Son zamanlarda Ak Parti ve Tayyip Erdoğan düşmanlığı bir moda halini aldı. Medyatik olmak isteyen, hainlik yapmaya fırsat arayan, rant ve çıkarlarını kaybeden vs. diye bu silsile devam ediyor. Millete ve ümmete sunacak bir fikir ve ideası olmayan parti liderleri de bu silsile ekibinin içinde elbette ki.
Peki Erdoğan ve Ak Parti bu silsile ekibinin neden hedef noktası halini aldı?
Recep Tayyip Erdoğan, sessiz yığınların sesi olarak siyaset arenasında farklı bir anlayışın temsilcisi olmayı tercih etti. Aynı dava görüşünde ki yol arkadaşlarıyla, Ak Parti'yi milletin ve ümmetin temsilcisi olarak kurdu. Güçlünün yanında olmayı değil, haklının yanında olmayı tercih etti. Şer odaklarının değil, Hakk'ın yolunda ilerlemeyi tercih etti. Millete dair söyleyecek bir sözü olduğuna inanmakla yetinmedi, kadim medeniyet topraklarının evlatları olarak, tüm mazlum Müslümanlara dair söyleyecek bir sözleri olduğuna inandı.
Büyük düşündü, inandığı düşlerin ve hayallerin peşinden koştu. Oda biliyordu, büyük düşünenlerin önünde ki en büyük engelin küçük düşünenler olduğunu. Oda biliyordu, ümmete dair söyleyecek bir sözünün olması şer odaklarını rahatsız edecekti. Ve yine oda biliyordu, büyüyen Türkiye tüm dünya güçlerinin önünde ki en büyük engel olacaktı.
Mücadele etmekten hiç kaçınmadı, milletin ve ümmetin refah düzeyi yüksek bir hayat sürmesi için kendini feda etmekten geri durmadı. Çıktığı bu yolda; inandığı bir davası ve bu inancı için giyinmekten hiç korkmayacağı bir kefeni vardı. İşte bu inanmışlık, işte bu adanmışlık 13 yılda Türkiye'ye zalimlere karşı dik ve omurgalı duruşun gücünü verdi. Türkiye büyüdü, ümmete örnek oldu. Türkiye büyüdü, mazluma umut oldu. Ve Türkiye büyüdü, Osmanlı ruhu tekrar küllerinden canlanmaya başladı. Elbette gelişmeler böyle devam ettikçe, Ak Parti ve Erdoğan hem içerden hem dışarıdan şer odaklarının hedefi halini almaya başladı. Daha önce aynı durum Cennet Mekan Sultan Abdulhamit Han'ın başına gelmemiş miydi ?
7 Haziran seçimleri öncesi ve sonrası oluşan Erdoğan ve Ak Parti düşmanlığının temelinde işte böyle bir Türkiye istemeyenler vardır. Türkiye'nin hızını kesmeyi amaçlayan bu şer odaklarının maşası; pkk, hdp, paralel terör örgüt ve siyasi emeller için bu bloğun içinde yer almaktan imtina etmeyen chp ve mhp partileri olmuştur. Ülkede barış ve huzur havasının bozulması ve iç savaş çıkartmak için birlikte hareket etmekten imtina etmemişlerdir. Pkk, hdp ve paralel terör örgütünün safı bellidir, kendi çıkarları için vatana hainlik etmekten çekinmezler; ama chp ve mhp takındıkları tavır ve tutumlarından sonra nasıl milletin karşısına çıkıp oy isteyebilecekler ? Ar damarı çatlamış tabiri direkt bu iki parti için bulunmuş bir kavram olmalı. Yoksa bu kadar iyi tarif edemezdi bu iki yüzlülük..
Türkiye'yi düşünen, ümmeti düşünen birileri var elbette bu ülkede. Erdoğan ve Ak Parti her zaman milletin ve Hakk'ın safında yer almıştır. Ak Parti ve Erdoğan, Hak ile batılın açıkça belli olduğu bu günlerde; barışın, huzurun, adaletin, kalkınmanın yegane temsilci olmaya dün olduğu gibi bugün de tek başına devam edecektir. İlk günkü aşkla, Ak Parti ile birlikte 1 Kasım seçimlerinde kazanan millet ve ümmet olacak inşallah, şer odaklarının kurduğu hainler silsilesi bloğunda yer alanlar ise bir seçim kaybetmekten daha çok, hak ile batılın mücadelesinde büyük bir ahiret sınavını kaybetmiş olacaklardır!