Hollanda'nın ulusal gazetelerinden birine aboneyim. Yaşadığınız ülkenin veya yerin olaylarını takip etmelisiniz ki,iyileri taktir, kötüleri gidermenin mücadelesini vermeniz mümkün olabilir.O zamanlar bilgi sayar ve internet bu kadar gelişmiş değildi.

Birgün gazetede Müslümanlar aleyhine yazı okudum. Üzüldüm, gücendim.Yazıyı kestim,masamın üstüne koydum.Uykuma keder verdi. Gazete kupürünü çantama koydum.

Türk çocuklarına daha nasıl yararlı olabilirim diye Amsterdam'da pedagoji akademisine gidiyordum.(Bouwman Akademi OETC aplikatie, okullarda Türk çocuklarının eğitimi ve kültürü)Gazete kupürünü birkaç arkadaşıma gösterdim. Fikir alışverişinde bulunduk.

Bir gece yatarken düşünmeye başladım,gazeteye yazı mı yazsam diye,ifadeler,cümleler yerini bulmaz korkusuyla vazgeçtim.Papaz aklıma geldi.Çalıştığım Katolik okulunda 33 tane Türk çocuğu vardı.O okula papazın çocukları da geliyordu. Papaz bay Hofman. Projeler düşünmeye başladım. Önce papazla görüşüp randevu almam gerekiyordu.

Veliler her zaman okula çocuklarıyla, kapının açılışından en az 15 dakika önce gelirler, çocukları okulun bahçesinde,anneler babalar dakendi aralarında sohbet ederler. Okula öğretmenler en az yarım saat, bir saat önce gelenler de olur. Sabah kahveleri öğretmenler odasında içilir,birlikte sohbetler edilir.

O sabah kahve içmekten vazgeçtim. Bay Hofman'ın yanına gittim, kendisinden Müslümanlarla ilgili gazete kupürünü okuması için ricada bulundum. Okudu ne yapmamı istiyorsun? dedi. Kendisinden randevu rica ettim. Çantasından ajandasını çıkardı, baktı baktı 20 gün gibi sonraya randevu verdi. Sen ne iş yapıyorsun? Sadece Pazar günleri çalışmıyor musun? dedim. Bana sen benim işverenim misin? Diye kızdı. Hata yaptığımı anladım, çok özür dilerim, merak etmiştim,bana söyleme mecburiyetin yok, tekrar özür dilerim dedim. Günde 8 saat çalıştığını bir saatte gönüllü çalıştığını, 17 milyon nüfuslu Hollanda'da 5milyon insanın, okullarda, hayvanat bahçelerinde, hastanelerde, spor sahalarında gerekli olan yerlerde gönüllü çalıştığını bildirdi. Kendisinin de kilisenin dışında, hastanelerde hastalara dua ettiğini, belediyede toplantılara katıldığını,parkta gönüllüleri topladığını daha başka çalışmalar içinde olduğunu anlattı. 20 gün sonra papazın evinde buluşmak üzere anlaştık, kendisine yerel bir gazeteciyi davet edebilir miyim? Diye sordum. Olur dedi.

Papazın evinde buluştuk, kahveler içildi, kendisine sen papazları topla, ben de imamları ,diyanet, milli görüş ve dernek başkanlarını davet edeyim, birlikte neler yapabiliriz?Teklif edip, tanışalım dedim. Çok güzel olacağını söyledi. Kilisenin toplantı odasında bir araya gelmek üzere anlaştık. Ertesi gün yaşadığım şehir Beverwijk yerel gazetesi, papaz ve öğretmen bir arada başlığı atmış.

Randevu günü papazın ev sahipliğinde, Katolik, protestan, kıristılık kilise papazları, diyanet cami imamı, milli görüş cami imamı,dernek başkanı davete katıldılar.Tanışma ve sohbetten sonra, çok güzel fikirler ortaya çıktı.Müslüman ve Hıristiyanlarda evlilik,vefat ve defin merasimleri, sünnet merasimi ,ibadetler, Kur'an, incil gibi konular tespit edildi. Hıristiyanlar ve Müslümanlar çalışma grubu kurulmuş oldu. Çalışma grubu ayda bir camilerde, kiliselerin lokallerinde toplanacak.Yılda iki defa halka açık büyük bir salonda, kilisede, camide programlar yapılmasına karar verildi. Beklenmedik olaylarda da bir araya gelip nasıl bir çalışma yapılacağı kararlaştırıldı, doğa afetleri ve benzerleri gibi. Halka açık işlenen temalar, her defasında basında büyük ilgi gördü, Holandalılar, cami ziyaretlerine gelip İslam dini hakkında bilgi almaya başladılar.

11 eylül Amerika'da ikiz kuleler yıkıldı, faturası Müslümanlara çıkartıldı. Bu olayın hemen arkasından Hıristiyanlar Müslümanlar çalışma grubu toplandı. Papaz Hofman Hollandaca kur'anı iki defaokuduğunu, bir insanı, bir canlıyı öldürmenin bütün insanlığı, öldürmekle ilgili olan ayeti okudu. Hıristiyanlar ve Müslüman çalışma grubu adına, Amerikan başkanı Bill Clinton'a bu olayın İslam dini ile alakalı olmadığını bildiren İngilizce mektup yazılmasını teklif etti.Bizim İngilizcemiz çok zayıftı, İngilizce mektubu papazlar yazdı.Amerika'ya,yerel bütün gazetelere gönderdik.Ertesi gün gazetelerde,Hıristiyan ve Müslüman çalışma grubuna ait düşünceler ve İngilizce mektup yayınlandı .Belediye başkanı camileri ziyaret ederek, farklılıklarımız bizim zenginliğimizdir diye bir konuşma yaptı. Bir ihtiyacınız olduğunda her zaman yanınızdayız dedi.

Çoğu camilere üzücü provokasyonlar yapıldı. Camimiz bugüne kadar kötü bir olayla karşılaşmadı. İnsan bilmediğinin düşmanıdır.

Gelin tanış olalım,

İşi kolay kılalım,

Sevelim,sevilelim,

Bu dünya kimseye kalmaz. Yunus Emre

Şükrü Karataş