-Seben İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak bu bölgede Iza Buğdayı” projesi kapsamında yapmış olduğunuz çalışmalar ve çiftçilere sağlamış olduğunuz destekler nelerdir?

Seben İlçe Tarım ve Orman Müdür Vekili Ziraat Yüksek Mühendisi Selçuk Güçbilmez; Üreticiyle Belediyenin buluşmasına vesile olduk. Tohum taleplerine sözleşmeleri de ekleyip, ilçe tarım müdürlüğü vasıtasıyla biz aldık. Organizasyon, dağıtım, üretim planlaması konusunda çiftçilere yardımcı olduk. Tabi üreticiler bizi yıllardır tanıdıkları için güven duygusu olduğu için işe biraz daha sıcak bakmaları da sağlandı. Bu şekilde bir çalışmamız oldu. Bunun öncesinde Bolu Tarım İl Müdürlüğü ile beraber 1 ton tohumluğu 50 dekar alana dağıttık. Daha sonra belediyeyle 4 ton dağıttık. 250 dekarlık, yaklaşık 300 dekarlık bir alanda üretim yapılmasına vesile olduk. Geçen yıla göre bu sene yaklaşık beklentimiz 700 dekarlık bir alanda Iza üretimi var. Ciddi anlamda bir artış var. Tabi bu işin sözleşmeli üretim olması, fiyatın belirli, yüksek olması bizi sevindirdi ve gelecek yılda böyle talep var.”

-Iza Buğdayının sevdiği topraklar ve bu bölgenin Iza ekim açısından uygunluğu nedir? Seben'de bu uygulamaya başlayalı kaç sene oldu ve burada ekilen tohumlarınız Ata Tohumu mu?

Ziraat Yük. Müh. Selçuk Güçbilmez; Iza'nın diğer bir özelliği kıraç topraklarda yetişmesi. Yani en verimsiz, en kötü toprağınıza bunu ektiğiniz zaman aynı verimi alıyorsunuz, en kaliteli topraktaki gibi ondan dolayı da böyle bir güzelliği var. Verimli topraklarda bunu ekmenin çokta bir anlamı yok. Seben'de sözleşmeli üretim bu sene başladı. Daha öncesinde üreticilerin kendi ekimleri vardı. Bu çok uzun yıllardan beri yapılan bir uygulama Iza buğdayı ekiminin tarihi belki 200 yıl. Onu bizde bilmiyoruz. ‘Yerel Çeşitlerin Geliştirilmesi' kapsamında Bolu Tarım İl Müdürlüğü vasıtasıyla dağıtıldı. Yine tohumluğu Seben'den temin ettik. Tohum kaynağı Seben, Üretim Yeri Seben, buradan diğer ilçelere de tohum dağıtımı yapıldı. Bu yerel çeşit, genetiği değişmemiş tohumlardan diyebiliriz. Hedefimiz, ümidimiz bu işi yaygınlaştırmak. Katma değer kataraktan, un olaraktan, işlenmiş olarak yaygınlaştırmak. Un yapan üreticimizde var şu anda, hem değirmenli, hem üretici. Gayette güzel ve memnun sektörden ve çokta iyi fiyatlara satıyor. Talebi karşılayamıyor, şuanda öylede bir problem var. Bunu üretici genelinde herkese yayabilirsek, herkes faydalanırsa çok daha güzel olacak. Asıl amaç bu olmalı burada.”

-“Türkiye Yerel Buğdaylar” projesi çerçevesinde Kadın Çiftçilerin Ekolojik Bilgi Birikimlerini Derlenmesi” ile ilgili yapmış olduğunuz çalışmalarınızla neyi amaçlıyorsunuz?

Öğr. Gör. Dr. Elif Başak Aksoy; Şu an buğday ekmiyor olsalar bile geçmişte onlara anlatılanlar, annelerinin yaptıkları, kadınları kapsayan proje. Yerel buğday tohumlarını, tarlada kadın çiftçi eliyle korumak amaçlanıyor. Onları ikna etmeye çalışıyoruz. Kadınları ikna ettiğimizde, erkekleri de onlar ikna edebiliyorlar.”

Ziraat Yük. Müh. Selçuk Güçbilmez; “Özellikle kırsalda, hayvancılık sektöründe de bu böyle, bayan olmadan erkek hiç. Onun için sürdürebilirliliği sağlamak istiyorsak önce kadını memnun etmemiz lazım, mutlu etmemiz lazım. Hani kırsalda ki kadınında mutluk anlamında, çok lüks bir hayat anlamında beklentisi de yok. İşte onu sağladığımız sürece bu iş olur. Sağlayamazsak kadınlarda çocuklarının tarım sektöründe kalmasını istemiyorlar zaten, sıkıntı oradan kaynaklanıyor. ‘Ben çektim, çoluğum çocuğum çekmesin. Gitsin okusun, asgari ücretli şehirde çalışsın, köyden kurtulsun moduna giriyor.' Bu ciddi anlamda problem olabiliyor. Zaten temelde bunu aşmamız lazım. Bu ciddi anlamda Türkiye'nin problemidir.”

-“Çiftçi Kadın Girişimciler” konusunda ne gibi çalışmalar yapılıyor.

Ziraat Yük. Müh. Selçuk Güçbilmez; Şu anda bizim bakanlığımızda ‘Kırsalda Kadın Girişimciler ve Kooperatiflerle' ilgili ciddi çalışmalar yapıyor. Bununla alakalı Ticaret Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Tarım Bakanlığı destekler veriyor. İşte bununla alakalı ortak bir noktada buluşturabilirsek bayanları, kendileri bir şeyler yapıp, kendileri para kazanırlarsa kendileri daha rahat para harcayacaklar. Parayı nasıl harcayacaklar? Yine eve ya beyaz eşya alacaklar ya oturma grubunu değiştirecekler. Kendi şahsına bir şey almayacaklar. Eğer bunu da başarabilirsek, ciddi anlamda katma değer sağlayacağını düşünüyorum.”

-Hayatın her kesiminde fiilen çalışan kadının, tarım ve hayvancılıkta sahip oldukları bilgiler ve kadının toplumdaki konumu açısından bakıldığında siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öğr. Gör. Dr. Elif Başak Aksoy;“Erkeklerin tarım ve hayvancılık konusunda ya da aynı zamanda hayvancılık konusunda daha fazla bilgisi olduğu, kadınların bu konuda çok fazla bilgisi olmadığı düşünülüyor. Oysaki kadın fiilen çalışıyor. Birde bunu biliyor. Erkeklerin yanında kendi sesini kısıyor. Ama tek başına konuştuğunuz zaman çok kıymetli bilgiler elde ediyorsunuz. Özellikle de geçmişe dair. Erkekler geçmişin bilgisini çok fazla taşımıyor. Ama kadınlar taşıyor. O yüzden özellikle hem ekolojik bilgileri toplamak çok önemli, hem de kadını ikna ettiğiniz zaman erkeği ikna etmenin bir yolunu buluyorlar. Benim için en önemli kısım bu. Birde şöyle bir sıkıntıda var. Hem köyden göç nedeniyle, hem makineleşme ve daha sonra kadının tarladan çekilmesi nedeniyle, aslında kadının ekolojik bilgisi gerçekten yok olma sürecine girdi. Genç kızlarda, o yüzden yok olmadan toplayıp arşivlemek de önemli.”

Devam edecek