Koskoca iki yılın ardından üniversiteliler okullarına geri döndü. Döndüklerinde hiç bir şey bıraktıkları gibi değildi… Ev kiraları, market alışverişleri, özel ihtiyaçları hepsinin fiyatlarını en az iki katı durumda buldular. Eskiden de öğrenci için hayat zordu, ama şimdi durum eskisinden de kötü…
Bir makarna fiyatını gören kardeşimin tepkisini şu an size nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Hepimiz biliriz ki öğrencinin ana öğünü makarnadır. Yapımı kolay, maliyeti düşük, karın doyuran, kolay kolay da sıkılınmayan bir besindir. Bunları göz önüne alan öğrenciler, buzdolaplarını doldurmak yerine indirimli fırsatlardan en azından bol seçenekle sanal yemek söyleme sitelerini takip ediyor. Bulaşık derdi yok evde yapmaya kalksalar en az üç katı fiyat… Yorulacaklar, zaten değerli olan zamanlarından gidecek, bulaşığıydı, elektriğiydi, suyuydu derken yiyecekleri bir tas yemek hem maddi hem manevi olarak yoruyor.
Açıldığı iyi mi oldu bilmiyorum inanın, en azından evden karınları tok bir şekilde hayatlarını sürdürüyorlardı. Ailelere giren paralar da belli, bu durumda öğrenim gören öğrencilerin zaten çalışmaları güçken çalışma hayatı işin içine girince bir çok aksaklıklar, dersleri aksatma gibi durumlar işin içine giriyor. Çalışmasalar aileler zaten destek veremiyor. Ders kitaplarını almaları için bile paraya ihtiyacı olan öğrencilerin başka şansı kalmıyor. Ders kitaplarının bile fiyatları dudak uçuklatır durumda o kısım da ayrı…
Pandemi diyoruz, sosyal temas diyoruz ama üniversiteli öğrencilerde bu durum mümkün olmuyor. Kira düşük olsun diye küçücük bir evde 5 kişi kalıyor. Ders çalışılacak oluyor evlerde kişi sayısı 10’ a çıkıyor. Uzaktan eğitimin, eğitim olduğunu kesinlikle savunmuyorum. Uzaktan olan derslerin öğrencide verim yaratabileceği konusunda da tereddütlerim mevcut, ama bu durumda okudukları şehirlere dönen öğrencilerin yaşaması, eğitim alması pek mümkün değil… Ailelerin öğrencilerini başka şehirlere yollamaları bile mümkün değil. Yeterli yurt sayımız yok, öğrenci sayımız fazla, ev kiraları yüksek yetmezmiş gibi ev de yok! Çünkü inşaat sektörü de çok kötü durumda…
Tek üzülen ben miyim bu duruma? Bilmiyorum. Gerçekten daha ne hale geleceğiz merak ve endişe ile bekliyorum. Üretim mi çözüm? Üretelim. Bir şeyler yapalım. Ekonomi hayatımızın her noktasını etkiliyor. Eğitimi etkilemesi demek, geleceğimizi etkilemesi demek… Bir geleceği göz göre göre kaybediyoruz. Sosyalleşemeyen, eğitimini layığıyla tamamlayamayan yeni nesillerle karşı karşıyayız.
Üzgünüm…