“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Cinsiyetçi bir toplum olarak yetişmek, çalışma alanlarında, sosyal alanlarda kadınları geri planda bırakmak bir gün olsun unutuluyor mu bilmiyorum ama bu özel gün “kadın” olmamızın güzelliğini her bireye hatırlatıyor. Güneşin içimizi ısıtmaya başladığı baharın geldiği ağaçların gülüşünden bile belli olmaya başladığı şu günlerde bizi hatırlatan şu gün Bolu'da da kutlandı. Çeşitli organizasyonlar kadınlarımız için yapıldı. Gelelim bugünün nasıl belirlendiğine;
Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart'ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır.
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
Türkiye'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya devam ediliyor.
Bu ülkede kadın olmak; hareketlerine dikkat etmek, konuşmana, oturup kalkmanı hesaplamak demek… Yüksek sesli kahkahalar atamak, belli bir saatten sonra dışarı çıkamamak… Kadın kısmının ne işi var orada?” gibi cümleler kurup yapıştırırlar hayatlarımıza. Özgürlüğün kısıtlandığı sözde kadınlara öncelik verildiği ülkemizde her hareketine el-alem” ne der? hesabıyla hareket etmek zorunda bırakıldığı kadınlığımız var bizim. Bakıldığında her tohumun başlangıcı her gülüşün simgesi kadınlarımız hep avuçlar içinde bir köşelere saklanmak durumunda kalıyor. Kadın kısmı ne anlar?” değil Kadın isterse her şeyi yapar!”
Kadın fiziksel olarak güçsüz gözükse bile bunu kendi içinde ki “annelik” gücü ile her şeyin altından kalkabilecek güçtedir. Duygusal yönden hep ayakta durmak zorunda olan, kendi başına her şeyi halledebilen mükemmel bir beyin çemberine sahiptir.

Bazen aynanın karşısına geçip soruyoruz bizde kendimize...

"Yorulmadın mı sahi güçlü olmaktan?” diye… Konuşuyoruz kendi kendimizle uzun uzun neden diyoruz mesela kimse düşünmezken sen neden düşünüyorsun her şeyi en ince ayrıntısına kadar? O kırmızı rujunu, topuklu ayakkabılarını çıkarıp, saçının fönü bozulmuşken, yorgunluktan omuzların çökmüşken baktın mı kendine… Geçtin mi aynanın karşısına her şeyi bu kadar mükemmel göstermeyi başarırken içinde ki yangınları saklamanın verdiği acıyla hiç vazgeçmeyi düşünmedin mi diye?
“HAYIR!”
Kadın, vazgeçmeyi hayatının kapısından sokmamıştır bile… Bütün savaşları küçücük bedeni ile omuzlanıp kaldırır hayatı tüm gücüyle. Ağır gelince bir ruj sürüp kapatır tüm sıkıntılarını, sonrasında kendisi de inanır yaptığı role…
Biz güçlüyüz ve her şeye rağmen iyi ki kadınız, anneyiz! Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun!