Güvendiğin, inandığın, kendinden önce seni düşünen, arkandan iş çevirmeyendir dost.

Ortadoğu'daki tabloya baktığında kimin kiminle dost, kimin kiminle düşman olduğu belli değil. Ülkelerin stratejisi ve taktiği her an değişebiliyor. Çıkar ilişkisi olduğundanne konum kalıyor, nedostluk.

Bu değişim de öyle hızla oluyor ki bir gün haberleri kaçırdığında, gündeme dair birçok şeyi de kaçırdığını fark ediyorsun.

Bir yandan ben senin müttefikinim derken, bir diğer yandan da senin canını yakan terör örgütüne dolaylıda olsa, sana doğrultacak silahı verebiliyor. Ya da ülkelerinde faaliyet göstermelerine izin veriyor.

Kendi ülkelerinde yaşansa bu durum, böyle kucaklarlar mı?Söz konusu kendi vatanı olunca işler değişiyor, bunu kesinlikle unutmamak lazım.Ülkemiz için bizimde birlikte olmamız, birlikte el ele vermemiz gerektiğini de.

Sadece dışarıda değil tüm bu yaşananlar. İçeride de kardeş kardeşe düşürülüyor. Bizim kendi içimizde, bu vatan topraklarımızda Türk, Kürt demeden yaşarken, birbirimizden kız alıp kız vermişken yani akrabayken, ayırmaya bölmeye, araya nifak tohumları ekmeye çalışılıyor.

Yıllardır canımız yandı, yanıyor. Sadece bizim mi Ortadoğu'da yaşayan halklarında. Onlarda bizden, onlarda bizim kardeşlerimiz, komşumuz.

Can acısıyla sığındıkları da yine biziz. Bölgelerinden tehlike geçtiğinde, evleri yıkık dökük bile olsa vatanım, toprağım deyip geri dönüyorlar. Herkesin kendi vatanı, kendi toprağı işte…

Ortadoğu'da tüm bu yaşananlar bizim yanı başımızda, hatta sınır illerimizde olurken, hem kendi halkımızın hem orada ki halkların bu acılarını yaşamasını istemezken, kendi sınırlarımızı korumak isterken, diğerlerikilometrelerce öteden geldikleri halde bize, sen karışma diyebiliyor.

Devletimiz, sınırları içinde ve dışında ulusal güvenliğini, toprak bütünlüğünü tehdit eden, vatandaşlarının can ve mal güvenliğini tehlikeye sokan hertürlü tehlikeye asla kayıtsız kalmaz, kalmayacak da.

Sevgi ve saygılarımla…

Fatma Marmara