Tabiat’ı severim.
ZİRA,
Tabiat..
Renklidir, sellidir, rüzgarlıdır.
Yağmurlu ve güneşlidir.
En mühimi ateşlidir.
Şarjörü doludur; ama tek el ateş eder.
Gez’i, göz’ü, arpacık’I olmadan da on ikiden vurur..
Gezegende eşi benzeri yoktur.
Tabiat…
Toprak, yağmur, ateş, rüzgar sahibidir.
Huyludur, işli güçlüdür..
Doğar, büyür, gelişir, yetişir ve ölür.
Bu böyledir.
İnsan da öyledir.
Tabiatın sabahı farklı, öğlesi farklı, akşamı farlıdır.
İnsan da öyledir.
Nefes alır verir.
Ağlar, güler ve hüzünlenir
İnsan da öyledir.
XXX
Tabiat hatırlar, hatırlanmak ister.
Hatırla işi olmaz; neyse o’dur.
Bi duruşu, yağışı, bi sıcaklığı vardır.
Kadir kıymet, hal hatır bilir.
Dilini bilirsen;
Rüzgarındaki nağmelere, yapraklarındaki güftelere, güneşindeki sıcaklığa, suyundaki serinliğe hayret edersin.
Muammasını çözemez, takdiri ilahisinde dilin tutulur kala kalırsın.
Huyu suyu aynıdır, mevsimlerinde şeker gibidir.
Damarına basar, huyunu, suyunu inkar edersen; iklim değişikliğine gidiverir..
Tabiata elleşilmez, tabiatla didişilmez
XXX
O diil de!
Tabiata saygı duymamıza vesile olan, hatırlatan her renge, her dile, her ırka, her takıma, tabiattaki her bi canlıya saygı duyarım.
Bu kültürü hayata geçiren, dizayn eden, tabiata dair sorumluluklarımızı hatırlatan canlı heyecanlı insanlara teşekkürü borç bilirim.
Boluspor’un yeni “Gölcük Formasını” görünce umutlandım.
Tabiatın Kalbi Bolu Şehrini içini dolduracak, anımsatacak bir hamle diyerekten, beyaz zeminli yeşil çam betimlemeleriyle donatılmış Boluspor formasını beğendim.
Gözümün nuru Boluspor, Kırmızı Beyaz smokini ile “Gölcük” fragmanının galasına çıkmış gibiydi.
Klasik kırmızı armanın yeşil olarak dizayn edilmesini, verilmek istenen mesaj üzerinden kıymetli buldum.
Boluspor klasik armasından feragat ederek, “Gölcük Forması” ile tabiata ve doğaya olan hissiyatını cesaretle şekillendirmiş.
Elbette!!!
Bizlerin de tabiat adına feragat etmemiz gereken çok sebebimiz var.
Renklere bağlı kalmamak, ama renklerin de hakkını vermek kaydıyla yapacak çok işimiz var.
Ama önce tabiat tabii.
Tabiat olmadan kimse hayatta kalamaz, yaşayamaz, üreyemez.
XXX
“Gölcük” formasını bu şekilde okudum.
Doğru mu okudum, yanlış mı yorumladım? Boluspor yönetimi başka şekilde mi? ölçtü biçti, okudu bilmiyorum..
Kartalkaya, Çubuklu ve Zafer adını koydukları formaların mutlaka bir hikayesi olmalı ki!!

Bu işler oldu bitti denilemeyecek kadar hassas mevzular.
“Ben yaptım oldu; nasıl olduysa oldu” olmadığı belli formaların her birini ayrı ayrı ve farklı hikayeleri eşliğinde sevdim.
Tabi yeşil çamlı, çubuklu, kırmızı beyaz forma ve klasik arması efsane o ayrı.
“Gölcük Forması” da başta şehrimiz olmak üzre;

İklimimiz, kimyamız, fiziğimiz, havamız, suyumuz için kıymetli mesajlar veriyor.
Demek istediğim o değil de şu!!!
Boluspor; armasından, renklerinden feragat ederek, spor ve turizm odaklı büyük kocaman bir mesaj vermiş.
Biz neden tabiatımız, doğamız, temiz havamız, temiz suyumuz için dertlerimizden, ezberlerimizden feragat etmeyelim, dersler çıkarmayalım..
Boluspor Yönetiminin “Gölcük Forması” ile tabiata, yaşam alanlarımıza saygı mesabesinde yeşile evrilmesine neden saygı duymayalım.
Yeşilden kırmızıya devrilen tabelaları gören gözlerim; kırmızıdan yeşile evrilen formalara ellerim neden şapka çıkarmasın..
Öle di mi?