Kara harekâtında 25 Nisan 1915 tarihinde İngiliz ve Fransız askerleri 5 ayrı noktadan 40 bin kişi olarak karaya çıkarken, (Anzaklar) Avustralya, Yeni Zelandalılar da 35 bin kişi olarak toplamda 75 bin askeri Arıburnu bölgesine çıkıyorlar. 9 Ocak 1916 tarihine kadar süren Çanakkale Kara Savaşlarında düşman tarafı yarımadaya 525 bin asker çıkarırken, vatanımızdan 500 bin Mehmetçiği konuşlandırıyor ve 8,5 ay göğüs göğse, süngülerle savaş devam ediyor.
Yeni ziyaret yerimiz Çanakkale kara Muharebelerinin cephe gerisi olan Şahindere Bölgesinde, yaralanan askerleri tedavi etmek için kurulan, çadırlardan oluşan Sargı Yeri Sahra Hastanesi. Burada 3 bin Mehmetçik tedavi esnasında hayatlarını kaybetmiş ve bu alana toplu olarak defnedilmiş. Ay yıldız şeklinde dizayn edilmiş şehitliğin ortasındaki kule ise burada yatan şehidin ruhunun Arş-ı Ala'ya yükseldiğini ifade ediyor. Bu şehitlikte 2171 kişinin kimliği tespit edilmiş, 1969 kişinin enveriye şeklinde mezar taşları ve duvar plakaları üzerine isimleri, baba adları, memleketleri, doğum ve ölüm tarihleri yazılmış. Bu şehitlikte mezarı ismen belli bir tek asker olduğu, muharebede yaralanıp bu hastaneye getirilen ve burada şehit düşen Teğmen Mustafa Efendi'ye ait olduğunu anlatan rehberimiz Cemil Kalyoncu, bu şehitliğin bir diğer adının da Teğmen Mustafa Efendi şehitliği olduğunu ve bu şehitliğin 2005 yılında yapıldığını da anlattı.
Yarım adanın uç kısmında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1915 yılında yakın silah arkadaşları Mareşal Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir ve Refet Bele komutasındaki Türk askerleri ile çok çetin ve kanlı geçen Kirte, Kerevizdere ve Zığındere muharebelerini bu savaş coğrafyası üzerinde gerçekleştirmişlerdir. Bu savaşta her iki tarafında askerleri top, tüfek ve süngüleriyle bulundukları siperler içinde çok yakın mesafelerde birbirlerine çok yoğun şekilde ateş açılmış, gökyüzünden sağanak şeklinde mermi ve şarapnel parçası yağmış. 160 milyonda bir ihtimal olan, havada yüzlerce mermi ve şarapnelin çarpıştığını, bu olayında dünya harp tarihinde sadece Çanakkale Kara Muharebelerinde görülmüş ve yaşanmış bir olay olduğunu anlattı Rehberimiz Cemil kalyoncu. 8,5 ay içinde bu yerlerde 1 m² alan içine 6 bin mermi ve şarapnel düştüğünü, bu alanlarda her iki tarafın askerleri koyun koyuna yatmakta olduğunu anlattı.
Yolumuza 103 yıl önce Kerevizdere muharebelerinin yapıldığı, Fransızların 80 bin asker çıkardığı, bu askerlerinden 50 binin burada öldüğü, bu gün bile bu topraklarda, o günlere ait hala her türlü savaş objesine rastlandığı sit alanıyla devam ettik. Bu bölgede alkol almanın, piknik yapmanın, ateş yakmanın, avlanmanın, inşaat yapmanın ve burada çıkan objelerden almanın yasak olduğunu da öğrendik. Bu topraklara bu şekilde devletimizin sahip çıkması bizleri çok mutlu etti. Vatan topraklarımız her karesi şehit kanlarımızla sulanmış, biz rahat yaşayalım, bizden sonrakilere de bu emaneti iletelim diye çok büyük mücadelelerle kazanılmış olan bu topraklarımıza sahip çıkmak, korumak, kollamak ve bu emanet yerleri gelecek nesillerimize iletmek bizimde boynumuzun borcu.
Turumuza, 1954 den 1960 yılına kadar inşaatı devam eden, 625 m² alanda 41,70 m. olan anıttın tavanında mozaikten dev Türk Bayrağı, ayaklarının dış yüzeylerinde ise Çanakkale Savaşına ait taştan kabartma resimler mevcut olduğu Çanakkale Şehitler Abidesi ve temsili Şehitliğini ziyaret ederek devam ettik. Abidenin ön tarafında, 253 bin şehidimiz anısına tanzim edilmiş gül bahçesinin içinde yer alan beyaz mermer kitapta, Şehitlerle ilgili olan Bakara Suresi'nin 154. Ayetinin meali Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler fakat siz anlayamazsınız.” ve altında ise Peygamberimiz Hz. Muhammet s.a.s. Şehitler Allah'tan şunu istediler. ‘Yarabbi! Bizi bir daha dünyaya gönder senin uğruna tekrar şehit olalım.' Diğer sayfasında da Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale Şehitleri için yazdığı ‘Çanakkale Şehitlerine' adlı şiirden mısraları yer almaktadır.
… Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın…
… Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
Ön tarafındaki tören alanında ise 2008 yılında Antalya Belediyesi tarafından Çanakkale Şehitler Abidesine hediye edilmiş 70 m. yüksekliğinde bayrak direği ve 330 m² Türk Bayrağı dalgalanıyor. Tam karşısındaki duvar üzerinde Çanakkale kara ve deniz savaşı kahramanlarının yer aldığı, 2004 yılında Heykeltıraş Azmi Sekban ve arkadaşları tarafından yapılmış, 3,5 x 45 m. ebatlarında, dünyanın en büyük tek parça kabartma resmi olan, Çanakkale Şehitler Abidesi rölyefi yer alıyor.
Yine aynı bölgede 2007 yılında Kültür Bakanlığı tarafından 9 bin m² alan üzerine inşa edilmiş, şeffaf mezar taşlarında ebedi uykusunu toplu kabirlerde üst üste sürdüren, ismi belirlenmiş 36 şehit ile toplamda 1681 mezar taşı üzerinde 59974 şehidimizin ismi Çanakkale Şehitler Abidesi Temsili Şehitliğinde yer alıyor. Cam kürelerden oluşan enveriye (Çanakkale'de savaşan Türk askerinin şapkası) ise şehit düşen 253 bin Mehmetçiğin ruhlarının Arşı_ Ala'ya gidişini temsil ediyor.
Aynı alanda bulunan Meçhul Asker Mezarı, burada savaşan ve şehit düşen Mehmetçiğimizin başını alarak ülkesine dönen Anzak askerinin 88 yıl sakladığı, sonra pişman olup Avustralya Büyük Elçiliğimize teslim ettiği şehidimizin başı, 18 Mart 2003 tarihinde dini ve resmi törenle bugünkü kabrine gömülüyor ama bedeninin olduğu yer meçhul. Bu şehitlikte ismi belirlenmiş 1472 Bolulu şehidimiz de yer alıyor.
Devam edecek