Bu hafta hepimizin içini acıtan bir konuyu yazmak istedim. Çığrından çıkmış bir toplum olduğumuzun göstergesi olarak küçücük çocukların canlarını yakarak, psikolojilerini bozarak git gide çirkinleşebiliyoruz. Bu büyük bir psikolojik sıkıntı bakacak olursak. Şöyle anlatabiliriz ki;

Çoğu insan, pedofilinin toplumlarında veya evlerinde var olduğunu inkar etmektedir. Bununla birlikte, pedofiller, zorlayıcı davranışlarını sürdürmeye uzun bir süre de devam edeceklerdir. Bu kişiler, çeşitli dini örgütlenmelerde, vakıflarda, çocuklarla yakın ilişkiler kuran organizasyonlarda gönüllü olarak yer almaya ve potansiyel kurbanlarıyla etkileşim kurabilmenin farklı yollarını aramaya devam edeceklerdir. Çoğunlukla da, kendilerini, çocuklarla kolaylıkla etkileşim kurabilecekleri konumlara yerleştirmektedirler.

İnternet, bu anlamıyla çocuklar üzerinde avlanmanın ortak bir alanı haline gelmiş durumda. Bugün, hep daha fazla çocuk, sosyal medya hesapları kullanmaya başlıyor. Sosyal medya, insanları birbirine bağlamaya yardımcı olmak için bir sosyal ağ görevi görmesine rağmen, kişinin kişisel bilgilerini gösteren bir profil oluşturması, dolaylı olarak pedofillerin bir sonraki kurbanını bulmalarına yardımcı olabilir. Pedofiller, daha sonra çocuklarla arkadaş olabilir ve kurbanlarını sahte bir güven duygusuna yönlendirerek, tuzağa düşürür. Bazı pedofiller, başkalarını –örneğin, bir sınıf arkadaşını– taklit etme davranışı gösterebilirler. Bazıları da çocuklarla arkadaşlık kurar ve toplantı saatleri ve yerleri düzenleyerek cinsel arzularını yerine getirebilirler.

Pedofilinin etiyolojisi (sebep bilgisi) hem biyolojik hem de çevresel faktörlere bağlanabilir. Vaka çalışmaları serebral yani beyindeki işlevsizlikler, pedofili için bir katkı ya da baskın faktör olabileceğine işaret ediyor 2. Kendini kontrol etmede yaşanan sorunlar, aşırı dürtü ve bilişsel sapmalar birer örnek olarak gösterilebilir. Birçok uzmana göre, cinsel tercihleri belirleyen hastalıklar, insan gelişimi için kritik bir süreç olan çocukluk deneyimlerinden kaynaklanır3. Pek çok vakada da, cinsel istismarcıların, çocukluklarında yaşadıkları travmatik deneyimlerin izlerini taşıdığı görülmüştür.

Daha açık bir biçimde ifade edersek, pedofillerin, çocukluklarında istismara uğramış olmaları muhtemeldir. Çocukken, bu durumu kontrol etme yetisinden yoksun olmalarından, çocuklara cinsel saldırılarda bulunarak travmaları yeniden yaşamak isterler ve bunda usta olma amacı taşırlar. Tam bir rol değişikliği yaşamaları, onları üst seviyeye çıkarır ve mağdur rolünde olmalarını engeller. Genel anlamda da, serebral disfonksiyon (beyindeki işlevsizlik), travmatik gelişim, cinsel istekler ve çocuklara duyulan cinsel ilgi giderek kişinin sinir sisteminde yerleşik hale gelir.

Pedofili, birçok altta yatan faktörü olan kompleks bir hastalıktır. Bunlar, beynin gelişimindeki bozukluklardan, çocukken cinsel istismara uğrama veya tecavüz gibi belirli travmatik deneyimlere kadar değişkenlik gösterir. Pedofili için kesin bir tedavi olmamasına rağmen, bu hastalığa sahip kişilerin dürtü ve davranışlarını denetlemelerine yönelik önlemler alınabilir. Toplumun bu hastalığın ve günlük yaşamdaki yaygınlığının daha fazla farkında olması gerekiyor. Çocuklarla meşgul olan herkes pedofili değildir, ancak pedofillerin yaşamın çeşitli alanlarındaki uzantıları düşündüğümüzden çok daha fazladır.