Hafazanallah.

Aklımda kuduruk kelimeler,
Azgın cümleler,
Köşeme koyacağım yazılarım, içimde barındırdığım kederlerim var.

Hay benim şiirlerime konu Kukumav Kuşu” uyandırma beni.
O kocaman korkunç gözlerini açarak,
Başını 360 derece döndürüp,
Döndürme başımı.!
Bak yine kusacağım.!
Şunun şurasında yazımı yazacağım..

Hayır..! İnsan anlamıyor..!

Bir şehit cenazesini, basın açıklaması yoluyla nasıl siyasi bir klişeye eviriyorlar, akıl alır gibi değil.

Benim;

Yaprak sarmayı bilen, bazlamayı yaslıağaçla çeviren, elleri kınalı, toprak kokulu, rahmetli başı bağlı ninem, şehit cenazesi geldi mi.? ağıtlar yakar, dualar eder, ağlardı.

Sağ olsaydı kim bilir daha neler derdi/ederdi.

Eğitim Sen Bolu Şubesi Hukuk Sekreteri hanımefendi; basın açıklamasında “ŞEHİT” demiyor.

“Terörist” diyemiyor.

Terörü de 7 Haziran seçimlerine bağlayıp, hatta bilinçli bir derinleştirmeden bahisle;

Maksadı kendinde saklı, bizce malum bir tespitle kafaları bulandırıyor.

Süslü kelimelerin serpiştirildiği,

Açıklamanın geldiği noktaya bakar mısınız.!

“Kirli savaş”

Kalem “Şehit” yazmıyor, el varmıyorsa;

“Akşehir üzerinden Afyon`a doğru, ayın altında kağnılar” diye başlayan şiirsel grizgah, asla inandırıcı değildir.

“Ürkek, tedirgin ve buğulu gözler” in cümlesi samimiyetsizdir.

“Sevgili Yıldırım Oflaz” şehidimize şehit” diyememek..

Ürkütücüdür.

Ve Fakat;

“Kentlerin boşaltılmasına, yıkılmasına, göçe zorlanmasına, zulme alışmayacağız.” diye bir cümle kurup;

Galiba öğretmen olan bu hanımefendinin, terörü/teröristi okuyamamış olması ne hazin.

Kendi siyasi düşüncelerini, baş sağlığı satırlarına serpiştirmesi ne garip..

Tek taraflı bir algıya teslim olması,

“Şehit” diyememesi ne acı.

Her bir şeyi biri birine karıştırıp; terörü/teröristi anlamlandıramamak ne vahim.

Bir şehit cenazesinin ardından,

“Ya başkanlık, ya kaos” ikilemini halkımıza dayatan zihniyetin ürünü mü.?

diyebilmek ne büyük aymazlık.

“İnadına barış söyleminden vazgeçmeyeceğiz” cümlesi ne kadar da samimiyetsiz.

“Ülkenin egemenlerinin iktidar hırsı” derken onu dahi doğru tahlil edememek ne enteresan.

Oligarşiye bu manada değinmemek ne ilginç değil mi.?

Şaka gibi.

Trajikomik..

Şimdi buradan siyasi bir analizlere yelken açıp; teorik olarak Marks'tan girip, pratikte, Mars'tan çıkmak, zaman makinesi ile siyasi bir yolculuk yapmak vardı.

ABD'nin varoluş sebebini,

Sovyet devrimini, SSCB'nin nasıl dağıldığını,

Fransız ihtilalini,

İngiltere Krallığını,

Yugoslavya'yı,

Kore'yi,

Küba'yı,

Japonyanın; ekonomik manada, Amerika'nın karısı, siyasi manada İngiltere'nin metresi olduğunu neden/niçinleriyle yazmayacağım.

Osmanlı'dan bu yana, Türkiye üzerinde oynanan oyunları buraya sığdıramayacağım.

Beyazları/yerlileri/esmerleri/tenleri/dinleri/renkleri rahatsız etmeyeceğim.

Onlar her şeyi biliyor.

Yerli kalanlar yerli yerinde.

Kadim dostluklar fiziken/kalben aha şuramda..

Özet olarak;

Yazacağım/diyeceğim şudur.!

Basın açıklamasının sonunda;

Bu vesile ile var ya..

“Bu vesile ile”…

İşte o dokunuyor insana..

İçerlerdeki biriktirilmiş siyaseti anlarım, okurum da.!

Bu vesile ile diye başlayan ve son satıra lütfen tarzında sıkıştırılan,

“Kıbrıscıklı kardeşimiz Yıldırım Oflaz'ın hayatını kaybetmesinden derin üzüntü duyduğumuzu yineler, acılı ailesine, sevenlerine, nişanlısına ve tüm halkımıza başsağlığı dileriz.”

Bu mudur.?

Teröristler bir can daha aldı.

Şehidimiz var.!

Niye diyemiyorsunuz.

Neden eliniz varmıyor.

Dediğiniz gibi sorgulamak lazım.

Neden.!

Terörist..!

Neden.!

Şehit.! demiyorsunuz.

Evet.

Sorgulamak lazım.

Niçin.!

Şehit demeye diliniz/eliniz varmıyor.

Neden..!

  • Muharrem Demirel hocamızın annesi Hadiye Hanımefendiye Allah'tan rahmet, aileye, sevenlerine sabır ve baş sağlığı dilerim.