ENGELLİLER HAFTASI, BOLU VALİSİ VE DÜŞÜNCELER

Bu yazıyı okuyan Siz değerli okuyucumuz,
Birlikte engelli adayıyız.
Daha doğrusu herkes, bir engelli adayı.
Ülkemizin %10’nu, şu anda engelli insanlarımız teşkil ediyor.
Trafik kazaları, iş kazaları, depremler, dikkatsizlik, cahillik, nemelazımcılık, doğal afetler, savaşlar vs vs.. nedenlerinden dolayı ENGELLİ BREY sayısı her gün git gide artmakta.
Çağdaş, akıllı ve ihlaslı bir insan, “Ne oldum değil, ne olacağım” düşüncesini her zaman yüreğinde yaşatandır.
Elhamdülillah, devletimiz her alanda olduğu gibi, engelli breylerimiz için de, bu gün vatandaşlarına çağdaş uygarlık seviyesinde hizmetlerini sürdürüyor. Kamuoyunda da “engellilik” bilinci her geçen gün artıyor. Değişmeyen bir gerçeği de şimdi yazalım:
Engellilerin gücü, toplumun gücüdür. Onların yanında durarak, daha adil ve kapsayıcı bir dünya inşa edebiliriz.
Yeri gelmişken  yazalım:
Peygamber efendimiz, acıyarak, bir âmâyı [görme engelliyi] kırk adım götürenin Cenneti hak edeceğini bildirmiştir. (Beyhekî)

Başka buyurduklarından da yazalım:
Müminler acımada bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, rahatsız olduğu gibi, Müslümanlar da birbirine acımalıdır! [Buhari]

Yoksullara, çaresizlere, güçsüzlere acıyana müjdeler olsun! [Buhârî]

Ya Rabbî, bize acımayanları başımıza musallat etme! [Tirmizî]

Şaki olan acımasız olur. [Tirmizi] (Şaki, bahtsız, Cehennemlik demektir.)
***
PROGRAM DÜZENLENDİ
Bolu Valiliğinin koordinesinde, Bolu Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen 04 Aralık 2024 günü Bolu Bilsem Salonu’nda icra edilen programa her yıl olduğu gibi davet edildik. Sayın Mustafa Nuri Gürsoy Hocamla salonda yerimizi aldık.

Dikkatimi çeken se, programın hazırlanışı, rahmaniliği, saygınlığı,  duygusallığı ve ihlası daha salona girer girmez herkesi kucaklamasıydı.

Sayın Bolu Valisi Abdulaziz Aydın Bey ve Bolu protokolü yerlerini aldığında salon dolmuştu.

Programın sunum kısmını yılların eğitimcisi. Bolu’da öğretmenler arası birçok kültürel programın yapım ve sunuculuğunu yapan, Türkçeye hâkim, sahne arkasındaki “özel öğrencileri “ tam yansıtan, insani değerlerle dolu sunumuyla duygusal, çarpıcı konuşmalarıyla motivasyonu tam sağlayan Bolu Öğretmenevi Müdür Yardımcısı Sayın Nilüfer Ertem Özkan yaptı. Ana yüreğinden olsa gerek, her cümlesinde merhamet, hizmete rağbet, Türkçenin zenginliği içinde cümleleriyle herkesi merhamet ve şükran duygularıyla sarıp sarmaladı Hele Filistinli çocuk şiirini okurken, yüreklerinde insani değerleri olan herkesin, salonda gözyaşları aktı.
Şiiri yazımda yayınlayacağım inşallah.
***;
Sayın Bolu Valisi Abdulaziz Aydın Bey, iletişim konusunda tam bir uzman. İnsani güçlerini yerinde ve zamanında tam kullanıyor.
Büyük yetkileri olan yasal güçlerinin arkasına saklanmıyor. Bu da devletimizin “şefkatli, merhametli  yüzünü” bizlere riyasız bir şekilde sunuyor. Program boyunca oturduğum yer olarak O’nu ve protokolü gören bir yerde olmam nedeniyle, program boyunca O’nu rahatlıkla görebildim. Sayın Vali, programı tebessümle,  sahnedeki gösteri yapan özel kardeşlerimizle bütünleşerek, göz temasını sürekli sürdürerek, etkinlikleri tebessümle izledi.
Program sonrası,
Özel öğrencilerle, emeği geçenlerle, sonrasında halkla iç içeydi. Hani derler ya, salonda herkes tek yumruktu. Acıda, tasada ve sevinçte tek vücuttu
İSYANLI SÜKÛT!
Abdurahim Karakoç, 1970 li yıllarda yazdığı, “isyanlı Sükut” şiirinde, katı bürokrasiye, katı yönetime ve sert görünümlü guru abidelerine sitem eden “İsyanlı Sükut”  şiirinin az birazını hatırlayalım:

Gitmişti makama arz-ı hâl için / 'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını./
Bir azar yedi ki oldu o biçim../ Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı/ Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
Bir baktı konağa alttan yukarı /Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.
….

Şiirin devamı var. Şiir baştan sona isyan!
Sayın Bolu Valisi Abdulaziz Aydın, bu gün halk için,  “İsyanlı Sükût”  kavramını,  tarihin derinliklerine çoktan gömmüş.
Sağolsun.
***

Programa gelirsek,
3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle hazırlanana program,  engelli bireylerinin özgüvenini artıran,  topluluk önünde yeteneklerini sergileme becerisini kazandıran halk oyunları ekibinin gösterisi ile başladı.

Gündüz Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi Müdürlüğü tarafından hazırlanan Halk Oyunları Eğiticisi Meltem Kayhan tarafından çalıştırılan Halk Oyunları Ekibinden “Zeybek”  oyunu,

 Selvi Müzik Grubunun eşlik ettiği, Müzik Öğretmeni Sayın Elif Aktaş yönetiminde, Semiha Şakir Sarıgöl Engelsiz Yaşam Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi Müdürlüğü ile Özel Dilay Bakım Merkezi Müdürlüğünün birlikte hazırlamış olduğu ritim, koro ve solo şarkılardan oluşan;

Ritim Grubundan “Kara Üzüm Habbesi ve “Dinle” şarkıları,
İşaret Dili İle “Hayat Bayram Olsa”
Korodan; “Telgrafın Tellerine”, “Sivas’ın Yollarına”, “Karanfil Deste Gider”, Türküleri

Solo şarkılarda ise,özel öğrencilerden   Zeynep Çimen’den “Kara Duta Yaslandım”, Ayşenur Tekin, Merve Hayat ve Ayşenur Kazak’tan “Yağmur Yağar Taş Üstüne”, son olarak Mete Akay ve Talha Ergin’den ”Sargı” adlı şarkıları hep birlikte dinledik.

Kuruluş Müdürü Sayın Faruk Kaçmaz öncülüğünde sahnelenen ve Gündüz Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi Müdürlüğünden hizmet alan engelli bireylerimiz farkındalık oluşturmak adına “Filistin” adlı tiyatro oyununu sergilediler.
 Filistin halkının tarih boyunca maruz kaldığı zulüm, acı ve dram dolu yaşantısından bir kesit tiyatro şeklinde sunuldu. İnanır mısınız, salon da alkış tufanı oluştu.

 

Bu tiyatro, sarkılar türküler kadar, gerçeklerle de bu programda yüzleşildi.
Program sunucusu, Sayın Nilüfer Ertem Özkan’ın seslendirdiği ve salondaki katılımcıları duygulandıran şiiri, salonun loş ışıkları arasında derin iç geçirmelere neden oldu. Bendeniz o anda ağlamama mani olamadım.
Filistin’de çocukların oyuncaklardan daha çok, en çok ihtiyaç duyduğu malzemelerin ortopedik malzemeler olduğunu bildiğimizden, ister istemez ıslak ıslak baktık  programa.
O güzel rahmani şiiri de buraya alalım.

“FİLİSTİNDE ÇOCUK OLMAK CENNETİN BAHÇELERİNDE UÇMAKTIR”

Anne, seni beni bırakıp gittiğin gün,

Öğrendim ben,

Bütün renkler siyahmış aslında,

Senin için cennette diyorlar,

Bana da yer var mı orada anne,

Çok zor burada çocuk olmak,

Filistin’de bütün çocuklar ağlıyor anne,

Çiçeklerimiz soldu, güllerimiz kurudu.

Kimse sormuyor neden ağladığımızı,

Sağır olmuş insanlar, görmüyor gözleri.

