Geçtiğimiz hafta sonu, Burhan Aktaş Müdürümüzün daveti üzerine,Sarıalan Bölgesinde bulunan Alıçören Yaylasında ki evine, Hacı İsmail Gündüz ile beraberce gittik.

Giderken de, dönerken de çay sıra gidip, yol sıra gelmedik.

Ne yaptık?

Çevremizi gözlemledik.

***

Devletimiz,vatandaşın can güvenliğini düşünerek, Kartalkaya yolunun kenarlarına, yüzlerce metre uzunluğunda, çelikten bariyerler yapmış.

Ama

Bu bariyerlerin pek çok kısmı, ya geriye doğru yamulmuş, ya da yerlerinden sökülmüş.

Kartalkaya’ya kayak yapmaya gelen sürücülerin vasıtaları kaymış, bariyerlere çarparak durmuş ve bariyerlere zarar vermiş olabilirlerdi.

De

Bu kadar çok kazanın olması da mümkün değildi ki.

***

Dönüşte Âşık Mahsuni Şerif’in, ‘Mevla’m gör diyerek iki göz vermiş’türküsü geldi aklıma, daha dikkatlice baktım.

Türkünün devamında gelen satırlar yansıdı, ruh dünyama ‘Bilmem ağlasam mı, ağlamasam mı?’
Çünkü

Ormanlardan kesilen koca koca tomruklar,bariyerler üstünden makaralar ile aşağılardan çekildiği yetmiyormuş gibi, üst üste de bariyerlerin üzerine yığılmıştı.

Yani

Sürücü güvenliği için yapılmış olan bariyerler,ormanlardan kesilerek çekilen o koca koca tomruklara dayanak oluyor

Ve

O yük altında da, eğilip, bükülüyor, hatta ve hatta kökünden çıkıyordu.

Sonra…

Sonrası,seneye bariyerlerin yenisini yaparız, ormanlardan devlet bütçesine para giriyor(!) ya

***

Ormanlarımızın, seyrekleştirme adı altında aşırı bir şekilde kesilmesine tepkimiz vardı, bu ağaçların taşınma şekline de tepkimiz var.

Niye mi?

Devletimiz, bizlerden toplamış oldukları paralar ile asfalt yol yapıyor, hizmet getiriyor.

Hem de, tabiri caiz ise kaymak gibi…

Ormanlardan kesilen o ağaçların işlemleri, orman içinde yapılması gerekirken, o koca koca tomruklar traktörlerin arkasından, asfalt üzerinden sürüklenerek taşınıyor

Ve

Her sene yeniden yapılan o güzelim sıcak asfalt hasar görüyor.

Sonra…

Sonrası, seneye, bir sıcak asfalt daha atarız, ormanlardan para geliyor (!) ya.

***

Ve

En sonrası yine Âşık Mahsuni’ Şerif’ten;

Yetim sırtından doyan doyana
Gönül bu oyuna nasıl dayana?
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana

***

Çok şükür ülkemizde her şeyimiz var, devletimiz de güçlü…

Ama

Yapılan işler akla zarar, kaş yapayım derken göz çıkartanlar var.

Nemelazımcılık var, denetimsizlik var, ahmaklıklar var, çapsızlıklar var; var da var.

İşte bunun için şikâyetim var efendim!

Birileri yapmaya çalışırken, birilerinin bozmalarından, bu ahmakça yapılan işleri denetlemeyenlerden,

Ormanlardan elde edilen ağaçlardan kâr edelim derken, o kârların, ahmaklıklar yüzünden vatandaşın cebine yansıyamamasından şikâyetçiyim.

Şikâyetim var efendim!

Bariyerlere ve asfalt yollara verilen zararlar, orman işini yapanlardan alınmazsa, bu defa bırakın bu dünyayı; ahirette de şikâyetçiyim.

10.10.2021

Muharrem Demirel