ÖĞRETİLMİŞ ÇARESİZLİĞİN ESİRİYİZ.(2)

(Dünden devam)


Filistin’deki Hamas, öz be öz Gazellileri ifade eder.
Gazze Hamas'tır. Hamas Gazze'dir. Birbirinden ayrı değil. Gazze halkı Hamas'tır. Hamas da Gazze halkıdır. Yani öldürülen çocuklar Hamas'ın ta kendisidir.
Anneler babalar Hamas'ın ta kendisidir.
NOT: Ortadoğu’da, İran’daki kendilerine “Hamas”ız, diyenlerle de gerçek Hamaslıları karıştırmamak gerekiyor. İran’dakiler ortalığı karıştıranlar olup, kendilerine Hamas deseler de, asla HAMAS değillerdir. Bu ince çizgiyi iyi anlamak lazımdır.
***
O nedenle bu yazımızda, Filistin’deki Hamas’ın mücadelesini ifade edeceğiz
***
Dün tarihi ile (25/10/2023)  BM açıklamasına göre, Gazze’ye 17 gün içinde 12 bin ton bomba atıldı.
Bu miktar Hiroşima’ya atılan atom bombasına eş değer! Akıl almaz bir oran. Dünya uykuda. İnanılmaz bir sonuçla karşı karşıyayız.
Gazze’de şu ana kadar bombardıman sebebiyle hayatını kaybeden insan sayısı, 2 bin 704’ü çocuk olmak üzere 6 bin 546 kişi.
***
İsrail Mallarının büyükten küçüğe boykot edelim derken, bakkaldan marketlerden Yahudi mallarını almamanın yanı sıra,
Devletimizde yazılımlarını bir an önce millileştirmesi gerekiyor.;
İsrail bir çok konuda yazılım transfer ediyoruz. Ülkemizde de bu yazılımları kullanıyoruz.
Boykot, buradan başlamalı.
Bunun içinde Türklerin yaptığı yazılımları tercih etmeliyiz.
Şu anda süper yazılım yapan genç beyinlerimiz var.
Türkiye’deki genç beyinleri buralara kanalize etmeliyiz.
Teknofest gibi etkinliklerin sayesinde yeni, milli yazılımların önü açılmaktadır.
Bu gibi faaliyetler, “Öğretilmiş Çaresizliğin Esiri olmaktan kurtuluşa giden yoldur.
***
Yazılımlarımızla, savunmamızla, silahlarımızla dünyadaki yerimizi mutlaka almalıyız.
..
ABD ve İngiltere, Filistin’e 10.000 Km öteden tonlarca bombayı, savaş uçağını, silahını topunu götürüyorsa,
Masumların üzerine atıyorlarsa, attırıyorlarsa mutlaka karşılığını misli misli alacaktır.
Sömürüye başladı, sömürüsünü devam ettirecektir.
Tabi ki, Türkiye içinde aşk şarkıları söylediğine inanamayız.
Hazırlıklı olmalıyız.
Türkiye’mizde tarih bilgisi olmayan bilgisiz nesillerinde, yarım bilgilerle, gerçekleri görememeleri de bir derttir.
Gazze’de çocukların bir tonluk bombalarla katledildiği bu vahşet anlarında, ülkemizde Arap kamuflajıyla bilinçli olarak körüklenen Müslüman düşmanlığının, toplumumuzun bir kesimini, İsrail’in gönüllü askerlerine çevirmesine ne demeli!

Bakın, haftalardır İsrail’e ve arkasındaki güçlere karşı tek laf etmedikleri, edemedikleri  gibi, bir de inim inim inleyen masum Filistinlilere, Hamas’a  demediklerini bırakmıyorlar!.
Bilemiyorlar ki, sıranın bize geleceğini, başımıza tonlarca bomba yağdırmak isteyeceklerini, bu güzel memleketin ve insanlarımız katledeceklerini.
Öğretilmiş Çaresizliğin Esiri” olmaktan kurtulmamız gerek.
Milli Eğitim politikalarımızı, tam da milli hesap kitaplar çizgisine çekmek gerek.


