Seçimler sonuçlandı, düzen yavaş yavaş oturmaya başladı dedik. Aslında bakarsak mazbatayı alana kadar sonuçların netliği bizim için yoktu. Mazbata alındı ama verildiği gibi elinden de alındı Sayın İmamoğlu'nun… Sonuçlar içe sinmemiş, bu tekrarlanan seçimin ülkeden neler götüreceğini düşünmeden yeni bir seçim silselesi başladı. Piyasanın durumu ortada, dolar almış başını gidiyor ama bu durumda sözü geçen herkesin tuzu kuru tabi…

Sahiden her şey çok güzel olacak mı? Yoksa içe sinmeyen seçim sonuçlarının yenilenmesi ülkeyi ne hale sokacak ? Seçim söylenildiği ve istenildiği gibi şeffaf bir sonuç sergileyebilecek mi?

Bir çok soru içinden çıkılmaz bir hal aldı. Ne yapılacağı bilinmeden ülke bir ayı geçkin süredir seçim sürecinde… Demek ki yaklaşık 45 gün daha seçimle yatıp seçimle kalkacağız… Bunu sadece siyasetle uğraşanlar değil sokakta ki vatandaşa, evde ki anneannelerimize kadar konuşulacak … Herkes içinde olanları dökecek, kırmadan dökmeden bu süreci atlatırsak iyi…

Abdullah Gül'ün attığı tweet gündemin üzerine oturdu.

Şöyle yazmış Anayasa Mahkemesi'nin 2007 yılındaki haksız 367 Kararı” karşısında ne hissettiysem, başka bir yüksek mahkeme olan Yüsek Seçim Kurulu'nun dün aldığı kararı duyunca aynı duyguları yaşadım. Yazık, bir arpa boyu yol alamamışız.”

Gündemle ilgili olaylar karşısında genellikle sessizliği ve suskunluğu ile tanınan Gül'ün arada bir ortaya çıkıp fikir beyan etmesine artık alıştık ama hiçbir şekilde bir konuşma yapılmıyor.

23 Haziran seçimleri öncesi ortalık şimdiden toz duman. Kimilerine göre Cumhur İttifakında çatlak var, kimilerine göre Bahçeli yeni tavizler peşinde. İmamoğlu'nun Artık konuşma vakti. Sanatçı da konuşacak, iş insanı da konuşacak” çağrısından sonra bazı sanatçılar, sosyal medyada destek verdi. Tabii bir de bunun karşısında olanlar var. Bakalım şimdi kim kimin safında yer alacak, kimler sonradan saf değiştirecek?

Seçime bu kadar kaptırmışken geçim derdimiz aslında boyumuzu aştı… Seçim derdini bilmiyorum ama şu Ramazan ayında insanlarımız bir lokma ekmeğin peşinde… Mübarek günlerde kafamız yerde etrafımızı görmeden gezmeyelim kafamızı kaldırıp şöyle çevremize bir bakalım… Ülke derdine kapılıp insanlarımızı, insanlığımızı unutmayalım…