Bolu Milletvekili Fehmi Küpçü, facebook sayfasına; Biz Bize Yeteriz Türkiye'm” notunu da iliştirerek,
“Milletvekili arkadaşım Sn. Arzu Aydın ile beraber, biz de birer maaşla kampanyamıza destek oluyoruz” paylaşımında bulunmuş.
Kovid-19 mücadelesinden bahseden Küpçü, millet dayanışması ve kadim medeniyete atıfta bulunduğu paylaşım, bir anda beğeni ve yorum zengini oldu.
Ak Parti Bolu Milletvekilleri Arzu Aydın ile Fehmi Küpçü ihtimal birlikte karar verdiler.
Ne bir eksik,
Ne bir fazla,
Ne önce, ne sonra,
Ne oradan, ne buradan.
Zor karar olduğuna hükmettiğim bu duyuruyu,
Kendi sayfalarından açıklamış olmalarını, takım oyununu yansıtması bakımından kıymetli buluyorum.
Bağış yapılan maaşın miktarı veya tutarından ziyade,
İki vekilin birlikte hareket etmiş olmaları, hem Covid-19 musibetine karşı mücadelede çorbada tuz,
Hem de memlekete hizmetnoktasında, ortak hareket edileceğinin akdi olarak algıladım.
Bu tespitimi yazımın bir kenarına iliştirdikten sonra,mevzuyu şöyle bağlayıp bırakacağım.
Ak Parti Bolu Milletvekilleri;
Başkentte, TBMM'inde, hizmetin vardığı yerde, geldiği şehirde, bulunduğu ilçede.
Arzu Aydın ve/veya Fehmi Küpçü olarak değil.!
Arzu Aydın ile Fehmi Küpçü olarak anılmaları gerektiğini bu vesile ile belirtmiş olayım.
Takım olmak böyle bir şey.
Bunlar, kondisyon kazandıran hareketler, teknik hareketler, motivasyonu artırıcı hareketler.
Mevzu, kimin gol atacağı değil, takımın galip gelmesi meselesi.
Rabbim yollarını, hizmetlerini açık, bağışlarını makbul eylesin.
Bu kadar yazdıktan sonra; bir mühim notu şuradan şuraya” bırakmadan olmaz.
Ak Parti il yönetimi ile il genel meclisi üyeliğim sırasında mesai birlikteliğimiz olan vekillerimizin verdikleri anlamlı mesajı, satırlara taşımamak bana yakışmazdı.
Buna rağmen vekillerimiz; tahminle söylüyorum.
Önce kendilerini bir yoklayacaklar, bakacaklar, ne oluyoruz der gibi olacaklar.
Olmadı bir aynaya, olmadı yazıma, gözlerinin ucuyla bir de bana bakacaklar.
Ne bir eksik ne bir fazla.
Sağımdakirâmenkâtibin'i
Sol'umda beni görecekler.
XXX
9 Nisan günü,
Bolu Belediyesi 444 26 58 nolu hattı aramış, oradan da ilgili birime yönlendirilmiştim.
Hanımefendi kızımız ile aramızda anlaşılır bir konuşma geçmiş,
İyi dilek ve temennilerle telefonlarımızı karşılıklı kapatmıştık.
21 Nisan.
444 26 58 nolu sabit telefonu tekrar aradım; yine ilgili birime yönlendirildim.
Zarif anlaşılır bir Türkçe lisan,
Sorumluluk sahibi, ikna kabiliyeti yüksek bir ses tonu,
Süreci iyi yönettiği belli, konusuna hakim bir hanımefendi ile görüştüm.
Kullandığı cümlelerin ve ekli ses tonunun makamı etkileyiciydi.
Kısa bir selamlaşma ve hatır sormanın ardından,
“Evde tembel tembel oturuyoruz” diye söyleyince!
Olur mu efendim!
Siz daha önce çalışmış çabalamışsınızdır,
Şimdi sıra bizde” diye karşılık verince.
Karantina günlerime şükredesim, o zarif hanımefendinin gözlerinden öpesim geldi.
Hala ulaşmayan kolonya yüzüme serpilmiş,
Eldivenlerimi giymiş vaziyette,sanki maske'li baloda dans ediyordum.
Tebessümün samimiyeti gözle görülmese dahi..
Bazen en büyük kariyer, en büyük yardım, en büyük bağış.
Bir tatlı söz'den fazlası etmiyor.
Rabbim insanlığı ruh haczi ile karşılaştırmasın.
Hayatımız hicaz, işimiz rast gitsin.
XXX
Sosyal medya hesabımdan, İBB'nin şu 500 bin ton asfalt meselesi ile ilgili fikir ve sorularımı paylaştıktan hemen sonra,
İl Genel Meclisi Başkanı Yaşar Yüceer aradı.
Her zamanki sempatik, rahat ve samimi üslubuyla Mustafa diye söze girdi.
Teknik manada ikimizin de bildiği bilgileri karşılıklı paylaşmış, biraz da sohbet etmiş olduk.
Belediye Meclisi üyesi Burak Balaban akabinde, paylaşımımın altına not düşerek görüşünü açık açık paylaştı
Ben en çok Mazhar Bozoğlu'nun vakıa karşısında koyacağı refleksi merak ediyordum.
Bu trajikomik mevzuya, Mazhar Bey kendi espri kültürü ve hiciv zekâsıyla ilginç yorumlar getirebilirdi.
Onlarca belediye ve il genel meclisi üyesi var.
İlçeleri de katarsak, sayı hayli kabaracaktır.
Hepimizin bildiği birkaç mühim ismin dışında kendini ifade eden, hizmetlerini manşete taşıyan bir elin parmaklarını geçmiyor.
Seçilmiş arkadaşlar; şu kadarını söyleyeyim.
Okudum, memnun oldum, ben yatıyorum olmaz!
Şuraya test edilmemiş, doğruluğu kanıtlanmamış, tahmine dayalı bir tespiti bırakıyorum.
Bir refleks gösteriyorum.
Ekrem İmamoğlu aut, Mansur Yavaş in
Aksi bir durum olursa!
Sehven yazmışım der;
başka bir cümle bırakırım.