Boluspor kendisi olduğu,

Kendi karakteri olan oyunu ortaya koyduğu an maç kazanabiliyor.

Son Altınordu maçında olduğu gibi; kazanamasa da sayısız gol pozisyonlarına girebiliyor.

Boluspor'un geçen yıl bir ara geriye düştüğü, sonra beraberliğe ulaştığı ve skor olarak rakibini geçtiği maçlarını hatırlıyorum.

Bunu tekrar hayata geçirebilmek için takım kaptanları sorumluluk almalı.

Hakkı Öztabağ, futbol şube sorumlusu olarak mutlaka ama mutlaka sık sık futbolcularla görüşmeli, yakın temas kurmalı.

Yönetim ile teknik heyet,

Yönetim ile futbolcular arasında olan/doğan/ölen ne varsa müdahale etmeli.

Burada en fazla iş/güç, Hakkı Öztabağ Hoca'ya düşmekte.

Bu takımın, ortalama başarısı hocayı ve yönetimi bağlar.

Başarı ve başarısızlık noktasında Hakkı Hoca büyük bir sorumluluk ve vebal altındadır.

Başarıya giden yol, onun omuzlarında olup; taşıdığı sorumluluk ile doğru orantılıdır.

Zira onda bir teknik adamın bilgisi/tecrübesi/diploması ve yönetimin sınırsız olarak ona verdiği yetki ile seçilmiş bir yönetim kurulu üyesi olmanın özgüveni mevcuttur.

Fuat Çapa'yı en iyi anlayacak, yardımcı olacak ve işleri kolaylaştıracak kişi kendisidir.

Fuat Çapa Hoca, BB Erzurumspor karşılaşmasına 4-8-9 (görüşler muhtelif) kadar eksik oyuncuyla gitmesiyle çoğu kimse Boluspor'dan galibiyet beklemiyordu.

Ve Fakat; oyuna dahil olan gençlerin ve neden oynatılmıyor dediklerimizin hazır olmaları ve oyuna katkı vermeleri futbol adına güzel işaretlerdi.

Nitekim; bir hafta sonra Altınordu karşılaşmasında takımda yer alan Burak Asan ve Mustafa Durak'ın ilk on birde sahaya sürülmesi, çok doğru bir karar olmakla birlikte..

Teknik heyetin;

Emeğe, takıma ve takım oyununa saygı duyduğunu,

Rekabete ve farklı planlara açık olduğunu,

Çalışana ve şansını iyi kullanana formasını teslim etmeyi hedeflediğini,

Oyuncunun kendine güven duymasına katkı verdiğini,

Hiç birini ayırt etmeden forma benim değil sizin elinizde demek istediğini gayet iyi anlayabiliyorum.

İddia ediyorum.

TFF 1. Ligde ve Süper Ligde hiç bir teknik direktör daha ligin altıncı haftasında, BB Erzurumspor deplasman galibiyetinin ardından, Altınordu maçına Fuat Çapa'dan ayrı bir takım çıkarmazdı.

Yusuf Emre ve İshak Çakmak ile başlardım(final oyun demek futbola ve emeğe saygısızlık,

Bunu gerçekleştiren teknik heyet de, popülist ve günü kurtaran adam olurdu.

Altınordu karşılaşmasında ötülen ve maçın durmasına sebep olan düdük Boluspor'a pahalıya mal olabilirdi.

Düdük sesi ve duraklama anında gelen bir gol çok kötü sonuçlar doğurabilirdi.

Sahalarda ufak bir sakatlanma anında dahi, rakip tarafından topun taca atılması bir centilmenlik olarak kural haline gelmişken,

Bana hiç insani gelmedi onu söyliyim.

Hakemleri, teknik heyet ve Sayın Hakkı Öztabağ kadar baskı altına alamadık.

Her şeyi bir kenara bırakırım; tamam da.. sağ taraftan bariz ofsayt olan pozisyona devam diyen hakeme ne demeli onu bilmiyorum.

Altınordu takımına duyulan saygı ve sempatiyi anlayabiliyorum.

Altınordu anlaşılabilir ve takdir gören işleri başarıyor.

Buradan Altınordu adına çok iddialı bir şey söylemek isterim ama yanlış anlaşılmaktan da korkarım.

Altınordu Kulübü Başkanı Sayın Seyit Mehmet Özkan akıllı bir insan.

Çok başına olsa işi hayli zor olacak ama tek başına büyük işler başarıyor ve kurduğu sistem müthiş.

Bir de şunu biliyor Sayın Başkan..

Ben de biliyorum tabii..

TFF 1. Lig, Altınordu'nun idealleri bakımından en iyi lig.

Sayın Başkanın Süper Lige hemen bugün çıkacağım gibi bir derdi olduğunu sanmıyorum.

Altınordu Süper Lige çıksa bile..ardında 1. Ligde yani mutlaka bir başka Altın'ordu'su olacaktır.

İzmir'in Altın'ordu'su spor kamuoyunun sevgi ve sempatisini hak ettiği şu günlerde..!!

İzmirli Meltem Cumbul'un Adana FF'de Buğday filmi ile En İyi Yönetmen Ödülünü kazanan Semih Kaplanoğlu'na sırtını dönmesi ve uzanan ele itibar etmemesi canımı sıktı.

Derin dekolteli bu modern bayanın çevirdiği filmlere,

Aldığı eğitimlere,

Girdiği rollere,

Okuduğu okullara,

Aldığı ödüllere bakınca insan üzülüyor.

İzmir'in Altın'ordu'su ayağıyla, İzmir'in Meltem Cumbul'u vermediği eliyle ülkenin gündemine oturuyor.

Elindeki tek taş yüzük üzerinden Meryem Uzerli ile olan kavgasını,

Parmağındaki alyansla ikide bir hava atmaya kalkınca; A.Hakan'ın Kezban yakıştırmasını unutmadık.

İzmirli Altınordu, kramponlu ayakları ile puan cetvelinde ağır ağır yükselirken,

İzmirli Meltem Cumbul tek taşlı elini vermeyerek, sırtını dönerek gündemin bir numarası olabiliyor.

Elim ayağım tutuluyor, bazen ne yazacağını bilemiyorum.

Güzel başlayıp, güzel bitirmek varken..!