış bir ebeveyn tutumu aslında.
Peki, çocuklarımıza doğruyu yanlışı öğretmeyelim mi? Milli manevi değerlerimizi bilmesinler mi? Eve gelen misafire bir hoş geldin demesinler mi?
Hayır elbette. Ancak bunu yaparken çocuğun “çocuk” olduğunu unutmayalım. Çocuklar yetişkinler gibi her gelenle hemhal olamazlar. Onların dünyasında önce kendileri gelir, sonra başkaları. Dolayısıyla yetişkinlerin önemsediği bir şeyi çocuğun görmezden gelmesi son derece normaldir. Burada yapacağınız en güzel şey “örnek olmak” tır. Çocuk ne de olsa etrafını gözlemleyerek öğrenen bir varlık. Biz ne yaparsak onu kabullendiğini ve yetişkin olduğunda da aynen uygulayacağını unutmayalım lütfen.
Çocuklarımıza milli manevi değerlerimizi öğretirken zorlamak, iyi bir şeyler öğreteyim derken mevcut durumdan soğutmak ve hatta korkutmak yapacağımız en büyük hata olabilir.
Tekrardan iyi bayramlar diliyorum. Umarım her birimiz için güzel bir vesile olmuştur.