Bir iki kişiden değil pek çok kişiden duydum. ‘Benim Muharrem Hoca ile işim olmaz. Sildim 'ifadesini…

Sayın Necip Çarıkcı bu ifadeyi benim için kötü anlamda kullanmaz, kullandı ise de vardır bir bildiği.' dedim.

‘Hayır!' Dediler, ‘seni silmiş.' dediler.

Israr ettim; ‘Yanlış yorumluyorsunuz. Sayın Çarıkcı şeytanların gazına gelmez.'

Sayın Necip Çarıkcı, da ben de

Saza niye gelmedin, söze niye gelmedin
Gündüz belli işin var, gece niye gelmedin
Üç gün dedin, beş gün dedin, aylar oldu gelmedin
Geçen Cuma gelecektin, haftalardır gelmedin
Çaldığım saza mı yanam, ettiğin naza mı yanam
Alam yari koynuma, kış yatam, yaz uyanam.
diyen Ahmet Kaya'ının bu satırları yazarken ki halet-i ruhiyesini yaşıyoruz dedim.

***

Baktım sol yanımdan birisi ha bire dürtüp duruyor…

Ana! O ne?

Şeytan!

‘Sen Ahmet Kaya diyorsun, yok SAZ, yok SÖZ yok NAZ diyorsun da, oğlum adam seni silmiş, silmiş.' Diyor.

GAZ veriyor.

Şaşkınlığım geçmeden bir dokunmada sağ yanımdan geldi ama kibarca, nazikçe…

Baktım bir melek.

Dedi ki; ‘Gaza gelme, bu iblisi uzaklaştırma duasını okumayı ihmal etme.'

Ne yaptık?

Amentü billâhil azıymi ve kefertü bil cibti vettâğûti vestemsektü bil urvetil vüskâ lenfisâme lehâ vellâhü semiy` un .' Duasını okuduk, şeytanı uzaklaştırdık.

Giderken hala bağırıyordu, ‘Silmiş silmiş! Öyle bir cevap ver ki, kasıktan…'

‘Höst!' dedim ‘höst!'

Melek dedi ki: ‘Gaza gelme Necip Bey'i de dinle…'

Açtım telefonu Necip Başkan'a; uçağa biniyormuş kısaca dinledim…

***

Sonra kaldık Muharrem Hoca ile baş başa…

Doğruyu bulacağız,‘Benim Muharrem Hoca ile işim olmaz' ifadesini doğru yere oturtacağız ya.

Yazdığımız yazıları tekrar gözden geçirdik baştan aşa!

Aaaa!

Yanlış yok!

Aşağılama, hafife alma, karalama yok, çapsızlık yok, haddini aşma yok!

Aksine yaptığımız eleştirileri doğru örneklemeler ile besleme, Boluspor'un geçmiş senelerde yapmış olduğu yanlışları tekrarlamaması için rehberlik etme var.

Üslup olarak da haddini bilmek, nezaket ve zarafet var.

Buna rağmen ortada da kabak gibi duran ve pek çok kişiden duymuş olduğum bir söz var;

‘Benim Muharrem Hoca ile işim olmaz, sildim'

***

Sildim!

Neyi siliyorsunuz?

Sanayi çarşısındaki yedek parça dükkânınız da ki sobanın etrafında atık yağ ile ısınırken içtiğimiz çaylarla beraber yaptığımız sohbetlerimizi,

Boluspor için gözaltına alındığınız günlerde, Ankara Emniyet Müdürlüğünün penceresinden bize el sallarken, Sayın Osman Gürsoy ile beraber kimse görmesin diyerek arkamızı dönerek akıttığımız gözyaşlarındaki samimiyeti silmeye de gücünüz yeter mi?

Sadece Necip Başkanın mı?

Hayır!

Cenazelerimizde ya da hasta olduğumuz günlerde sıkıntılarımıza ortak olduğumuz, mutlu günler de ise karşılıklı oynadığımız diğer yöneticilerin de gücü yetmez.

***

Silmek için hainlik gerekir, düşmanlık gerekir, yazılan yazılarda iftira olması gerekir.

Sorarım bir örnek gösterecek olanınız var mı?

O zaman silmeye neden olacak HAKLI bir gerekçe yoksa ve bir yere dayanmıyorsa silme düşüncesinde olanlar haksız olmaz mı?

Bırakın özel dostluk ve arkadaşlıkları, ben size ve sizlere inandığım için oy verdim.

İnsan oy verdiğini desteklediğini karalar mı, aşağılar mı, kötü olsunlar diye çabalar mı?

Bu ifadeyi kabul etmiyorum ve duygusallığın tavan yapmış olduğu bir anda söylenmiş bir söz olarak değerlendiriyorum.

***

Şunu biliniz; yaşımız 60' a dayandı, saçlar ya döküldü ya da aklandı.

Ben bunların ne anlama geldiğinin farkındayım, saza da gelirim, söze de, naza da…

Ama gaza gelmem,

Lütfen siz de gelmeyiniz.

Çünkü ortada hem ortak paydamız olan Bolusporumuz var, hem de özel saygı ve sevgilerimiz.

***

Neydi bu yazıyı yazmamıza vesile olan konu; ‘Benim Muharrem Hoca ile işim olmaz. Sildim'

Cevap vereyim;

Benim dostlarım ile işim olur…

01.08.2017

Muharrem Demirel