***
FİLİSTİNDEKİ KATLİAMI UNUTTURMA ÇABALARI. SÖZDE HAKLI OLMA ÇABALARI..
Dünya tarihinin en karanlık zamanındayız.
Şu alçaklığa bakar mısınız?
İsrailli faşist haham, Yaron Reuven; “Tanrı bize çocukları öldürmemizi emrediyor… Merhamet yoktur. Bir çocuğa bile merhamet edemezsiniz” diyor.

Medeni olduğunu iddia eden Batı da bu vahşeti seyretmekle yetinmeyip, üstüne üstlük desteği veriyor.
….
Bu gün Filistin’de öldürülen masum insanların feryadını hür dünyaya duyurmamak ve faturasını unutturmak için Önce apar topar uğursuz ve nursuz ABD başkanı Biden, dünde Fransa Cumhurbaşkanı uğursuz ve nursuz Macron ziyaret etti.
Hollanda Başbakanı Rutte'nin İsrail'i ziyaret edeceği haberi duyuruldu.
Sırada bakalım daha kimleri göreceğiz.
Hepsi de kanla beslenen canavarlar.
Vicdansız yaratıklar.

Sanırsınız ki can ve mal kayıpları İsrail’den.
sanki İsrailliler ağlıyor, bombalanıyor..


Dehşet bir propaganda.
Bütün dünyaya verilmek istenen
Öğretilmiş Çaresizliğin Esiri olun mesajlardır.

ÖZETİN ÖZETİ ŞU.
Hristiyanların(!) Sözde yahudilerin yaşaması için, Müslümanları sömürmek ve öldürmek gerek, mesajıdır.
Bu da uyuşturulmuş bir ABD ve AB topluluklarının birbirine düşmemesi için yapıştıkları son dallarıdır.

Zalimler, batıl için bir araya gelirken,
İslam âleminin haklı davasında bir araya gelememesinin, suskun kalmalarının sebeplerini düşünmeleri gerekiyor.
Müslüman devletleri suskunluğa sevk eden taht hırsı,
Kabile yönetiminden devlet anlayışına geçememe,
Sapık fırkalara bölünme, hak yoldan ayrılma,
Osmanlı ve sunni düşmanlığı,
Edille-i şerriye’den ayrılmanın kâbusu olarak sayabiliriz.
***

Cemil Meriç'in dediği gibi:
“Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur!”

Biz Filistin’den ve Hamas’tan yanayız, tarafız.
Sonra hesabı Ahirette vereceğimiz gibi.

Yaşarsak,  zaten nasıl olsa akıbetimizi göreceğiz.

Korkuyoruz,
Tarihimizden, akıbetimizden, Peygamber efendimizden,

Bizi bu aciz duruma düşürenlere de hakkımızı helal etmiyoruz.
Allahüteala mazlumların cümlesini affeylesin.
….
Şehitlerimize,
Zulüm altındaki
Uygur Türklerine,
Sonsuz sabırlar versin..
Gözlerimiz kalplerimiz yaşlı ve hüzünlüdür.
Mutlu değiliz.

….

Allahüteala Son Türk Devletinin yar ve yardımcısı olsun.
Herkes bu devlete bu bayrağa karşılıksız olarak sahip çıkmalıdır.
Bu devlet ve millet için gecelerimiz ve gündüzlerimiz feda olsun.
Allahüteala sevdikleri  hürmetine,;
Yüceliği hürmetine,
Silsile-i Aliyye büyükleri hürmetine,
Mazlum sabilerin, şehitlerin hürmetine
Türkiye’mizi, milletimizi korusun.
Devletimize, dualar edelim.
Başka Türkiye yok,


 MARİFET
“Canım yavrum sana sözüm şudur
Çocuksun, yolda çok korkuludur. “

İmam-ı Rabbani Rahmetullahi aleyh (1563-1624)