ALTERNATİF YILBAŞI
Çocukluğumda, yılbaşı denilince aklıma büyük kutlamalardan çok, sade ama etkileyici güzellikler gelirdi. Şehrimizdeki belediye önünden yukarıya İzzet Baysal caddesinden doğuya giderken Büyük caminin alt sokağında konfeksiyon dükkanının vitrini, benim için yılbaşının ta kendisiydi. Geyiklerin çektiği bir kızağın üzerinde Noel Baba, yanında kardan adamlar ve küçük süslemeler… O vitrine dakikalarca bakardık, çünkü hayal gücümüzü harekete geçirir, gönlümüzde başka bir dünyanın kapılarını açardı. Konfeksiyon sahibi uzun boylu, gür saçlı, Çakır gözlü bey efendi dışarı çıkar, bize gülümserdi. O dönem köylerde elektrik bile yoktu; yılbaşı kutlamaları şimdikinin aksine, gösterişli değil, sade ve anlamlıydı.
Bugün ise yılbaşı kutlamaları, ışıl ışıl süslemelerle dolu ama derinlikten uzak bir biçimde kutlanıyor. Halbuki biz kendi değerlerimiz etrafında daha anlamlı alternatifler oluşturabiliriz. Hızır Aleyhisselam’ın yardım hikayeleri, Yunus Emre’nin sevgi mesajları, Mevlana’nın hoşgörüsü, Hacı Bektaş Veli’nin ilim öğütleri Ve tabii ki kültürümüzün eğlenceli ve düşündüren simgeleri olan Hacivat ve Karagöz!
Hacivat ve Karagöz’ü kutlamalarımızın bir parçası hâline getirerek, toplumdaki sorunlara onların keskin zekâsı ve nükteli konuşmalarıyla dikkat çekebiliriz. Mesela Karagöz’ün çevreyi kirleten insanlara karşı laf arasında bir dokundurma yapması, Hacivat’ın yoksul bir komşuya yardım etmenin erdemini esprili bir şekilde anlatması… Bu tarz içerikler, hem çocuklarımıza hem de büyüklere öğüt verici ve farkındalık kazandırıcı olur. Eğlenirken öğrenir, gülerken düşünürüz.
Bu değerleri canlandırmak toplumumuzun çözüm bekleyen sorunlarına da ışık tutabilir. Çevremize özen göstermeyi, fakir aileleri gözetmeyi, ihtiyaç sahibi çocukların yüzünü güldürmeyi bu değerlerimiz aracılığıyla daha çok hatırlayabiliriz. İnsanlar birbirini sever ve anlar hâle geldiğinde, toplumsal dayanışma da artar.
Bu konuda Hollanda’dan bir örnek vermek istiyorum. Hollanda’da Aralık ayında, Noel zamanı okullarda yemek organizasyonları yapılır. Katolik, Protestan ya da seküler fark etmeksizin, tüm okullarda çocuklar, güzel kıyafetlerini giyerek birlikte yemek yerler. Bu, sadece dini bir ritüel değil; bir araya gelmenin, paylaşmanın ve dayanışmanın somut bir örneğidir. Hiç kimse bu organizasyonları ‘dini propaganda’ olarak algılamaz, çünkü asıl hedef, toplumun farklılıklarıyla bir arada nasıl yaşayabileceğini göstermektir.
Oysa bizde, manevi veya kültürel bir etkinlik düzenlenmeye kalkıldığında hemen ‘irtica’ söylemiyle karşılaşabiliyoruz. Çocuklarımızın kendi köklerinden kopmasını engellemek istiyorsak, bu tür etkinliklere daha fazla yer vermeli ve geçmişten gelen değerlerimizi gençlere aktarmalıyız. Okullarımızda, Hızır Aleyhisselam’ın yardımlarını konu alan hikayeler, Mevlana’nın hoşgörüsünden esinlenen etkinlikler veya Yunus Emre’nin sevgisini öne çıkaran yemek organizasyonları düzenlenemez mi?
Bunlar yalnızca geçmişle bağ kurmak değil, aynı zamanda geleceği inşa etmek anlamına gelir. Aynı zamanda toplumumuzdaki yabancılaşmayı, kayıtsızlığı ve hoşgörüsüzlüğü azaltmak için de önemli bir fırsattır. Çünkü insan, paylaştıkça zenginleşir ve başkaları için bir şeyler yaptıkça insanlığını hisseder.
Hollanda’daki okul organizasyonlarından esinlenerek, okullarımızda da Hacivat ve Karagöz’ü canlandıran tiyatro gösterileri düzenlenebilir. Çocuklarımızın değerlerimizi öğrenerek büyümesi sağlanabilir. Ve inanın, böyle etkinlikler ‘dini’ ya da ‘ideolojik’ bir propaganda olarak algılanmaz, çünkü hedef toplumda sevgi, paylaşma ve hoşgörüyü artırmaktır.
Evet, yeni bir yıl geliyor. Dilerim ki bu yıl, Hızır Aleyhisselam’ın iyiliklerini, Yunus Emre’nin sevgisini, Mevlana’nın hoşgörüsünü ,Hacı Bektaş Veli’nin “Aklın yolu ilimdir.” Sözü ve Hacivat ile Karagöz’ün nüktelerini hayatımızın bir parçası yapalım. Hem kendimizi hem toplumu güzelleştirecek şeylere daha çok yer verelim. Çünkü değerlerimiz yaşadıkça anlam kazanır ve toplumu ileriye taşır.
Bu yıl, geçmişin değerlerini geleceğe taşımayı, toplumun sorunlarına birlikte çözüm aramayı ve daha dayanışmacı bir toplum yaratmayı başaralım. Çünkü değerlerimizi yaşatabildiğimiz kadar güçlüyüz.
YENİ YILINIZI KUTLAR, SAĞLIKLI, MUTLU, UZUN ÖMÜRLER DİLİYORUM.