ALINAN PUANIN KIYMETİNİ BİLİN

Her iki takım için karşılaşmanın “ANA FİKRİ” ne diye soracak olursanız.

·        “Alınan puanın kıymetini bilin” cevabım olur.

Boluspor’un üç puan,

Keçiören’in en az bir beraberlik beklediği karşılaşma 1-1 sona erdi.

O diil de!

Her iki hocanın basın açıklamasını noktasına virgülüne dokunmadan şuraya bıraksam;

·        “Mükemmel bir analiz yazısı çıkar...

Arif Ufuk Kahraman ve Erkan Sözer’yi şeffaf ve ayrıntılı açıklamaları için tebrik ediyorum.

Keçiören Teknik Direktörü Erkan Sözeri,

-         “Mukairu’yu iyi markaja aldık ve etkisiz hale getirdik.

-         "Rakibimiz Boluspor koşan, mücadele eden bir takım.”

-         “Özellikle sol taraftaki Mukairu çok etkili bir oyuncu, ona önlem aldık.”

-         “Bugün de hakikaten çok etkili olmadı. Boluspor’un kanadı, kolu kırıldı.

-         Çok yetenekli bir oyuncuyu boş bıraktığınız zaman başınıza işler açabilir.

-         “O yüzden iyi marke ettik onu.”  

Keçiören Teknik Direktörünün altı [6] satırlık maç analizinde bahsettiği tek kişi “MUKAİRU”..

Bütün taktik kurgusunu, hesaplarını sadece “MUKAİRU” üzerinden yapmış.

Mukairu’yu tutarak Boluspor’un kanadını kolunu kırdım diyerek övgü hanesine bir adet jeton attı.

Sözeri basın toplantısında; Bolu deplasmanına korkarak geldiğini itiraf da etti.

Dedi ki;

-         "Boluspor gibi önemli bir deplasmandan bir puan almak önemli"

-         “Bir puan bizim için kötü değildi.”

-         “Buradan bir puanla ayrılmanın, çok da sevinmesek de, sevincini yaşayalım diyelim.”

Boluspor, MUKAİRU’dan ibaret değil elbette..

Ve Fakat..

“MUKAİRU’yu marke ederek BOLUSPOR’u durdurmuş oluyorsunuz ne yazık ki!

XXX

Adanaspor karşılaşması yazımda şöle demişim.

-         “Mukairu takımın hızlı treni gibi…Raysız ve garsız…”

-         “Dur durak bilmiyor; çok yararlı bir oyuncu. Onu pamuklara sarmak lazım. O takımın ası ve nerede ise yarısı…”

Bir de şunu yazmışım…

-         “Rakip on kişi kalmasa, belki de skoru da koruyamayacaktık.”

Onu diyorum.

Keçiören’de on kişi kalmasa, geri çekilmeyecek, beraberlik golüne belki de ulaşamayacaktık.

Nitekim!

Arif Ufuk Kahraman;

-         “İlk kırk beş dakika boyunca hiç üretemedik"

-         “Sadece bir tane ciddi pozisyonumuz var”

-         “Keçiören, savunmayı çok iyi yapan, fiziksel olarak güçlü, yüksek toplarda etkili ve ikinci topları kazanan bir ekipti..”

-         “Rakip alanları çok iyi kapattı ve pas trafiğimizi tam olarak oturtamadık.”

-         “En güçlü yanımız olan ön alan baskısını ilk kırk beş dakikada iyi yapamadık”

Her iki Hoca’da gerçekleri ve hayal kırıklıklarını net bir şekilde dile getirdiler.

XXX

Gelelim kendi görüş ve tespitlerime..

-         İlk yarı Boluspor’u tanıyamadım.

-         Takımın benzin deposuna su kaçmış gibiydi.

-         Eski Alem ve Yarenlerin davullu tezahüratı gaz düğmemizi hep açık tuttu.

-         Takımın üzerinde AKAMET BULUTU var gibiydi.

-         Mukairu’nun olumlu bir tek akınına şahit olmadım.

-         Berk Yıldız üzerinden FUTBOL CAHİLİ sayılacaksam buna razıyım.

-         Jefferson ilk yarı çok verimsiz, katkısız ve yağsızdı.

-         Kaymak diyebileceğim ne bir oyuncumuz, ne de bir oyun kurgumuz vardı.

-         Yoğurdu üfleyerek yemeği taktik belleyen Keçiören,

-         “Sinekten yağ çıkarmak” deyimini MUKAİRU ARI’SINI tutmakla buldu.

-         Orta saha, kanatlar, kanat bekler devamlı ve sürekli stoperlerine döndü.

-         Rakip hem kafamızı, hem sinirimizi, hem de sistemimizi bozdu.

XXX

Devre arası sessiz bir devrim oldu sanki..

Takımın canı, Jefferson’un tadı geldi.

Takım şarj oldu, rölantiden çıktı…

-          Naby Yusuf ikinci yarı hem sazı çaldı, hem taksim geçti, hem de anons yaptı.

Olay şudur!

-          İkinci yarı Naby bitmeyen enerjisi ile (mecazen söylüyorum) belden kırmalı iş makinası gibiydi.

“FUTBOL ÇORBASI” tadını almaya mevzu tek kaleye dönmeye başladı.

Ancak;

Beraberlik golü geldi, galibiyet gelmedi.

Her iki takım için maçın özetini söylüyorum…

•         “Alınan puanın kıymetini bilin”!!!