Şimdi tarih sayfalarına bir göz gezdirelim. Altı asırdan fazla hayat süren Osmanlı Devleti, dünyada huzur devleti olarak biliniyordu. Girdiği yerlerdeki fitneleri bitirdi Halklara huzur getirdi.
Osmanlı çözüm üretir, sorunları adil olarak çözer, insanlar ve toplumlar arasında adaletli yönetimle dünya 600 yıl huzurla yaşadı. 19.902.000 km kareye varan coğrafyası ile huzur içindeydi.
Osmanlı Devleti içten ve dıştan hileler ve planlarla yerle bir edilince, dünyayı sömüren, Afrika’nın zenginliklerini ülkesine taşıyan, günümüzde de taşımaya devam eden, günümüzde de dünya petrolü tekeline almak için Sömürü düzeninin ürünü olarak ortaya çıkan ABD, insan hakları ve hürriyet gibi kavramları bayrak yaparak, dünyada insancıl(!) politikalarını sürdürdü.
..
Zamandaki SSCB'nin acımasız ve genişlemeci politikalarına karşı duruyor görünerek ve NATO şemsiyesi altında gücüne güç kattı.
Zayıf devletler ABD'yi kurtuluş reçetesi gibi görüyordu. Sovyetlerin “kızıl” idaresinden emin olmak için ABD'nin şemsiyesi altına kolayca giriyorlardı.
Türkiye de aynı maksatla, Mehmetçiği Kore'ye harbine göndererek, NATO şemsiyesi altına girdi.
Kendimizi kurtardığımızı, huzur ve mutluluğu bulacağımızı sanmıştık.
Meğerse “öğretilmiş çaresizliğin esirliğinin ağına düşürülmüştük.
***
Öyle ki milletimiz huzurun ilimde, fende, matematikte, sanatta, İslam'da olduğu unutturulmuş, islam düşmanlarından, medeni sandığımız tek kalmış canavarlardan medet umar hâle gelmiştik.
Öğretilmiş Çaresizliğin esiri haline getirilerek, ülkemizin üzerinde yeni fitneler türediğini fark ettiğimizde de,
ABD; AB ülkeleri ileri seviyelere giderken, fitne bizlerin her yanını ahtapot gibi sarmıştı.
…
Bizler iktidar hırsına düşüp, başbakanları, bakanları darağacında sallandırırken, sağ sol kavgaları, başörtüsü fitneleri, darbeler, muhtıralar, PKK ve FETÖ fitnesi hep ABD ve İngiltere kaynaklı olarak baş belamızdı.
Bunların amacını artık hepimiz görüyoruz.
…
Geçmiş yıllarda hep gereksizce gençlerimiz, ilgili ilgisiz kişilerimiz, birbirimizle boğuşturulurken, binlerce gencimizi, bilim, ilim, fizik ve ruhen yok edildi.
Yeteneklilerin yetenekleri yok edildi. Adam kayırmacılık hortladı.
Elde kalan sa,
Bizlere öğretilmiş çaresizliğin esirliğiydi.
***
SSCB yıkılınca, ABD ve İngiltere dünyayı yeniden sömürebilmek için şeytanca bir planı dünya vizyonuna sunuldu.
11 Eylül 2001 tarihindeki ABD’de, İkiz Kulelerin vurulması.
Kuleleri vuranlar Siyonistler ve ABD idi. Evet evet vuran ABD’nin ta kendileri idi.
(NOT: Diğer tarafta bu gün, Filistin’de HAMAS'ın saldırıları da aynı planın bir parçasıdır. Hamas’ın saldırısından İsrail’in haberi olmaması ihtimali sıfırdır. İsrail, HAMAS’ın Kendilerine saldırtarak, dünyada GÜYA mazlum pozisyonuna geçen İsrail, sözde savunma hakkını kullanmak üzere ABD; AB ve geri zekâlı ülkelerin desteğini de alarak katliamlara başladı.
Masumları, Bebekleri ve kadınları hedefine koydu.
Bu gün, Filistinli bebek, çocuk, kadın, yaşlıların, bütünüyle bir milletin haftalardır yaşadığı vahşeti, korkunç kelimesi, tarife yetmiyor.
Savaş, devletlerarasında olur. Buradaysa savaş yok. Tek taraflı zalim saldırılar var. Siyonistler, hastanelere, camilere, okullara, Pazar yerlerine, evlere, her yere bomba yağdırmakta.
Gazze, enkaz hâline geldi. Filistin, bu zulümleri yaşarken ABD ve AB Başkanları, Bakanları, İsrail’e destek, tebrik ve katliama teşvik için yarış hâlindeler.
