Bir öğretmen oğluna;
“ - Oğlum öğretmenlik kutsal bir meslektir, öğretmenler ölünce cennete girer sende büyüyünce öğretmen ol. ” der. Ve böylece kuşaktan kuşağa herkes öğretmen olur. Sonunda kıyamet kopar, tartı kurulur ve cennetlikler cennete cehennemlikler cehenneme girer. Bu kuşaktan gelen son çocukta cennete girmiştir bakar ki, babasının dediği gibi bütün dedeleri cennettedir ama babasını cennette göremez ve sorar.
“ - Babam nerededir? ”
Babasının cehennemde olduğunu öğrenince babasıyla görüşmek ister ve babasını yanına getirdiklerinde babasına sorar.
“- Baba sen demiyor muydun öğretmenler cennetliktir diye sen niye cehennemdesin?”
Babası,
“ - Oğlum hiç sorma 2 ay bi müdür vekilliği yaptım o yüzden cehennemdeyim.” der diye kulaktan kulağa bir fıkra dolaşır ortada. Fıkra der güleriz.

Ama bırakın gülmeyi kanımın donduğu Büyük Selçuklu Devleti'nin veziri Nizamülmülk'ün Melikşah'ın isteği üzerine kaleme aldığı Siyasetname'den bir pasaj aktararak ağlanacak halimize güldüğümüzü daha iyi anlayabiliyorum. İlgili bölümü değiştirmeden sizlere aktarmak istiyorum.

Rivayet olunur ki, bu fani cihandan göçmezden evvel babasından Abdullah bin Ömer bin El-Hattâb şöyle sual etti. Babacığım, bir daha seni ne zaman ve nerede göreceğim?” Babası: “Öteki cihanda” diye yanıtladı. Abdullah, “Daha erken görmek istiyorum.” dedi. Babası, “Birinci olmadı ikinci, o da olmadı üçüncü gece beni rüyanda göreceksin.” dedi. Abdullah, tam on iki yıl babasının sözünü ettiği rüyayı görmedi. Nihayet bir gece onu rüyasında görünce dedi ki: “Babacığım, vefatından sonra üç gün içinde seni göreceğimi söylememiş miydin?” Babası: “Sevgili oğlum, Bağdat civarında harap halde bir köprü var idi, görevliler de onarımını ihmal etmişler idi, bir koyunun da ayağı oradaki bir deliğe denk gelivermiş de kırılmış. Şimdiye değin onun davası ile meşgul idim.” diye cevap verdi.

Bir okulda idareci olarak görev yaparken bu kıssadan hisseyi okuduktan sonra gel de kanın donmasın. Zor işimiz hem de çok zor. Bu hikayeden sonra yorum yapmakta çok zor.

BİR OLMAK, İRİ OLMAK, DİRİOLMAK DİLEĞİYLE…