10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü idi.
Kimileri
Atatürk'ün
“Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır”
Kimileri de
Sedat Simavi'nin
'Gerekirse kalemini kır ama asla satma.' Cümlelerini kullanarak bu günü kutladı.
***
Yani
Çalışanı da çalışmayanı da, yatanı da yatmayanı da,
Ayakta yazanı da, oturarak yazanı da,
Amuda kalkanı da, takla atanı da,
İktidara hoş görünmek için vıcık vıcık yağ içinde olanı da,
Ya da
Körü körüne muhalefet yapanı da bu günde hatırlandı.
***
Gazeteciler çeşit çeşittir, karşınıza her şekilde çıkabilir.
Mesela dolma gibi…
Ciğer gibi ciğerlisi ile karşılaşırsan CİĞERlileri vardır.
Ama ne yazık ki;
Daha önce pişirilmeyen veya kavrulmadan çiğ olarak doldurulan YALANCI dolma gibi olanları da…
***
İşkembe dolması gibi olanları da var,
Onlar; ‘Aklı fukara, fikri ukala' olup işkembe-i Kübra'dan atanlar.
Peki, şalgam dolması olmuyor mu?
Oluyor.
Onlar ise kendilerini
”Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince kendisini yağ sanır.” Atasözü ile hatırlatırlar.
***
Şaka bir yana, iyi bir gazeteci doğumhanede bir bebek dünyaya getirmeyi bekleyen bir anne gibidir.
Ya da
‘Müjde, çocuğun oldu? müjdesini kapının önünde duymak isteyen bir baba…
Nasıl ki o analar babalar heyecanla bir bebek beklerler ya;
Gazeteciler de öyle olmalıdır
Yaptıkları haberler, yazdıkları köşe yazıları dünyaya gelen bebek gibi tertemiz olmalıdır.
***
Gazeteci; tarafsızdır, onun için gördüklerini ayna gibi yansıtmalıdır.
Bunun içinse;
Bilgi sahibi olmalı, sorunları etraflıca bilip kavramalı, incelemeli, araştırmalı.
Bazen gülün dikeni olup batmalı, bazense çiçeği olup misler gibi kokmalı.
Bazen yolun kendisi, bazense rehberi olduğunun şuuruna varmalıdır.
***
Ha bir de
‘La Gadir,', ‘la Memed', ‘la Amed' diyerek çağrılmamalı,
25 liralık 50 liralık 100 liralık gazeteci olarak algılanmamalı.
İsa'ya ya da Musa'ya yaranmak için haksız yere kişileri aklayan ya da karalayan değil,
Esas sorumluluğun Allah'a karşı olduğunu unutmayan,
Paranın ya da menfaatin ucu gösterildiğinde istenildiği şekilde haber yaptırılan,
Ya da yaptırılmayan,
Oturması kalkması, konuşması ile girmiş olduğu meclislerde itibar gören saygı duyulan,
Değeri para ile ölçülemeyen, teraziye konulamayan kişi olmalı.
Bunun içinse ‘Önce saygı görecek bir insan, sonra gazeteci' olmalı.
***
Bende Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyorum.
Ama
Menfaat karşısında eğilip bükülenlerin değil;
Hak edenlerin…
10.01.2017
Muharrem Demirel