Bu kez lafı dolandırmadan direkt konuya gireceğim. Malumunuz 15 Temmuz'da gerçekleştirilen kahpe terör saldırısı sonrasında alınan OHAL kararı ile birçok alanda FETÖ/PDY ile mücadele başlatıldı ve bu kapsamda operasyonlar devam etmektedir.
Bu yazımda Bolu ilimizdeki üniversite öğrencilerinin barınma sorununa dikkat çekeceğim. Bu soruna yaklaşık 6 ay önceki "Bolu'da Öğrencinin Kıymeti (mi) Var?" adlı köşe yazımda dikkat çekmiştim. Bu kez bu sorundan nemalanan örgüte karşı uyarı yapmak istedim. Aslında benim bir aydır düşündüğüm bu konuyu sağolsun Bolu İl Emniyet Müdürümüz Mustafa Kızılkaya geçtiğimiz hafta dile getirdi. Kendisine teşekkür ederim, unutulmaması ve dikkat edilmesi gereken bir konuydu. Kızılkaya şunları belirtmişti: "Bu işi ilimizde yapanlar sizsiniz. Bu işin profesyonel çalışanları sizsiniz. Eğitim dönemi geliyor. İlimizdeki özel yurt ve pansiyon sayılarına baktığımızda bunun 30 binden fazla üniversite öğrenci sayısına yeterli olmadığı aşikar. Dolayısıyla öğrencilerin en az üçte 2'si bir şekilde dışarılarda ev bulmak zorunda, birlikte ev tutmak zorunda. Bu insanların en az yarısı sizlere müracaat etmek durumunda. Biz kimseye suçlu demiyoruz ama eğer FETÖ öğrenciler için ev bakacaksa mutlaka sizlere gelecektir. Bunu biliyoruz. Dolayısıyla sizlerin bu konuda biraz daha dikkatli, uyanık olmanız ve bu konuya öncelik vermeniz birçok şeyi kolaylaştıracaktır.”
Konuya girelim artık. İl Emniyet Müdürümüz Mustafa Kızılkaya'nın da belirttiği gibi ilimizdeki özel yurt ve pansiyonlar Abant İzzet Baysal Üniversitemizin öğrenci sayısına bakılacak olursa ne yazık ki yetersiz kalıyor ve maalesef her geçen yıl yeni bölüm ve/veya fakülte açılan üniversitemiz bu konuya adeta kör ve sağır kalarak bu icraatları gerçekleştiriyor. Üniversitemiz elbette bilim, sanat, sağlık, İslami ilimler... kısacası "eğitim" olarak gelişsin ve büyüsün. Bunu canı gönülden istiyorum. Ancak bu büyüme ve gelişmeye oranla artacak olan öğrenci nüfusu da düşünülsün ve bu öğrencilerin barınma sorununu da ortadan kaldıracak icraatlar yapılsın lütfen.
Geçtiğimiz günlerde Gençlik ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) başvuru sonuçlarını açıkladı. Yurtların kapasitesi gereği kimileri yerleşmeye hak kazanırken kimileri yedek sıralamaya kaldı. Kurmuş olduğum gayriresmi sosyal medya hesapları üzerinden öğrencilerle iletişimde bulunduğum için biliyorum. Şimdi yedek sıralamada olan bu öğrenci kardeşlerimiz endişeli bir şekilde beklemeye başladı. "Yedek sıra gelir mi, gelmez mi?" diye. Peki ya gelmezse? Gelmezse zaten kısıtlı sayıda olan özel yurtlara, pansiyonlara yönelecekler. Kimisi de ev kiralamak için uğraşacak. Peki ya sizce her öğrencinin maddi durumu bu külfeti kaldıracak kadar iyi mi? Maalesef değil. Özel yurtlar ateş pahası, ev kiraları el yakıyor. Ne yapacak bu öğrenci kardeşlerimiz? Zamanında FETÖ temsilcilerinin kandırıp evlerine, yurtlarına aldığı öğrenciler gibi bu kardeşlerimizi hangi dini ve/veya ideolojik gruplar kendi yanlarına çekmeye çalışacak sorarım size.
