Terminoloji adının,

Tıptaki karşılığının enterit olduğunu sonradan öğrendiğim ishalin,

Ne menem bir şey olduğunu hepimiz gibi bende bilirim.

Elden ayaktan düşürür, bitkin yapar, yüzün rengi atar.

Futbolda yakalanırsan; rakibini tutamaz..rakip atar sen bakarsın..

İşin en komik tarafı da sivil hayatta devamlı ihtiyaç molası halleridir.

Sahada iki defa verilen su molası da bu rahatsızlığa kesinlikle kifayet etmez.

Ümraniyespor Boluspor karşılaşmasını mücbir sebeplerden saat 12.00 de TELEVİZYON 'dan izleme fırsatı bulabildim.

Sonucu biliyordum amma.!!

Golü ve sahadaki hallerimizi görünce herkes gibi benim de tepem attı.

Maçtan sonra yapılan açıklamayı okuyunca,

İşin eshabı mucibesini anlayınca biraz olsun kendime gelmiş, muhataplara hak vermiştim.

Ümraniye karşılaşmasından bir iki saat önce Alim'in ishal olmasından büyük zarar gördük.

Bazen ve ekseri “bir musibet bin nasihatten iyidir” derler ya.

O karar..!

İshal vakası, Alim'i teslim alınca,

Özgür İleri'ye stoperlik teslim olundu ki;

Biz o mevkide, Özgür İleri ile oyuncuları tutamaz olduk.

Alim'i ishal vakası nedeniyle dışarıda tutunca,

Rakip, Özgür'ün çekim alanından dikine, yanına çok pozisyona girdi.

Bunlardan birinde de engel olamadığı rakip futbolcu, Rangelov'la tezgahını kurup..

Caner'in kademeye girmesine, sorumluluk almasına rağmen Emircan'a futbolun meyvesini sunmasına vesile oldu.

Ben burada Caner'e kabahat bulmam.

Herkes Caner hatalı diyor da.!

Caner'in pozisyonu talihsizlikti.

Aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyıktı onunkisi..

Ya rakibiyle kalacak, ya da kademeye girecekti.Sorumluluk aldı kademeye girdi.

Bir defa o golde pozisyon silsilesi olarak bölgenin oyuncuları hatalı.

En büyük hata beklenmeyen ishal'in tabii.. O ayrı.

Golün birinci muhatapları olarak; orta sahadan başlayarak altı oyuncuyu sayabiliyorum.

Golden önce;

Orta sahada galiba İbrahim, iki oyuncumuzun arasından sıyrılınca,

Rangelov'a yine iki oyuncumuz uzak kalınca,

Andreas Vasilogiannis'i Özgür İleri kucağından kaçırınca,

Caner;

Boşta ve hamle yapan Andreas'a kademe yapayım derken,

Az önce kontrol ettiği, ama unuttuğu Emircan arkadan dolanınca, bir anlık zaaf gole mal oldu.

Caner, en iyi ve kuvvetli sol ayağı ile topu taca atabilse bunların hiç birini yazmıyor olacaktık.

Golü hem takım olarak yedik, hem de blok ve kademe olarak.

Gol geliş ve hazırlanış bakımından Ümraniyespor'un hanesine artı yazarken,

Boluspor'un, bloklar arası uyum ve adam paylaşmadaki eksiklerini görmesi bakımından önemliydi.

Boluspor oyunda beş taktik sarı kart aldı.

Bence asıl taktik sarı kartı Rangelov veya ondan önceki pozisyonda orta sahadan gelen İbrahim için almalıydık.

Özgür İleri'yi hep eleştiriyorum.

Ağır kalıyor ön liberoda top kapamıyor, oyunu kurma noktasında eksikleri var diyordum.

Belki de çok şeyler istiyordum.

O kadar komple bir oyuncu hayal ediyordum ki; eleştiri de alıyordum.

“Her futbolcunun bir görevi var ve biz ondan şunları bekliyoruz” eyvallah.

İyi de şimdi bu kardeşimizi stoper gibi çok riskli bir bölge olan mevkide neden oynatıyoruz.

Ağır adam,

Atik tetik değil yani.

Önünde yanında birçok topa müdahil kesici hüviyetinde olamadı.

Golden önce Andreas'ın, Rangelov ile olan bağlantısında rakibine uzak kaldı, yetişemedi.

Sadece golü yazıyorum bir şeylerin görünmesine dair.

Takım olarak da iyi değildik velhasıl.

Güçsüzdük.

Ümraniye daha diri ve ofansif oynadı.

Ümraniye bir oyuncumuza bazen ve sıklıkla üç oyuncu ile baskı kurduğu anlar bile oldu.

Gol pozisyonumuz yok mu.? Var.

Oda mı olmasın.

Gol bulsak da, skoru tutacak gücümüz yoktu.

İshal talihsizliği Boluspor'u baya etkilemiş.

Ve Fakat,

Hem güç olarak, hem de oyuncu derinliği noktasında zaaflarımızı görme fırsatı bulduk diyebilirim.

Sosyal medyada yazmıştım maçtan önce..

Ümraniyespor bizim rakibimiz olamaz demiştim.

Ama o değil de..

Maçın başlamasına saatler kala, bir sebeple rahatsızlanan bir takımın teknik direktörü olmayı asla istemezdim.

Hele yönetimin yerinde olmayı kat'a.

Onu diyorum…!

En güzeli dışarıdan gazel okumak.

Ama ben en azından.!

“Nota” biliyom;