Elleri öpülesi kadınlar var…

Hürmet etmek eksik kalır; kölesi olacağımız, gece gündüz dua edeceğimiz, önünde eğileceğimiz kadınları diyorum.

Delikanlılığın cinsiyetle alakası olmadığını ispat edercesine dik duran hanımefendileri..

Hani adam gibi adam dedikleri türden, kadınlığını pozitif ayrımcılık mevzusuna çekmeden kendi gibi olanları…

Evini barkını erkeğini, çoluğunu çocuğunu koruyan kollayanları…

Kültür, gelenek, ahlak ve inanç yönünden karakter koyanları…

Liyakat ve cinsiyet gözetmeksizin verilen işin hakkını veren istisnaları diyorum..

İş Kadınlarını!

Ev Hanımlarını!

Ekmeğini taştan, nafakasını işten çıkaranları söylüyorum.

Hemen yanı başımızdakileri!

Eline kış günü belediyesi tarafından kazma kürek tutuşturulanları!

Kışın son ayında işten çıkartılanları!

Hakkını arayanları, aradığında kınananları!

Başı açıkları, başı kapalıları!

İşinde, gücünde, nafakasının peşinde olan hanımları saygı ile selamlıyor,

İşçi çıkarıp, yerine işçi alanları KınaYorum.

SATIR KESMEZ SATIRLAR

"Başörtünüzü çıkarma sebebiniz nedir" diye resmi yazı yazmış...

Sen değil miydin Başörtüsü serbestisinin iptali için Anayasa Mahkemesine koşan,

Sen değil miydin Başörtüsü serbest olamaz diye Anıtparkta eylem yapan...

Sen değil miydin çocuğu olmayan başörtülü kadına cinsel içerikli şaka yapan...

Batıyorsun...Fikret Çıracı Avukat

XXX

Yerlilik bir meziyettir bana göre... Çay bahçelerinde oturmak, çimene yayılıp çor çocuk zeytinyağlı dolma yemek ve kim ne derse desin, belediyeler tarafından yaratılmış uygun ortamlarda, kimseyi rahatsız etmeden mangal yapmak da öyle...

Kokoş kafelere mesafeli olmak, tencere yemeğine ihtiram etmek, yerde gördüğün ekmeği alıp kuşlara ufalamak, yaşlıların koluna girmek, düşmez kalkmaz bir Allah deyip düşeni kaldırmak, selam verdiğimizde gözlere bakmak.

Ve gülümsemek, yerli olmanın krallığıdır...Cem Sancar Yazar

XXX

Misal giriniz mezat sitelerine, fincanı ayrı, tabağı ayrı olarak uydurulmuş, bir araya getirilmiş, altılı kahve takımlarını “unmatched” diye satar gavurlar. “Eşleştirilmiş” anlamına gelir böylece “unmatched” kavramı. E, bizimkiler altı adet ya. Fincan ayrı tabak ayrı takım olur bunlardan. Yedinci ve masaya oturtamadıkları gizli ortakları HDP de “sütlük” olursa ne âlâ memleket.

Şakayı tam istediğim gibi yapamadım. Olsun, zaten bu yedi benzemezin kendileri birer şaka mesabesinde oldukları için benim şakam da varsın güldürmeyiversin. İsmail Kılıçarslan Yazar

XXX

Araştırmalar toplumun en güvendiği meslekler arasında hekimlerin olduğunu buna karşın bazı önemli meslektekilere ise güvenin yerlerde süründüğünü gösteriyor. Bir mesleğe hem güven hem şiddet yüksekse sorun, hekimlerin apaçık yalnız ve korumasız oluşlarıdır.

Sağlıkta şiddet giderek artan, hekimler ve sağlık çalışanları için artık meslek icrasını zorlaştıran çok katmanlı bir problem. Sorunun çözümü için ilk yapılması gereken “ama hekimler de…” diye başlayan ve bir biçimde şiddeti meşrulaştıran cümle kurmamak! Erol Göka Psikiyatr

XXX

Dil, kural tanımaz, akıl sır ermez bir işleyişe sahip. Kitaplarda pek azdır, ekranlarda sunuculardan neredeyse hiç duymazsınız ama Arapça kökenli bir söz, “aynen”, şu anda Türkçe konuşmaların baş tacı. “Aynen” demese konuşamayacak önemli sayıda insanımız var.

Gündelik hayatta, iletişimi pek ciddiye almayan “joker” ifade kullanma sıklığımız artıyor. Mesela: "Tabiiki de", "aynen", "sıkıntı yok", "illa ki"., "yani"... Bu tür ifadeleri çokça kullananlarımız edebiyattan ve düşünceden pek hoşlanmıyor, iletişimde fazla sorun yaşayabiliyorlar. Erol Göka Psikiyatr