Ben iyi bilirim Arasta içini…

Çünkü çocukluğum Rekor diye bilinen Rahmetli Şerafettin Mızrak'ın ve ardında Tatlı Kardeşim lakaplı rahmetli babam Cemalettin Demirel'in açtığı ayakkabı tamircisi dükkânında geçti.

Aşağı ve Yukarı Taş Han, Yıldırım Bayezıt camisi ayakkabı tamircileri, Yemeniciler Sokağı, Bakırcılar Sokağı, şekerciler, aktarlar ile ne güzeldi arasta içi…

Dükkânları küçük küçük ama yüreği büyük insanları ile beraber bir tarih vardı orada.

Ya asmalar?

Çardaklar arasından sarkan siyah beyaz üzüm salkımları ile süslenip meyvelerini verirken, çıraklar, kalfalıkla, kalfalar ise ustalıkla süslenmenin tatlı heyecanını yaşarlardı.

***

Bolumuzun en eski alışveriş merkezi ARASTA İÇİ; Bolu'da doğanların, okula gidenlerin, evlenenlerin ve vefat edenlerin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir ticaret merkeziydi.

Ama

Güzeli bulayım derken çirkinleştiren çarpık yapılaşma kültürümüzü yıktı. Açılan AVM ler ise değerlerimizi tek tek aldı elimizden.

Ne o Arasta içi kültürü kaldı, ne o sevimli dükkânlar, ne de o dükkânların içinde yaşayan samimi hayatlar.

Ne de yukarı çarşıya alışverişe giden insanlar.

Hiç biri kalmadı.

Arasta içersinde dükkânların üzerini örten o meşhur üzüm bağları bile kurudu gitti,

***

Çardaklardan sarkan üzüm salkımlarını uzun bir sırığın ucuna taktıkları çengeller ile koparıp ekşimsi tadını alanların ve gölgesinde oturanların özlediği,

Şu an ki iş yeri sahiplerinin ise eskisi gibi tekrar müşteri beklediği Arasta içi tekrar canlanıyor,

Bolu Belediyesi tarafından tarihi bir kimliğe kavuşturuluyor.

Çalışmalar başladı, dükkânlar giydiriliyor

Da

Sıkıntılar var.

Hoca nerden biliyorsun?

Ben bilirim!

Çünkü ‘Aşağı mahalle SEN misin, yukarı mahalle ŞEN misin?' Gezerim, gezerken de incelerim, insanların şikâyetlerini dinlerim.

***

Beşiktaş'ın sloganı vardı, ‘Çarşı her şeye karşı' Arasta içi projesi gündeme geldiğinde bu sloganda onların üzerine ‘Yukarı Çarşı her şeye karşı' olarak yapışmıştı.

Çok şükür aşıldı, aşıldı ki başlandı.

İnşallah bu çalışmalar sıkı bir denetimden geçerde yap boz olmaz.

Diyeceğim de…

Oluyor!

Mesela ahşap duvar kaplamalar, kaplanıyor, sökülüyor tekrar kaplanıyor.

Niye?

Ahşabın erbaplarına sordum, dediler ki, ‘Eğer ahşap gerekli işlemlerden geçtikten sonra doğal ortamda bekletilmez ise…

Doğal ortam ne? dedim.

‘Yağmurda, güneşte bir müddet bırakılmadan kaplanır ise kaplandığı yerde deforme olur, patlar, çatlar, eğilir, bükülür.' Dediler.

İşte aynısı oluyor, yapılanlar sökülüyor, tekrar yapılıyor.

‘Hayır! Ahşap bu dediğiniz aşamalardan geçiyor.' Denilebilir

O zamanda şunu sorarım; ‘Niye söküyorsunuz?'

***

Gördüğüm şu; Vatandaşın zaten canı burnunda çünkü vatandaşta para yok, para olmayınca esnaf sinek avlıyor.

Sinek avlayınca da konuşuyor.

‘Zaten iş yok, bu çalışmaların yap boz nedeni ile uzaması,

İşlerin parça parça yapılması,

Zaten dar olan sokakların çalışma nedeni ile iyice daralması yüzünden gelecek olan birkaç müşteriyi de kaçırıyor.' Diyor.

Haklılar mı?

Haklılar!

Ha bir de doğal gaz çalışmaları var.

‘Herhangi bir arıza olayına anında müdahale etmek için, Sedaş'tan bir görevli, Su işlerinden bir görevli bulundursalar ve doğal gaz çalışmalarını gece yapsalar daha iyi olur.' diyorlar.

Bence zahmetli…

Ama

Esnaf açısından baktığınızda mantıklı ve değerlendirilmeli,

Yani

Evine ekmek parası getirmek isteyenler de düşünülmeli…

***

Şu anda Yukarı Çarşı'da çalışmalardan dolayı sıkıntılar yaşanıyor.

Ama

Ya sonrası?

Burası projeye uygun tamamlandığında inanıyorum ki Arasta içi;

Hem Bolu'da yaşayanların

Hem de dışarıdan gelen turistlerin Bolu'da nereleri gezelim dediklerinde;

Aşağı ve Yukarı Taş Hanımız, Yıldırım Bayezıd Camimiz ile birlikte Tarihi Arasta içimiz var denilebilecek ve Ankara'daki Hamam önü gibi insandan geçilmeyecek güzel bir Yukarı Çarşımız olacak.

Arasta içi esnafı ise bugün yaşamış olduğu sıkıntıların karşılığını fazlası ile alacak.

Yani, biraz sabır…