Yazımın başlığı bir çoğunuza enteresan gelecek.

Bana da öyle oldu zira.!

“CİNS”

Popüler kültürün zehirlerine, panzehir olacak bir dergiyi uzun zamandır bekliyordum.

Yeni Şafak Yazarı Sayın İsmail Kılıçarslan'ın Tweet'lerinden anladım ki, iyi bir dergi geliyor.

Tahmin ettiğim ve eksikliğini hissettiğimiz bir dergi çıkıyordu galiba.

Bu dergi için hemen bayilere ulaşmaya çalıştım.

İlk gazete bayisine ulaştığımda sordum.

- “Cins” var mı.? diye.

Haklı olarak cins cins baktı ve kibarca yok dedi.

Belli ki anlamamış,

Benden de böyle bir soru sormamı beklememişti.

Beni süzdüğünde, ciddi olduğumu görerek yok diyebilmişti.

İkinci bayide ise daha temkinli ve açıklayıcı bir hitapla,

- Yeni bir dergi çıkmış.. Adı da Cins” elinizde var mı.? diye sorarak

konuya girdim.

Bu defa cins bir durum ortaya çıkmamıştı ama adamın yüzünde alaycı bir gülümseme peydah olmuştu.

- Migros'ta olabilir dedi.Tebessümünü sonlandırarak.

Bolu'nun çift M'li, MM Migros'a girdim ve raflarda CİNS” aradım.

Diğer raflarda, reyonlarda kavun, karpuz, elma, armut,üzüm, incir her şey vardı da..

Kitap ve dergi raflarında bir cins”e rastlayamamıştım.

Kasiyer kıza sordum..

O da daha sistemi açamamıştı. Özür bahsini açarak.

Ayrıldım.

Doğruca Ceylan Kitapevine yöneldim.

Kısa keseyim orada buldum.

Daha barkot işlenmemiş, belli ki yeni gelmişti.

Dergi..

Yani..

CİNS…

Birilerinin huzurunu kaçırmaya,

Kafa konforlarını bozmaya,

Üçüncü sınıf dizi oyuncularını topluma kanaat önderi gibi sunanları utandırmaya,

Anladığımız dilden konuşmaya,

Bazı putları ayaklar altına almaya,

Çakma kültüre çakmaya,

Sıradan algılara son verdirmeye,

Geliyor..! CİNS”

Cins;

Ayakları yere, mümbit Anadolu topraklarına, büyük ve köklü bir geleneğe ve medeniyete basan isimlerle yola çıkıyor.

Demem o ki.!

Bu dergi sizin için çıktı.

“Bizimkiler böyle şeyler yapamıyor yaa.!” Diye mızmızlanmamak için çıktı..

Bu dergi..

Bu “CİNS”

Gerçek kültürümüzü dillere dolamaya,

Kültürü,sanatı,edebiyatı, sokağı, sosyolojiyi biz biliriz tafracılarının yıldızlarını dökmeye geliyor.

Hayırlı osun.

“ALO” YARIN YEDİ GÜN DOLACAK

Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Emine Davarcıoğlu'nu 29 eylül günü saat 14.17 de aramıştım; açmamıştı.

İkinci aradığımda [14.18] aynı telefondan toplantıda olduklarını ve bana daha sonra dönüleceğini söylemelerine rağmen,

O günden bu yana ne arayan oldu ne de soran.

Yarın yedi gün dolacak.

Bu iki oldu galiba..

Halbuki;

Bolu Belediye Başkanı Sayın Alaadddin Yılmaz'ı ne zaman arasam, ikinci zil sesine hacet kalmadan açtığında, hızı karşısında afallar,

Samimiyetine saygı duymam gerektiğini kendi kendime tekrarlarım.

Milletvekillerim de, İlçe başkanlarım da..Belediye Başkanlarım da..Yönetim kurulu üyelerim de..

Herkes ama herkes..!

Her zaman açarlar, ya da sonra mutlaka dönerler..

Sağ olsunlar…

İcap eder, gerekir, luzum hissederim düşüncesiyle, Ak Parti İl Başkanlığımızın telefon arşivinden edindiğim,

Sayın Davarcıoğlu'nun bende kayıtlı bir cebi var.

Benim cep telim kendilerinde yoksa bu asla bir eksiklik değil.

Onun makamı var, birimleri var, altı var, üstü var.

Bir alo” ünlemine..!

Arama kaydına,

Bir not'a,

Telefona,

Her an her şekilde dönebilir ve/veya döndürebilir.

Bir telefona dönmek zor ise..

Yapacak bir şey yok.

O zaman yazacak bir şeyler bulur, buradan bu köşeden serzenişimizi yaparız.

Siyaset yapıyoruz amma, bir de mesleğimiz var.. O da yazarlık.. Sıcağı sıcağına yazmak lazım.(ilk defa buradan konuşuyorum/yazıyorum)

Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Emine Davarcıoğlu'ndan, bu vesile ile alacaklı olduğum alo” sunu beklediğimi ifade ederek konuyu,

Bir dahaki dönüşlere/görüşmelere kadar şimdilik kapatıyorum.