Güzel Bolu'muz hızlı bir şekilde gelişiyor. Göç almaya devam ediyor. Hem üniversitemizin etkisi, hem de turizm ve spor kenti olma yolundaki hedefler bunda etkili oluyor. Yıllardır birçok spor branşından sporcuya muhteşem doğasıyla evsahipliği yapan şehrimizin bazı eksikleri vardı. Örneğin basketbol, voleybol takımları için kapalı antrenman sahaları ve müsabaka alanları, yapımı yeni tamamlanan Karaçayır Kapalı Spor Salonu ile bu sorun çözüldü. Şehrimizde spor denince akla futbol, futbol denince de "Küçük şehrin büyük öyküsü Boluspor " gelir. Geçtiğimiz hafta Boluspor Kulubü Başkanı Necip Çarıkçı bir basın açıklaması yaptı. Boluspor'un şirketleşeceğini ve ilerleyen süreçte de borsaya gireceğini söyledi. Bu hedefler doğrultusunda şehrin gurur kaynağı Boluspor'umuza güzel, konforlu ve modern bir stad kazandırılacağını da ümit ediyorum. Boluspor taraftarının ve halkının da beklediği budur.
Belediyemizin ve devletimizin şehrimizin turizm konusundaki avantajlarını ön plana çıkarmak için çalışmaları var. Ayrıca üniversitemizin bünyesinde bulunan turizm işletmeciliği ve otelcilik yüksek okulu da yeni yeni mezunlarını veriyor. Donanımlı turizmcileri şehrimizde tutarak şehrimizin turizm kalitesini arttırabiliriz. Hizmet sektöründeki kalite kesinlikle geri dönüşünü verir. Bu sektördeki kaliteyi eğitimli eğitimsiz her müşteri anlayabilir ve tercihini ona göre yapar. Şehrimizin termal , kayak, yayla ve kamp turizmi, fotoğraf safarileri, trekking turları, gastronomi turları gibi birçok alternatifi olan bir altyapısı var. Fakat örneğin Abant'a veya yedigöller'e gelen bir turist Bolu şehir merkezine gelmiyor. Şehir merkezimizde bir cazibe merkezi eksikliği olduğunu düşünüyorum.Büyük Camii, Yukarı Çarşı, şehir müzemiz, Roma tarihi ile dolu fakat kıymetini bilemediğimiz Hisar Tepemiz şehrimize gelen turistlerin ilgisini çekebilecek mekanlara dönüştürülebilir. Hatta Aşcıları ile ünlü şehrimizde gastronomi kültürünün yaşatılacağı mekanlar açılabilir. Şehir esnafımızın da böylece daha fazla yüzü güler.
Halkımızın eğitime verdiği önem takdire şayandır. Hepimiz çocuklarımızın iyi bir eğitim almaları için çabalıyoruz. Onların eğitimlerine nasıl destek olabiliriz diye tasalanıyoruz. Büyüyen üniversitemiz, yeni açılan kolejler, etüt merkezleri, kurslar ile şehrimizde adeta bir eğitim seferberliği var. Fakat şehir kütüphanemiz artık bu kapasiteyi kaldıramıyor. Daha büyük ve modern bir kütüphaneye ihtiyacımız var. Hatta ülkemizde parmakla gösterilebilecek bir kütüphane şehrimize çok yakışırdı. Geçtiğimiz aylarda yapılan İzzet Baysal'ı anma haftasında bu konudan bahsedildi. Ümit ediyorum ki en kısa zamanda gerçekleşir. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi illerimizin bu konuda hem tarihi kütüphaneler açısından hem de nüfus bakımından ciddi avantajları var. İstanbul'da tarihi Beyazıt ve Süleymaniye kütüphaneleri farklı ambiyansı ile insanları büyülü bir ortama götürür. Neden şehrimizde de böyle bir kütüphane olmasın?
Sevgi ve saygılarımla,