Onlar, elleri öpülesi, duaları alınacak bir anne ve bir baba.

Kıymetli Musa ve Fatma Er.
Gerede'de ikamet ediyorlar.
Dağ gibi evlatlarından Ahmet Er, 1992 yılında Mardin Midyat'ta,
Diğer dağ gibi evlatları Erol da 2011 yılında eğitim uçuşunda, şehit olmuş.
O anne ve baba, evlatlarını “Vatan Sağolsun” diyerek,
Göğüslerine taş basıp,
Evlatlarını, rahmeti rahmana uğurlamışlar.
“Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır” samimiyetindeler.
Aradan geçen zaman, evlat sevgisini azaltmaz ki,
O anne ve baba, Hayır ve şer Allahütealâ'dandır”, imanı teslimiyeti içinde,
Kadere rızalılar.
***
Gerede Kaymakamı Sayın Cengiz Ünsal,
Beraberinde İlçe Jandarma Komutanı, İlçe Emniyet Müdürü, Yazı İşleri Müdürü, İlçe Müftüsü ve İlçe Hastane Başhekimiyle birlikte,
Bu mübarek, yaşlı aileyi ziyaret ediyorlar.
Gönüler alınıyor, eller öpülüyor, hal hatırlar soruluyor.
Kuranı Kerim tilaveti sonrası, dualar ediliyor.
Devlet, “Baba Devletliğini” yaparken,
Vatan sağ olsun diyen, iki evladı vatana şehit olarak veren,
Musa ve Fatma Er,
Elleri sema ya uzatarak, memnuniyetlerini ve dualarını,
En sevgiliye gözleri ıslak, yürekler yangın yeri şeklinde sunuyorlar.
Musa ve Fatma Er büyüklerimiz,
Gelen heyeti dualarla uğurluyorlar.
***
Gerede Kaymakamı Sayın Cengiz Bey, sağ olun.
Yanınızdaki yiğitlere de selam olsun.
Sizlere iyi dualar olsun.
Yüreğimiz i ferahlandırdınız.
Yarınlarımıza yol açtınız,
O mübarek annenin,
O Kıymetli Babanın yanındayken,
Şehitlerimizi şad ettiniz.
***
Yazıyı buraya kadarki haliyle yazıp, Gerede Kaymakamı Ve Şehit Ailesi“ başlığıyla yayınlanacak iken,
Rahmani bir haber daha aldık.
Dörtdivan'da, bütün muhtarlarla bir araya gelen, Bolu Valisi Sayın Aydın Baruş,
toplantıları sonrası,
15 Temmuz Gazisi Hasan Teke'nin anne ve babası Nuri ve Zeliha Teke'yi,
2015 yılında Iğdır'da şehit olan Polis Memuru Yaşar Doğançay'ın babası Yaşar ve annesi Emine Doğançay'ı,
1995 yılında Hakkari Çukurca'da şehit olan Durmuş Yıldız'ın babası Recep Yıldız'ı ziyaret etmiş.
Orada da rahmani, hayır dualar edilmiş.
Bir yan da vatan, bir yanda şehit ve gaziler, bir yanda devlet, bir yanda Ahiret.
Sonuç: Vatan Sağolsun” Allahüteala razı olsun”
Karşılıklı olarak Allah için, rızalar takdim edilmiş.
Sevindik, seviniyoruz, hamd ettik, hamd ediyoruz.
Sözler insanın bazen boğazına takılır ya,
Zar zor deriz , Vatan sağolsun”,
“Sağolun Sayın Valimiz”
***
Zorlu süreçlerden geçiyoruz,
İçte ve dıştaki hainlerin çokluğunda,
İhanetlerin çapsızlığında,
Ekmeğini yedikleri devletinin, kabına pisleyenleri “maalesef”, gördükçe,
Onlara sinirleniyor, öfkeleniyoruz.
Sonra,
Bir gül bahçesine girercesine şehit ve gazi olanları, gördükçe ve duydukça,
Bu coğrafyada yaşadığımız için ve hadisi şeriflerle övüldüğümüz için hamd ediyoruz.
Bu gibi “ziyaret” ve diğer menkıbeleri duyunca, çok seviniyoruz.
Bu tür haberlerle mutlu ve şen oluyoruz.
İnanıyoruz ki,
Bu vatan,
Şehitlerin, Evliyanın, Enbiyanın, Eshabı Kiramın,
Tabiinin, Tebaı Tabinin, Büyük evliyaların, feraset sahibi yöneticilerin,
Şanlı tarihimizin,
Sağ duyusu olan bu Türk Milletinin,
Musa ve Fatma Er gibi mübarek ana babaların,
Halkının içindeki Adam gibi adam Kaymakamların,
Tevazu sahibi Delikanlı mert Valilerin,
Halk kadar beyefendi, halk kadar yürekli siyasetçilerin, Milletvekillerin,
Vatan için ihlâsla çalışan, gönül erlerinin ,
Devleti için ikbal menfaat gözetmeyen liderlerin,
Seher vaktinde, alaca karanlıklarda, riyasızca Allahütealâ'ya uzanan gözü yaşlı ellerin,
Kendini en iyi duyduğunu bilen mazlum dillerin,
İki cihanın serveri, yaratılmışların ve yaratılacakların en güzeli,
Sevgili Peygamber Efendimiz,
Hürmetinedir.
Biz, bu saydıklarımızla kocaman bir yumağız.
Bu zalim dünya, zaten bu yumağı yok etmek için,
İçte ve dışta bir olup çeteleşseler de ,
Biz ötelerin ötesinden gelen, tek başımıza bir dünyayız.
***
Sağ olun Sayın Valim,
Sağ olun Kaymakamım,
Sağ olsun Devletim.
Sağ olsun Türk Milletim
***
Halkımızla, Devletimizle, Gazilerimizle, Şehitlerimizle
İlelebet,
Sağ olacaksın Milletim.