Aile içerisinde çocuk yetiştirirken sınır koymak; çocukların sınırları bilmesi ve bu sınırların içerisinde yaşamayı öğrenmesi demektir. Bu doğrultuda ebeveynlerin görevi çocuklara doğru ile yanlışı ayırt edebilmeyi öğretmek ve davranışlarının sonuçlarını açık ve net bir şekilde anlatmaktır.
Çocuklara ne yapması ya da ne yapmaması gerektiği anlatılırken açık ve net olmak son derece önemlidir. Olması gereken sert ya da otoriter bir tavır göstermek değil; bağırıp çağırmak yerine ricada bulunmaktır. Ricada bulunurken çocukların olumlu ve gerçekçi tutumlara karşılık verebilmesi için zamana ihtiyaçları olduğunu da unutmamak gerekir.
Ricada bulunalım derken çocuğa acziyet göstermekten bahsetmiyoruz elbette. Çocuğunuz evde patronun siz olduğunu bilmeli! Örneğin; “Televizyonu kapatmak için 10 dakikan var, sonra ödevlerini yapman gerekiyor” gibi cümleler oldukça etkilidir. Burada çocuğu yönlendirmenin ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmaktadır.
Çocuğa sınır koymanın başka bir yolu da iş birliğine gitmektir.
Çocuklar iş birliği yapmıyorsa sinirlenmek çözüm değildir. Sesler yükselmeden önce, durup sakinleşmek en iyisi. Ebeveynlerin tıkandıkları noktada bağırarak konuşmayı bir çözüm olarak gördüklerini biliyoruz. Ancak ne yazık ki en yanlış anne-baba tutumlarından bir tanesidir, ki çocuğu olumsuz etkilemekten başka bir işe de yaramaz. Bağırmak, isyan etmek, şikayet edip söylenmek hele hele ağlamak genelde yorulmanın işaretidir. Bunlar güçlü bir ebeveynin özellikleri arasında yer almaz, aman diyeyim!
Çocuklar karşılarında güçlü bir ebeveyn ister. Yönlendirilmek ve desteklenmek ister. Ancak o zaman güvende hisseder!
Ev içi ve ev dışı alanda çocuğa sınır koymak, onu engellemek değildir. Sınırlarını bilen çocuk özellikle bilişsel açıdan çok daha sağlıklı bir birey olarak yetişecektir.
SAĞLICAKLA KALIN!