Narsistik eğilimin türlerini sıklıkla görmeye başladık toplumda. Narsist eş, narsist anne .. Olur mu demeyin, var.
Öyle ya insanın eşi, annesi, babası nasıl olur da “narsist” olur?
Hemen açıklayalım! Aslında bildiğimiz, gündelik hayatta şahit olduğumuz durumlar hepsi.
Narsistik anne; çocuğun beklenti, arzu ve isteklerinin, şikayet ve sınırlarının farkında olmayan, çocuk adına karar veren, çocuğun adına yapılması gerekeni ve doğruyu yalnızca kendisi bilen, sonucunda da çocuğun kendisine koşulsuz itaat etmesini bekleyen anne tipidir. Psikolojide bu durum “Çocuğu kendisinin bir uzantısı olarak görme” eylemi olarak tanımlanır. Ebeveynlerden çoğunlukla bir tanesi çocuğu kendinden ayrı, bağımsız bir birey olarak değil de kendisinin bir parçası ya da devamı gibi görür. Örneğin; anne lokomotifse çocuk vagondur. Çocuk annenin gittiği yönü takip etmek zorundadır. Aksi halde anne tarafından cezalandırılır, korkutulur, utandırılır, sevilmez, tehdit edilir, değersiz ve yetersiz hissettirilir. Hatta ve hatta uzun süreli susma cezası uygulayan, çocuğuna en küçük bir olayda duvar ören anne, hep haklıdır!
Narsistik ebeveyn için çocuk; hep bir yüktür, engeldir, ayak bağıdır. Birey olmaktan çok ezilip hor görülen bir varlıktır. Bu çocuklar değersizlik, yetersizlik ve başarısızlık hissiyle büyür.
Tanıdık geldi mi?
Biraz da narsist eşi tarif edelim dilerseniz; Narsist eş alaycı, her şeyin sorumlusu sizmişsiniz gibi suçlu hissettiren, daima haklı olan taraftır.
Tanıdık geldi mi?
Tüm bu unsurlara karşılık gelen ilişki türünü; “toksik ilişki” olarak tanımlayabiliriz. Ebeveyn, eş ve çocuk ilişkileri başta olmak üzere, eğitim ve iş hayatında da oldukça sık rastlamaktayız maalesef! Toksik ilişki; duygusal, fiziksel veya psikolojik sağlığınızın zayıflatıldığı veya tehdit edildiği her türlü kişiler arası ilişkidir. Bu tür ilişkiler genellikle utanç duygusu ağır basan, aşağılanmanın, yanlış anlamanın fazlaca görüldüğü, doğal olarak desteklenmeyen ilişkilerdir.
Toksik ilişkiye maruz kalan kişilerin yakın aile çevresi, iş veya okul ortamı incelendiğinde ortaya çıkan birey tanımı; “erken çocukluk yaşantılarından ileri gelen olumsuz davranış eğilimli birey” olduğu görülmektedir. Psikoloji literatürü der ki; bireyde gelişen olumsuz alışkanlık, davranış ve tutumlar çocukluktan süregelen ve hissedilen olumsuz duygulara karşı geliştirilen birer savunma mekanizmasıdır.
Dolayısıyla kişinin etrafına karşı ne şekilde bir tavır gösterdiğinin altında yatan en temel sebep, erken çocukluk yaşantılarıdır diyebiliriz. İlişkilerde gördüğümüz şiddet eğiliminin altında yatan en temel unsur da budur. Özellikle aile bağları söz konusuysa şiddet türlerinin kimi bireyler tarafından “ilgi görmek” şeklinde algılandığı unutulmamalıdır. Aşağıda sıraladığımız psikolojik şiddet türlerine dikkatinizi çekmek istememin sebebi de bu aslında. Lütfen ilgi ve sevgiyi farklı tutumlarla karıştırmayalım.
1-Fikir ve duygularla alay etmek, 2-Söz hakkı tanımamak, 3-Karar alıp uygulamasına engel olmak, 4-Terk etmekle tehdit etmek, 5-Başkalarının yanında rencide etmek, 6-Suçlu hissettirmek, 7-Baskı altına almak, 8-Kendi yakın çevresinden uzaklaştırarak izole etmek, 9-Kıskançlık yaparak hayatını kısıtlamak, 10-Duygularını ihmal etmek, değersizleştirmek.
Gerçek sevgiyi bulabilmeniz dileğiyle..