2017 ÖSYS sonuçlarına göre üniversitemizi kazananlar Ağustos ayı ortasına gelirken açıklandı ve tüm yeni üniversitelileri heyecan sardı. Yeni öğrenciler kazandıklarını hemen sosyal medya platformları ile paylaştılar. Ve sonra okul, şehir, kayıt gibi konularda bilgi alma telaşına düştüler. Düştüler de ne oldu? Karşılarında bir muhatap bulabildiler mi? Elbette hayır. Sebebi ne yazık ki herkesin çok sevdiği öğrenci işleri!

Abant İzzet Baysal Üniversitemizin çok sevgili birimi öğrenci işleri, öğrenciye bilgi aktarma kaygısında olmaktan ziyade öğrencilerin kendilerine ulaşmasını bekleyen bir birim olma özelliği ile göz dolduruyor. Bu yıl da bu acı tecrübeyi öğrencilere tattırarak şaşırtmadı. Sevgili öğrenci işleri için yerleştirme sonuçları açıklanmadan bir süre önce kayıt ile alakalı duyuruları kendi sitelerine yüklemeleri yetmiş anlaşılan. Oysa öğrenciye bilgiyi sosyal medya üzerinden de rahatça erişme olanağı sunulmalıdır. Sorsanız teknoloji gelişiyor derler. Ama nerdeee... Teknoloji gelişiyor ama beyinler gelişmiyor efendim.

Öğrenci işlerimizin siteleri dışında hiçbir sosyal medya platformunda kaydı yok. Aslında bu dolaylı olarak üniversiteyi de ilgilendiren bir konu. Öğrenciyi ilk sosyal medyadan karşılayıp bir hoşgeldin demek zor geliyor galiba. Neyse. Ben üniversite yerine bu işlevi resmi olmayan üniversite hesaplarım üzerinden gerçekleştirdim. Öğrenci işleri duyurularındaki bilgileri de öğrencilere verdim. Ancak bazı sıkıntılı konularda öğrenciler bilgiyi öğrenci işlerinden, yani resmi kaynaktan teyit etmek zorundaydı. İşte sorun tam da burada patlak verdi. Sebebi de duyurularda bazı konular hakkında verilen bilgilerin işlevsiz olması ve açıklayıcı anlatımlar yapılmaması. Durum böyleyken de sorunların ardı ardına gelmesi doğal oldu. Bu durumda net bilgiyi almak için ulaşılacak yegane kaynak öğrenci işlerinin ta kendisi idi. Peki öğrenci onlara ulaşabildi mi? Nerede o günler efendim, zahmet edip telefonu açan üç beş memur dışında zır zır çalan telefonu açmayan sözde görevliler var orada. Öğrenci işlerine ulaşmak için defalarca aramadığı numara kalmayan öğrenciler, haliyle karşılarında sorularını cevaplayacak bir muhatap bulamayınca çılgına döndüler.

Zahmet edip telefonu açan birkaç memura ulaşabilen öğrenciler ise ya oradan oraya yönlendirildiler ya da dakikalarca beklediler telefonun başında. Yıllar geçse de değişmeyen ne var şu üniversitede diye sorsalar anında öğrenci işleri derim. Hayır merak ediyorum. Bu birimin adı öğrenci işleri daire başkanlığı. Ama bunlar öğrencilerle ilgilenmiyorlarsa ne iş yapıyorlar? Gerçekten "öğrenci mi işleri" sormak istiyorum. Yoksa AİBÜ Rektörlüğü İdari Birimler binasındaki o kadar ofis ve vezne boş yere mi işgal ediliyor? Orada çalışan onlarca memur öğrenci ile değil de ne işle meşguller? Bu konuda çok yorum yapmak istiyoruz ama sonra bazıları "ben işimi yapıyorum, genelleme yapmayın diye" eleştiri yapma çabasına giriyor. Saçma.

Bir de şu akademik takvim sorunsalı var. Yahu arkadaş neredeyse 6 ay önceden hazırlanmış bir akademik takvime uyduğunuzu göremedik. Ders kayıtları 25 Eylül'de başlıyor yazmışlar siz 27 Eylül'de başlattınız en erken olanı. 2 gün öyle gecikti 2 günde de tüm fakülteleri ancak aktif hale getirdiniz. Eee... 29 Eylül'de bitecekti. Bazı fakültelerin kaydını 28'inde açtınız hangi ara sisteme girecek bunlar. Durun durun. Anlatalım. Akademik takvime karşı olan öğrenci işleri ders kayıtlarını başlattığı gibi takvimin de dışına çıkıyor zaten. Sistem açılır açılmaz binlerce öğrenci yüklenince 2 günde çöken çok sevgili Bilgi Yönetim Sistemimiz sayesinde ders kayıtları 5 günde değil 15 günde zar zor tamamlanıyor. Bu büyük sistemsel başarıdan dolayı başta sistem hizmeti sağlayan şirkete ve öğrenci işlerine teşekkür ediyorum. Tarihlerdeki gecikmeleri bir kenara bırakacak olursak yine öğrencilerin sorunları var. Ders kaydı yapamayan, sisteme giremeyen öğrenciler yine öğrenci işlerine ulaşmaya çabalarken o lanet telefonlar yine açılmadı. Öğrenci işleri öğrenciyi zerre düşünmüyor bu konuda. Yahu aç adamın içine su serp. Ne var bunda yapmayacak? Bence bu memurlar oturdukları yerde "Sistem mi çökmüş, telefonları açmayın ders kayıtlarını uzatırız" diye muhabbet yapıyorlar. Yoksa bu rahatlık açıklanamaz. Size şunu söyleyeyim. Umarım sosyal medyayı takip ediyorsunuzdur. O telefonları açmadığınızda kulaklarınızı nasıl çınlattığımızı bilseniz bir kere daha düşünürsünüz bence telefon çalarken. Neyse.

Bir tavsiyede bulunayım. AİBÜ Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Alişarlı dikkate alır diye umut ediyorum. Belki de düşünülen ama hayata geçirilemeyen bir şeydir. Kurun arkadaş bir "çağrı merkezi", her yıl yerleştirmeler açıklandıktan sonra ders kayıtları bitene kadar aktif hizmet versin. Zor bir şey değil. Sıkça sorulan sorular belli. 4 kişilik bir ekip altından rahatlıkla kalkar. Hadi ona bahane bulursanız kurun resmi sosyal medya hesapları. Her soruyu oradan cevaplayın anında. Öğrenciler zaten kendi arasında bilgiyi anında dağıtıyor. Ne siz ah alın ne öğrenci telaşlansın. Güllük gülistanlık geçinip gideriz inanın bana.

Açmıyorsunuz şu telefonları öğrenciler sinir oluyor. Ara sıra telefonu açanlar da sanki ortada bir şey yok gibi öğrencileri azarlıyormuş. Ayıp arkadaş ayıp. Yaptığınız işin farkında değilsiniz heralde. Bu tür konularda yaptığınız bu hataları yüzünüze vururlar. Öğrencilerden inciler var sosyal medyada bol bol. Ara sıra okuyun kendinize gelin!

Son olarak, her sene aynı tepkiyi görmek yerine bir kere de kendinize çeki düzen verin, yeniliklere açık olun da takdir toplayın. Bu yazıyı da her yıl olduğu gibi kıymetli öğrencilerden gelen talep ve tepkiler nedeniyle yazdım. Geçtiğimiz yıllara göre hafif bir eleştiri oldu ama. Neyse, selametle...