Sayın Kızılkaya çok önemli bir konuya dikkat çekti gerçekten. Ama eksik kısmı tamamlayalım. Evet emlakçılar, ev sahipleri son demlerini yaşayan bu hain örgüte karşı çok dikkatli olsunlar. Ama bunlara dikkat ederken bu ve buna benzer grupların kucağına düşmemesi için de yeni gelecek olan öğrenci kardeşlerimize yardımcı olsunlar. Tabi bu sadece emlakçılar, ev sahipleri için değil özel yurt ve pansiyon sahipleri için de geçerli bir durum. Kısacası gelin şu FETÖ örgütü bağlantılı herkesi temizleyelim; ama barınma sorunu yaşayacak olan yeni öğrenci kardeşlerimize de bu tür örgüt bağlantılı yapıların tuzağına düşmemesi için yardımcı olalım.
Şimdi bazıları kızmıştır. "Ya bu ne diyor? Bütün dini grupları hedef göstermiş. Herkesi aynı kefeye koyuyor." diyenler olmuştur. Kusura bakmayın. Hadi bu FETÖ'nün zaten tasması okyanus ötesindeydi onu biliyorduk yıllardır. Ama bugün onlar hainliklerini yaptılar. Yarın sizin temizdir, iyidir dediğiniz bir grubun okyanus ötesi, küresel bir güç tarafından ilerleyen zamanda satın alınıp aynı ihanet mekanizmasını yürütmeye, aynı çarkı çevirmeye çalışmayacağının garantisini verebilir misiniz? Kusura bakmayın. Ben güvenmiyorum, güvenmeyeceğim de! Düzen değişir, herkes değişir, sen değişirsin, ben değişirim, o değişir, biz değişiriz. İnsanız hepimiz, kendimizi bilelim. Hakk'a hizmet edelim; ama Hakk diye kendini paralayıp hak yiyeni de ezim ezim ezelim! Vatan mevzu bahis ise kendimizi geçelim, devletimizi, milletimizi savunalım. Bize yeter.
Son bir şey. Şimdi tamam emlakçılara, ev sahiplerine, yurt /pansiyon sahiplerine yeni gelecek öğrenci kardeşlerimize yardımcı olalım dedim ama her şeye rağmen iyi bir intiba bırakmayanları da araştırıp ona göre davranalım. Bunlar kendileri size gelmez de yeni gelenleri kandırıp onlar üzerinden bile ilerlemeye çalışabilirler. Her şey bir ihtimal ve tüm ihtimaller düşünülüp hareket edilmeli bu örgüte karşı. Yeni gelecek öğrenci arkadaşlara da şunları söylemem iyi olacak. Barınma sorununuzu çözmek adına birçok yurt, ev sahipleri ve pansiyon sahipleri ile görüşmeler yapacaksınızdır. Bu süreçte size ulaşıp kendi yurtlarında/evlerinde kalmanızı isteyecek gruplar da olacaktır. Size tavsiyem bu tür gruplara son derece dikkat etmenizdir. Yarın ne olacağının garantisini kimse veremez size. Lütfen bu kişi ve/veya gruplara dikkat edin. Sizler birer üniversite öğrencisi olarak her zaman ileriyi düşünerek hareket edin. Ve her adımı atmadan önce düşünün. Barınma konusunda yaşayacağınız sorunların en kısa zamanda çözülmesini temenni ediyorum.
Sonuç olarak şunu söylemeden edemeyeceğim. Başta rahmetli hayırsever İzzet Baysal büyüğümüzün kurmuş olduğu İzzet Baysal Vakfı'nın değerli Başkanı Ahmet Baysal'ı, Sayın Bolu Valimiz Aydın Baruş'u, Bolu Belediye Başkanımız Alaaddin Yılmaz'ı, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörümüz Hayri Coşkun'u, Bolu milletvekillerimizi, siyasi parti temsilcilerimizi ve tüm STK başkanlarımızı bir AİBÜ öğrencisi olarak Bolu'daki barınma sorununu çözmeye davet ediyorum. Selametle.