‘EVET' mi ‘HAYIR' mı?

Kılıçdaroğlu ne diyor?

HAYIR'!

O zaman ben ‘EVET' diyorum.

Tayyip Bey ne istiyor?

EVET'

O zaman kesinlikle ‘HAYIR'

Bu kadar basit; araştırma yok soruşturma yok, değerlendirme yok.

Ne var?

İNAT!

***

Başka?

Reis'imiz Tayyip Bey'imiz ne derse o!

Bilge liderimiz Bahçeli ne istiyorsa o!

Halk adamı Kılıçdaroğlu ne diyorsa o!

Bu da körü körüne İTAAT ve BİAT!

İzahat istemek yok, malumat toplamak yok, sonucunda ne olur diye muhasebat yok.

Yani ya inat, ya biat, ya itaat…

***

Yani demem o ki; araştırmıyoruz, soruşturmuyoruz, yeni getirilmek istenen sistem ya da rejim neleri getiriyor, neleri götürüyor bilmiyoruz.

Sevdiğimiz lidere, sloganlarına ya da kişilerin peşine takılıp, aklımızı kiraya veriyoruz.

Topçu Rıdvan'ın ‘EVET' ine, popçu Haluk Levent'in ‘HAYIR'ına,

Ümraniye Modoka Camisinde propaganda yapan Din görevlisinin dilindeki çatala, Konya İl Milli Eğitim Müdürünün tweet' indeki çapsızlığına takılmış gidiyoruz.

***

Bu seçim inandığımız partimizi ya da sevdiğimiz bir lideri seçeceğimiz yada birilerinin ağzına bakarak karar vereceğimiz bir seçim değil.

Onun için;

Okumadan araştırmadan soruşturmadan,

Sporcu eskinin ya da yenisinin faul kokan şarzına,

Şarkı söyleyen sanatçının sazına,

Güneş nerde ise oraya dönen ayçiçekleri gibi olanların piyazına,

Vatan millet, bayrak sevgisinden uzak, Allah, kitap nedir bilmeyen tanrıtanımazların niyazına,

Camilerde tilki kılığına girip propaganda yapanların vaazına,

Altındaki müdürlük koltuğunu sağlama almaya çalışan kurnaza,

Ve

Kendi düşüncesindeki topçuları, popçuları, yazarları yani topluma mal olmuş insanları kullanarak prim toplamaya çalışan siyasetçinin ara gazına,

Takılma!

***

Ülkemizin yaşamış olduğu sıkıntıların nedeni olarak, şu anki demokratik laik parlamenter rejimi görüyorsan,

Bu sıkıntıları ise Partili Cumhurbaşkanlığı ve yeni anayasa ile aşabileceğimize inanıyorsan

‘EVET' de.

Ya da

İçinde bulunduğumuz sıkıntıların temel sebebi bunlar değil,

Ne getirip ne götüreceğini bilmediğimiz yeni bir sistem yerine, eksikliklerini gördüğümüz şu an ki parlamenter sistem güçlendirilebilirse, mevcut anayasadaki aksaklıklar düzeltilebilirse, ülkemiz daha iyi bir yol alabilir diye düşünüyorsan,

HAYIR!

Ama önce şunu bil!

Bu seçim, ‘Olmadı, bir daha ki seçime değiştiririz.' diyebileceğimiz yerel ya da genel seçim hiç değil.

Onun için özel sevgileri veya özel nefretleri de birbirinden de AYIR!

***

Kısacası;

Bu seçimle hiç alakası olmayan Avrasya tünelini, Osman Gazi köprüsünü, Marmaray'ı diline dolayıp EVET!

Yine bu seçimle hiç alakası olmayan, ‘ekonomi kötü, terör tavan yaptı', diyerek HAYIR oyu isteyenleri bir yana bırakalım.

Sadece ve sadece yeni anayasaya odaklanalım.

Odaklanırken de sadece siyasi düşüncemize yakın gazetelere, seyretmiş olduğumuz kanallara değil, muhalif kanallara ve gazetelere de bakalım.

***

Kişilerin kaderi olduğu gibi ülkelerinde kaderi olduğunu unutmayalım.

Ülkemizin kaderini Cenab-ı Hakk'ın kullarına vermiş olduğu akıl, yani CÜZ-İ İRADE belirler.

Bunun içinse

IKRA!(Oku) diye başlayan ‘Alak'

Ve

Zümer süresinde geçen, ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Bunu ancak akıl sahipleri düşünüp öğüt alır.' Ayetlerini hatırlayıp,

Yeni getirilen anayasa maddelerini satır satır okuyalım, anlayamadığımız yerleri araştırıp, soruşturalım, bilgi sahibi olalım.

Sandığa gittiğimiz de mührümüzü ister ‘EVET' e istersek ‘HAYIR' a basalım.

Sonra değişmez irade olan, KÜLLİ İRADE ye teslim olalım.

06.02.2017

Muharrem Demirel