Hepimizin küçülmeye, küçülmeye, daha da küçülmeye ihtiyacımız var.
Kimsenin gücüne gitmesin ama hakikaten küçülmemiz lazım.
Hatay ilinin, Kırıkhan ilçesinin Bektaşlı Köyü’nde yaşayan,
Adı güzel iki çocuk…
- “Küçülmüş de büyümüşler” lafzının deyim babası oldular.
“Büyümüş de küçülmüş” lafzının pabucunu dama attılar bile..
İhtiyaçlarımızı, evlerimizi, cebimizi, cepkenimizi, arabamızı, varlıklarımızı bi gözden geçirmemiz lazım.
Bir çocuk kalbi hepimize yetecek inşallah.
Onu diyorum;
Hepimizin çocukluğumuza bir uğrayıp dönmemiz mi lazım ne?
Oyuncağı yeterli görüp;
- Çikolata başkasına kısmet olsun ne demek ya!!
Bu kalbi nerede büyüttün, neyle besledin bu koca yüreği..
Yemeden, içmeden tamah etmeden bu kadar büyük bir merhameti nasıl büyüttün be çocuk
XXX
Şu son birkaç yıllık zaman diliminde bu topraklar üzerinde yaşayanlar nelere şahit olmadı ki.
Sel, yangın, covid musibeti ve depremler…
Son yaşanan deprem büyük bir felaket oldu.
Asrın felaketinin yaşanacak, derdi acısı unutulacak gibi değil.
O günden bu yana nerede ise iki hafta oldu ve enkazdan sağ olarak kurtulan mucize hayatlara tanık oluyoruz.
Bu acılarımızı dindirmiyor olsa da; kayıplarımızdan dersler çıkarıyor, mucizeler hayata tutunmamıza vesile oluyor.
Hatay’ın Kırıkhan ilçesinin Bektaşlı Köyünde canlı şahitli ve anlık görüntüler mucizelerin asla bitmeyeceğini bize gösterdi.
Bu ülke ayakta duruyor ve her felaket anında daha sıkı biri birine sarılıyor, dayanışma ruhunu canlı tutuyorsa,
Bütün sebep bu çocukların, onları yetiştiren ana babaların, sahadaki gönüllülerin, isimsiz kahramanların, milletin, devletin, destan yazan vatandaşların üzerinedir.
XXX
- Küçülmüş de büyümüşler.
Önümüze gelmeyen, durmayan, ezberimizde olmayan bir cümle bu değil mi.?
Artık değil…
- “Büyümüş de küçülmüşler” deyimi mecazen enkazın altında kaldı.
O enkazdan “küçülmüş de büyümüşler” deyimi boy aldı.
Çıktı, geldi ve taa bağrımıza saplandı..
Sadece benim mi?
Tüm büyümüşlerin kocaman adamların, kadınların yürekleri ağızlarına geldi..
Bu iki çocuk nasıl böyle kocaman laflar edebilirdi ki?
Acımızı içimize gömdük, sevincimizi o iki güzel çocuğun gözlerinde gördük
Bu iki çocuğun dudaklarından dökülen cümlelere meftun olduk.
Çocukluğumuzun o iyilik meleği olduğumuz yıllarımızı hatırlayıp kendimizden utandık..
Böylesi evlatların ülkesi olmaktan gururlandık.
O adı güzel Muhammed,
- İyilik yapan, iyilik kazanır derlerdi. Annem doğru söylemiş.
- Anneme her zaman inanırım, herkese iyilik yapıyorum, her gün iyilik yapıyorum. İyilik kazanıyorum işte..
- Sadece mutlu oluyorum” demez mi!
Diğer adı güzel Muhammed,
- Herkes alsın, bütün çocukların olsun” demez mi!
XXX
Oyuncağı alıp, gofret için başkasına kısmet olsun diyen Muhammed gibi mutlu olabilir miyiz.?
Oyuncağı elinden alındığında bilmez miyim çocukların nasıl ağladığını!
Bayramda, seyranda elinden alınan şekerine, çikolatasına nasıl zırladığını bilmez miyim çocukluk kankimin.!
Oyuncak bir çocuk için en mühim ve en olmazsa olmaz bi şey demek ki!!
Eğitim şart ama asla öncelikli değil.
Şunu gördüm; bir çocuk için oyun ve oyuncak asla vazgeçilmez.
Bir baba nasihati, bir anne şefkati, Eğitim Şart mottosundan şart olsun daha kıymetli duruyor.
XXX
O iki Muhammed çok yaşasınlar ve çok görsünler.
Kocaman, yutulması, unutulması zor kocaman iri laflar etmişler.
Ben o fotoğrafta,
Baba nasihati ile büyümüş, ana sütü ile beslenmiş iki Muhammed gördüm.
Kulağına isimleri fısıldanmış, babalarının ellerinden tutup, okuldan önce Cuma namazı ile tanışan çocuklar gördüm.
Müzik dersinden önce, kandil akşamı ilahi dinleyen, eline suluboya almadan derenin kenarında çamurdan ev yapabilmiş çocukları gördüm.
Bayramlıklarını sadece bayramda giyebilen, nine ve dedelerinden dinledikleri efsanelerle büyüyen adamları gördüm.
Kamerayı görünce şaşırmayan, teknolojiye teslim olmamış, kalpleri internet, kaşı gözü vifi gibi duyarlı, uyanık çocuklar gördüm.
XXX
Onların gözünde;
İyi bir anne, iyi bir baba, iyi bir öğretmen, iyi bir arkadaş, iyi bir köy, iyi bir kültür gördüm.
İki adı güzelin gözlerinde;
Cezayı, korkuyu, kuralı, kaideyi, acıyı, açlığı, ekmeği, imeceyi, saygıyı, büyüğü, küçüğü bilmeyi gördüm.
Onların yüreğinde;
Küçüldükçe büyümeyi, tevazuyu, sabrı ve şükürü gördüm.
XXX
Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde Bektaşlı Köyü’nde yaşayan Muhammed İnan Türkmen ve Muhammed Onur Mert..
Tüm çocuklar ve siz mutlu ve mesut bir şekilde çok yaşayın..
Allah sizleri, siz çocukları var etsin…
Ellerinizden öpüyor, hürmetle kucaklıyorum.
“Büyümüş de küçülmüş” diye bir şey yoktu zaten; bende hiç olmadı da! Olmamalı belki de bundan sonra..
Sizler, siz çocuklar hepiniz çok kıymetlisiniz.
Küçükken daha büyüksünüz..
Günahsız, kabahatsiz, saf ve temizsiniz.
Duygularınızı kaybetmeden, dualarınızı unutmadan hayatınızı ve hayat alanlarınızı doğru inşa edin.
Küçülmüş de büyümüşler!
Binalar yaşlı oldukları için mi? göçüyor sanıyorsunuz.!