İslam İşbirliği Teşkilatı, İslam Dünyasının hak ve çıkarlarını korumak, üye devletlerarasında işbirliği ve dayanışmayı güçlendirmek amacıyla 25 Eylül 1969 tarihinde kurulmuştur.

İslam Konferansı Örgütü ise 21 Ağustos 1969 tarihinde İsrail'in işgali altında bulunan Kudüs'teki, Al-Aksa Mescidi'nin yakılmasının İslam dünyasında uyandırdığı tepki üzerine, 22–25 Eylül 1969 tarihlerinde Rabat'ta ilk kez düzenlenen İslam Zirve Konferansında alınan bir kararla kurulmuştu.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)'nın bir dönem Genel Sekreterliğini kamuoyunda ismi yakından tanınan Ekmeleddinİhsanoğlu, Genel Sekreterlik görevinde bulunmuştu.

Ne İslam Konferansı Örgütü'nde ne de İİT'de, İslâm dünyasında yaşanan sorunların dile getirilmesi, Müslümanlara yapılan zulümlere karşı alınacak ortak tavırlar konuları, bu yıl ülkemizde düzenlenen 13. Zirve toplantısına gelinceye kadar önemli düzeyde dünya gündemine oturmamıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığını yapmakta olduğu İİT'de; ortak silahlı güç, ortak istihbarat kuruluşu çalışmalarıyla, emperyalistleri huzursuz edebilecek önemli bir çabanın resmi startı verilmiş oldu. Suriye Muhalefeti ve Kırım Tatarları'nın özel davetle geldiği son zirve, Batı'nın, önemli bir pazarının (sömürge alanının) devlet yetkililerini kurumsal olarak bir araya toplamıştı. Hem ürettikleri malların pazarı olan hem de finans oyunlarının kurbanı olan bu coğrafya, ortak askeri ve kültürel işbirliği yanında, Batı'nın para oyunlarına karşı politikalar üretmenin ve birlikte reel sektöre geçmenin dinamiğini üretmelidir. Batı, İİT ile anlaşma, masaya oturma seçeneklerini çoktan düşünmeye başlamıştır bile..! Kendi mallarına pazar bulamayacağını ve kendi finansal sistemini sürdüremeyeceğini, bir takım küresel fitne hareketleri ile bu birliği bozamayacağını; A,B,C planları içinde çoktan koymuştur.

İslam İşbirliği Teşkilatı bu fırsatı iyi değerlendirmelidir. Amaçlanan ekonomik işbirliği, bölgedeki kültürel entegrasyon, devletler arası kurumsal dayanışma, gelecekte büyük işler yapılacağını göstermektedir. Askeri alandaki birlik ve beraberlik ile halkları Müslüman olan ülkelerin gerçekleştirdiği ortak tatbikat, sadece Suriye'de bile, Rusya'nın önemli bir U dönüşü yapmasına neden olmuştur. Kaldı ki, ülkemizin içini karıştıran, Irak'ta, Suriye'de ve tüm İslam coğrafyasında kan döken zalimlere karşı Müslüman halkların bu birliğe büyük bir ihtiyacı vardır.

İİT'nin sağladığı işbirliğinin ülkemizin kalkınmasına da önemli katkıları olacağı aşikardır. Ülkemizin saygınlığını ve kredibilitesi artacaktır. Bilimsel alanda ortak enstitüler kurulması, öğrenci değişimleri, eğitime finansal destekler, ortak AR-GE faaliyetleri de, potansiyelin kullanılması için birer fırsattır. Ortak kredi kartı kullanımı, İİT'na üye ülkelerin vatandaşlarına sağlanan yatırım teşvikleri, bankacılık sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gibi ortak faaliyetler Batı'nın korkulu rüyası, Müslüman coğrafyanın müjdecisi olacaktır.

(İslam İşbirliği Teşkilatına Üye Ülkeler:Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Brunei, Burkina-Faso, Cezayir, Cibuti, Çad, Endonezya, Fas, Fildişi Sahili, Filistin, Gabon, Gambiya, Gine, Gine Bissau, Guyana, Irak, İran, Kamerun, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, Kornorlar, Kuveyt, Libya, Lübnan, Maldivler, Malezya, Mali, Mısır, Moritanya, Mozambik, Nijer, Nijerya, Özbekistan, Pakistan, Senegal, Sierra Leone, Somali, Sudan, Surinam, Suudi Arabistan, Tacikistan, Togo, Tunus, Türkiye, Türkmenistan, Uganda, Umman, Ürdün, Yemen, Suriye (Üyeliği IV. Olağanüstü İTT Zirvesi'nde askıya alınmıştır.)