Atılan bombaları, yok olan hayatları,

Gri bulutlar süslüyor artık yarınlarımızı,

Uyku haram kılındı, kabuslar gerçeğimiz,

Savaş ne zor bir şey, aklımız almıyor anne

…..
Kurum İl Müdürü Sayın Cemal Keskin’i, Müdür Yrd Sayın Timuçin Erem Beyi, Sayın Faruk Kaçmaz beyi ve diğer kurumda görev alan yetkilileri yanında Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Fatih Öncü beyin desteklerine,

Programa katılım sağlayan Gündüz Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi Müdürlüğüne,
Semiha Şakir Sarıgöl Engelsiz Yaşam Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi Müdürlüğüne,
Özel Dilay Bakım Merkezi Müdürlüğüne
,
Bolu Halk Eğitim Merkezi Müdürü  Uğur Sönmezel olmak üzere; Görsel Sanatlar Öğretmenleri Yasemin Boran’a,  Dilek Keskin’e,
El Sanatları Öğretmenleri Huri Bilge’ Özlem Çelikten Kayhan’a,  Nazire GÖKTAŞ’a, Gençlik Merkezi Halk Oyunları Eğiticisi Meltem ELHAN’a,
Bocce Antrenörü Sefa Arslan’a,  Müzik Öğretmeni Elif Aktaş ile Selvi Müzik Grubuna  ve günün kahramanı sevgili  Özel Gençlere gönülden teşekkür edildi.

Bolu Valisi Sayın Abdulaziz Aydın:  
Hayatın her alanında büyük bir azim ve kararlılıkla yer alarak toplumumuza ilham kaynağı olan tüm engelli kardeşlerimizi tebrik ederek, Programda emeği geçen herkese teşekkür etti.

ŞİMDİ DÜŞÜNME ZAMANI

Bir hayatın içinde koşturuyoruz. Okullarımız, fabrikalarımız, iş yerlerimiz, devlet dairelerimiz “İş sağlığı Güvenliği (İSG) ” normlarına uygun mu?
Trafik kurallarına uyuyor muyuz?
Kaldırımlarımız, yollarımız günlük hayata yeterli ve güvenli mi?
Evlatlarımıza, öğrencilerimize, kendimize ve ailelerimize  eğitim öğretim konularında yeteri kadar eğiliyor muyuz? 
Engellerden ve engelli bireylerin hayatta kalması için bireysel, toplumsal ve kurumsal düzeyde olması gereken pek çok şey vardır. Bu sürecin temel amacı, sağlıklı yaşamı teşvik etmek ve engellilik riskini azaltacak önlemler almaktır. İşte bu hedefle uygulanabilecek bazı önemli adımlar:

1. Sağlık Hizmetlerine Erişim ve Farkındalık
Erken teşhis ve tedavi, Aşılama ve Dengeli beslenme ve sağlık bilinci.

2. Kaza ve Yaralanmaları Önleme
Trafik kazalarını azaltma, İş Güvenliği, Ev kazalarına hazır olma.

3. Eğitim ve Toplumsal Farkındalık
Toplum bilincini artırmak, Eğitim programları

4. Çevresel ve Altyapısal Önlemler
Çevre kirliliği ile mücadele, Erişilebilir şehirler

5. Psikososyal Destek ve Dayanışma
Stres yönetimi ve ruh sağlığı, Aile

6. Hukuki ve Kurumsal Düzenlemeler
Politikalar ve kurallar, Destekler

7. Araştırma ve Teknolojik İlerlemeler
Engellilik nedenleri üzerine araştırma, Teknolojik gelişmeler

Bu adımlarla, engelliliğin hem önlenmesi hem de mevcut engellerin etkilerinin azaltılmasına faydası vardır.  
Esas olan sa, Allahüteala’nın rızası için ihlasla devletine, milletine, komşusuna, okuluna, mahallesine, evine, kişiliğine sahip çıkmaktır.
.
Ölüm vardır ve dönüş eninde sonunda  Allahüteala’yadır.
Hesap günü vardır. Hesaptan kurtuluş yoktur.
Hesap gününde hepimizin yüzlerinin, onurlu olması,  yaşamanın esasıdır


Not: Yazımızda ismi yazılamayan birçok kıymetli arkadaşlarımızdan özür diliyorum. Yer darlığı nedeniyle isimlerde kısaltma yapmak zorunda kaldık.