Olan olaylar, tarihe yazılan günler bir de unutmadan ekleyebilirim kişisel de olsa belirli gün ve haftaları vardır insanların. Bazılarımızın mutlulukla imzalanan günleri bazılarımızın kara gün listesini oluşturur. Kayıplarımız, kazançlarımız hangi hanemize yazılıyor bilmiyorum ama yaş alıyor orada hepsi… Birer olgunluk göstergesi gibi yaş almadan yaşlanma gibi… Bir günde on yıl yaş alma gibi…
Bir dağ bilirim bütün doğal afetlere göğüs geren, bir dağ bilirim her iklime karşı yeşillenebilen. Ama küçücük bir çiçeği solsa küser dünyaya bilmezler o kısmını. Tarihte bugün bir çiçeğim yeşerdi, ertesi gün ise bir çiçeğim soldu… Gücü belki bir çiçekti, koskoca dağ bir çiçeğe aşıktı… Mevsim geçti çiçek başka bir dağ seçti iklimine elverişli… İşte o zaman asıl hikayesi başladı o dağın, her iklime göğüs geren o dağ bir çiçeğin yokluğu ile küstü koca şehre.
Toprak üstünde gezdiğimiz dünyanın ufalanmış bir katmanı olarak yer alsa da hayatımızda, kimine hayatın başlangıcı kimine hayatın son kısmı. Bir kürek toprak, bir şişe su nefesten uzaklaşmanın, kurulan düzenin farklı bir boyutuna geçişinin göstergesi.
Yarın yokmuş gibi bugün sonmuş gibi… O anın saniyenin değerini bilerek, ertelemeden sevmeyi öğrenerek… İyi gelenleri bir köşemize raptiyeleyip, her gün üzerlerine sevgimizi fısıldayarak.
Bazı tarihlerin insanda bıraktığı his anlatılmayacak, cümlelere dökülmeyecek kadar uzun ve hatta hiçbir kelime o hissi anlatabilecek boyutta değil.
Gideli bir yıl oldu, tekrar gülmeyi öğrendim, tekrar nefes almayı… Bir boşluk var tarifsiz içine hiçbir şey sığmayan. Eksik nasıl yaşanır öğrendim en basiti. Bunların hiç birini tek başıma öğrenmedim elbette ama sonra başa döndüm, öyle işte enkazın üzerine bir gecede dikilen gece kondular misali…
Umut taciri olmayın efendim, umutlar bu hayatta insanların tutunabildikleri dallarıdır. Onları alırsanız ellerinden yeniden başlamak için sebepleri kalmaz.

Allah der ki
“Kimi benden çok seversen onu senden alırım.”
Ve ekler: Onsuz yaşayamam” deme, seni onsuz da yaşatırım.
Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar.
Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya.
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur…
“Düşmem” dersin düşersin, ”Şaşmam” dersin şaşarsın.
En garibi de budur ya Öldüm” der durur yine de yaşarsın.
Hz.Mevlana..