Medya, günümüzde toplumun büyük bir kısmını etkileyen en güçlü araçlardan biridir. Gazetelerden televizyonlara, sosyal medyadan dijital platformlara kadar geniş bir yelpazede, medya, bireylerin dünya görüşünü, davranış biçimlerini ve ahlaki değerlerini şekillendirme gücüne sahiptir. Türkiye’de medya, zaman zaman ahlaki çöküşü hızlandıran bir rol oynamaktadır. Özellikle kadına yönelik şiddet, suç ve ahlak dışı davranışların bazen sıradanlaştırıldığı, hatta reyting uğruna abartılarak sunulduğu bir medya ortamı, toplumda yanlış örnekler oluşturabilir.

Çocuklar ve gençler, medyada gördükleri içeriklerle büyürler. Şiddeti normalleştiren diziler, gerçek dışı başarı ve zenginlik algıları yaratan programlar ya da sosyal medyada yayılan sorumsuz davranışlar, onların dünyayı ve insan ilişkilerini yanlış anlamalarına neden olabilir. Ayrıca, kadınlara yönelik cinsiyetçi söylemler ve çocuk istismarını içeren içerikler de ciddi bir ahlaki sorun teşkil eder. Medya, bu gibi içerikleri ön plana çıkararak toplumda olumsuz davranışların ve ahlaki çöküşün yayılmasına katkıda bulunabilir.

Bununla birlikte, medyanın olumlu bir etkisi de olabilir. Medya, topluma doğru mesajlar vererek, ahlaki değerlerin yaygınlaştırılmasına yardımcı olabilir. Özellikle eğitici programlar, toplumsal farkındalık projeleri ve olumlu örneklerin sunulduğu içeriklerle medya, bireylerin ahlaki gelişimine katkı sağlayabilir. Kadına yönelik şiddetle mücadele eden kampanyalar, çocuk haklarını savunan yayınlar ve sorumluluk bilincini artıran içerikler, medyanın gücünün olumlu kullanılabileceğinin göstergeleridir.

Medya yöneticileri, yapımcılar ve gazeteciler, toplumun ahlaki sağlığını koruyacak bir yayın politikası izlemelidir. Sadece reyting ya da izlenme oranlarını düşünmek yerine, toplumsal ahlakı geliştirecek, insanlara doğru mesajlar verecek içeriklerin üretilmesi gereklidir. Medya, topluma doğru örnekler sunarak, ahlaki çöküşle mücadelede önemli bir rol oynayabilir.

Medyanın bu denli büyük bir gücü olduğu için, toplumun ahlaki yapısına katkı sağlayacak veya zarar verecek en önemli unsurlardan biri olduğu göz ardı edilemez.

17 Eylül 2024

Şükrü Karataş