Bütün bu zalimlerin sebep olan Hamas’ın arkasında kukla İRAN vardır. İRAN da oyunun kirli planın içindedir.
Bu konuyu ayrıca kaleme alacağız inşallah)
Unutmadan tekrar konumuza gelelim.
ABD (USA)
İkiz Kulelerini bizzat kendileri vurarak suçu İslam ülkelerinin üzerine attı.
ABD ve AB, bütün İslam dünyasını neredeyse terörist ilan edecek kadar gözü karardı. Afganistan, Orta Doğu'yu kan ve ateş içerisinde bıraktı. Libya ve Irak (Sünni) Liderlerini yok ettiler. Mısır'ın Sünni devlet başkanını yok ettiler.
(Bu konuyu da ayrıntılı olarak kaleme alacağız inşallah. )
Sizlere soru şu?
Şimdi yok edilecek lider sırası kimde? İşgal edilecek ülke neresi?
Bu sorunun cevabını hepimiz biliyoruz.
Sıra Türkiye’de.
ABD ve taşeronları,
Şimdi Müslümanları Müslümanlara katlettirmek için planlarını devreye çoktan soktu.
Şimdi haritaları yeniden çizme derdine düşenler var. Geçmişte sınırları çizen alçaklar, yeni sınırları belirleme derdine düşmüş durumdalar.
Onlara göre tek endişeleri Türkiye.
Hazırlıklı olmalıyız. Sayın Devlet Bahçeli’nin sözlerini dikkatli takip etmek gerekiyor.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifadelerini iyi etüd etmemiz gerekiyor.
Bizler de oyunu yöneten hakemlerden olmalıyız.
…
Alçaklar boş durmuyor.
Kürdü Türk’e; Türkü, Kürde kırdırmak için örgütleniyor, planlar yapılıyor.
PKK’ Örgütlerine ağır silahlar gönderiliyor.
FETÖ kartlarını kullanmak için her fırsatı deniyorlar.
Şeytani planları hep devrede
Bu oyunları görüp, bu oyuna son vermek için Türk, Kürt, sağ, sol tek yumruk olmak zorundayız. Türk dünyası da gelişmeleri dikkatle takip ediyor.
Bizim tek bir peygamberimiz var. O’nun sözlerinde kardeşlik var. O, Güvenli limanımızdır. O’nun altında inananlar kardeşiz. Bu güç hepimize yeter.
Onu şemsiyesi hepimizi kucaklamaya yeterde artar.
Oyunları bozmak için
Şimdi zincirleri kırmak zorundayız.
Bizlerdeki "Öğretilmiş çaresizlik Esirliğinden" acilen kurtulmalıyız.
...
Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere, Valilikler, Milli Eğitim Müdürlükleri, Okullarda idareciler, eğitimci ve yönetim hep birlikte çalıştırılır, düşmanımızın kim olduğunu birlikte haykırmak zamanındayız.
Okullarda şehitler için "Saygı duruşu" yeterli değildir.
Geç kalmadan,
Ya Çere Sizsiniz, Ya Çaresizsiniz sloganı ile silkelenip dirilişe, uyanışa, harekete yelken açmalıyız.
Kültür birliği şarttır.
Ülkemizdeki Tüm odalar, sivil toplum kuruluşları, tek yumruk olmak için “el birliği” yapmak zorundayız. Gemi batarsa, hepimiz yok oluruz!
....
Bu gün ABD, İngiltere başta olmak üzere, fitne fücuru sevmememiz ve onların ürettiği malları kullanmamamız gerekiyor.
Düşmana verilecek en büyük zarar,
Onların her şeyleri olan paralarını, mallarını, Allah için kullanmamamız gerekiyor.
Çünkü para, kapital, onların her şeyidir. Bu dünya onların cennetidir. Anahtarları da para dır. En sevdikleri de şirketleri ve paralarıdır.
***
Gün itibari ile,
Millet olarak, Allah için millet için fisebilillah çalışmalıyız. Bize Anadolu’yu bırakanların tek sermayeleri fisebilillah Allah için çalışmaları idi.
Bu gün hepimiz, ihlasla, menfaatsiz olarak çok çalışmalıyız.
Zaten yaptıklarımız kayıt altındadır. Bir gün karşımıza çıkartılacaktır.
***
Köşe yazımızda yer darlığından yazıma bu gün burada şimdilik son veriyorum.
Yazılarımıza rabbim ömür verirse kaldığımız yerden devam edeceğiz inşallah.
***
MARİFET
“Canım yavrum sana sözüm şudur
Çocuksun, yolda çok korkuludur. “
İmam-ı Rabbani Rahmetullahi aleyh (1563-1624)