Kıymet verdiğim, sevdiğim, kalbinden emin olduğum bir kardeşim;
Mahcubiyetini vücut diline ekleyerek, safi diliyle, kaçamak bakışlarına muhatap da arayaraktan.
- Hocam, yine vaaz vermiş! diye ünlendi.
- Hayırdır? diye karşılık verince!
- “Son yazınız Hocam; Hz Musa ve Çoban yazınızı diyorum” diyerek gülümsedi.
Vaaz mühim tabii.
Bi nevi öğüt ve nasihat içerir..
Vaaz;
Vaizlerin cami, mescit gibi yerlerde yaptığı, genellikle öğüt niteliği taşıyan dinsel konuşma.
Vaaz;
Bir kimseye kalbini yumuşatacak, kendisini iyiliğe yönlendirecek biçimde söz söyleme, öğüt.
Benimkisi ikinci tanım olsa gerek.
Öyle ya!
O yazım da, kalbi yumuşatacak, iyiliğe yönlendirecek bir yazıydı “Hz. Musa ve Çoban”
Bizimkisi makale, köşe yazısı..
Vaaz farklı bi şey tabii!
Yeri, yurdu, makamı, konumu belli.
XXX
Yeni sabaha ilk adımımı attığımda; aralığınbi vakti, bir de twitt atayım diye iç geçirmiştim.
Günlerden Cuma’ydı ve hem dua, hem de Cuma gününün hayırlara vesile olması dileğiyle bi paylaşımda bulundum.
- Yeni sabaha konum atıyorum. Rabbim bizlere huzur ve sağlık tayin etsin..
- Hayırlı Cumalar…
Yorum ve beğeniler eşliğinde arkadaşlarla yazıştık, karşılıklı dualaştık.
Ve Fakat sosyal medyadan ekli bi arkadaşımızdan da adeta azar işittik.
Sabah yaptığım dua ve paylaşımıma eleştiri üstü bir çıkış geldi.
A.D. isimli şahıs,
- Bu nasıl ifade?
- Senin benim icin atamamı yapacak Allah. İhsan etsin, ikram etsin, versin denir..
- Atama denmez…
Çok üzüldüm tabii…Allah kalbimi biliyor..
Gecikmeden A.D. Beyefendiye yorumunun altına cevaben şunları yazdım.
- Buralara hiç gelip gitmez arayıp sormazdınız, hoş geldiniz.. Burada bi arayış buluş içinde olduğunuzu fark etmemişim iyi ki yazdınız sebeplendik, var olduğumuzu anladık.
- Sayenizde sabaha kondurduğum ham, safi, kalbi cümlelerimi mecazen söylüyorum, aşırdığınız dağları gördüm hicap duydum.
- O dağlarda biçareydim, evime döndüm. Kusura bakmayın mahcubiyetimi geçtim maksadımdaki dua sizi aşmış ve şaşırtmış olmalı..
- Rabbim maksadımı biliyor, seni de biliyor, beni bizi hepimizi anlıyor.
- Efendim ben de selam ve hürmet ederim lütfen kabul ediniz..
Hz. Musa ve Çoban Hikayesinde,
Hz. Musa, Çoban’a…
- “Hey! Kendine gel. Aklını mı kaybettin. Allah’a böyle yalvarılır mı?” demiş..
A.D. 2022’nin bi Cumasında bana…
- Bu nasıl ifade?
- Senin benim icin atamamı yapacak Allah. İhsan etsin, ikram etsin, versin denir” demişti..
Belli ki bu muhterem şahıs…
Allah’ın, Hz. Musa’ya gizlice söze gelmeyecek, söze sığmayacak sırlar söylediğini okumamış, Hz. Musa’nın azarı işitince çöllere çobanın peşine düştüğünü akıl edememişti.
XXX
O diil de!
Kalpler ancak Allah’ın zikriyle tatmin olur. Allah’ı her varlık kendi diliyle tesbih eder.
Allah da herkesin dilini anlar. Bütün diller, renkler, ırklar Allah’ın ayetlerinden bir ayettir.
Bir de şu?
Çok bilmiş olmaya gerek yok…
Aşk mühim!!!
- “Kafanda aşkla yoğrulmamış ne kadar kelime varsa her gün senin kalbini vurur.”
Vurur vesselam..