Halk arasında kalp atışı diye bilinen nabız, sürekli çalışan kalbin kasılıp gevşeyerek kan damarlarına uyguladığı kuvvettir. Nabız nedir sorusunun en basit haliyle cevabı, kalbin bir dakika içinde kaç kez kasıldığının farklı tekniklerle tespitidir. Her kasılmayla birlikte kan önce aort damarına, buradan da diğer damarlara basınç ile gönderilir. Kan vücuda bu şekilde dağıtılmış olur.
Yetişkin ve sağlıklı insanlarda kalp atış hızı dakikada 60-100 aralığında olması normaldir.

Bir kalbin dakika da 80 kere attığından varsayarsak,
1 saatte 480,
1 günde 11.520,
1 ayda 345.600
1 yılda 4.147.200 kere atıyor.
60 yıl yaşayan bir insanda 248.832.000 kere atıyor.
Kalp kulakçıkları ve karıncıkları, kalp kasları, mitral(kapak) hiç hata yapmıyor.
Kalp içindeki ipliksi kaslar, odacıklar, damarlar,
bu görevlerini nasıl biliyor dersiniz?

Hatasız olarak 248.832.000 kere atan kalp,
Bazen bir kere, hata yapıyor,
Evet evet, bir kere hata yapıyor.
Kalp, krize giriyor..
kalp krizi oluşuyor,
Korkuyoruz.
O anda krizi atlatmanın telaşına düşüyoruz.
Atlattıksa ne ala,
Atlatamadıysak,
Çok fena.

248.832.000 atan kalbin o zaman kadar atığından haberdar olmayan bizler,
Bir krizle,
Sonsuz girdaplara,
Kabus dolu düşüncelere dalıyoruz.
Çünkü insanız,
Yaşamak istiyoruz.
Bu belayı atlatmak,
Sağlam zamanlardaki,
Eski günlere dönmek istiyoruz…
***
Kanın kalpte pompalanmasıyla,
Her hücreye oksijen giderken, aynı anda besinler de taşınıyor.
Her hücrede o anda kinetik yanma, beslenme, onarım vs oluşuyor.


Devam edelim,
Yanmış besinler, kanla toplanıp böbreklerde süzülüyor?
Minicik böbreğin görevini kusursuz yapmasının temelinde, hangi öğreti, hangi yetenek, hangi diploma hangi güç vardır diye sorgulamalı mıyız?
***
Yaşadığımız sürece,
Kusursuz yaratılan bize ,
Maalesef,
Çok kusurlu olan hain bir nefs yerleştirilmiş.
Bu nefs ki, ahmaktır.
Öyle ahmak ki,
Kendini muhteşem yaratanı hep unutmaktadır.
Hep dünyalara dalmaktadır.
Onuda geçtik,
Benlik kavgasında üstünlükte kendini rakipsiz sanmaktadır.
Hatta kibriyaya düşüp, kendini ilah sanmaktadır.
Hiç ölmeyecekmiş gibi, yaşamaktadır.
Bahsettiğim nefstir nefs,
Burnundan kıl aldırmayan nefs,

Bunları bizlere,
Gerçek kalp ilimlerinde mütehassıs olan Ehli Sünnet
Âlimleri, ötelerin ötesinden şahane kitaplarında bizlere bildiriyor,
Nefs,
Ahmaktır. Her insanda da vardır.
İçinde yaşadığımız nimetleri fark ettirmeden hep mızıldanmaktadır.
Hep,“ben” diyerek,
Bize kendini unutturmaktadır.
Yaradılış gayesinden uzak bir hayatı yaşatmak isteğindedir.
***
248.832.000 atan kalp,
Ne için atmaktadır?
Bu da, her insana sorulacaktır?
248.832.000 atan kalp,
Bize sahibini hatırlatmalı mıdır?

Bir kriz,
Krizsiz geçen
248.832.000, sorunsuz atışı
Şükrettirmeli midir?
****
Bütün ömür boyu şükretsek,
İbadet etsek,
1 saniyelik nimetlerin karşılığını ödeyemeyeceğimiz aşikarken,
Zaten ibadetlerle övünmenin akıl işi olmadığı bilinciyle,
Sadece
248.832.000 kere bir an bile olsun, bizi hiç unutmayan sevgiliye,
Her an ve her saniye bizi âlemde tutan bu muhteşem güce,
Kerelerce kere,
Sevdiğimizi ifade edebildik ki?
Sevdiğimizi, İhlasla,
Riyasızca,
Tevazuyla,
Ağız ve gönül dolusu kalple, kerelerce söyleyebildik mi?
….
248.832.000 kere atarken,
1 kere tökezlemesinin verdiği şaşkınlık,
Hepimizin paçalarını titretir.
Çünkü sevgilinin yanına gidecek,
İşlerimiz, sevdalarımız, fikirlerimiz ve zikirlerimiz eksiktir.
Dünya Nefside yanına alarak, bizi sevgiliye düşünmeye fırsat vermemiştir.

Kalp krizine karşı,
Bütün ilmi faaliyetler içinde bulunmak lazım.
Periyodik kontroller,
Tedavi olmak, ilaç kullanmak,
Dikkatli beslenme, ölçülü spor,
Stresssiz bir hayatın içinde olmak gibi,
Fenni ve vazgeçilmez davranışlarda önceliğimiz olmalıdır.
….
Babamı benden alan,
Kayınbiraderimi genç yaşta alıp kaçan
Bizi gözyaşlarına boğan,
Bizleri yetim koyan
Kalp Krizi,
Kimbilir okuyucularımızın da
Ne çok vardır bu tür,
Dramatik hikayeleri..
***
Ölüm geldi cihana,
Baş ağrısı bahane.

Kalbimizi, 248.832.000 kere attıran,
Büyük Allah’ım,
Ey sevgili,
Kusurlarımızla,
Seni sensiz bırakma bizi.

Bizleri,
Ansızın yakalamadan,
Kalp krizleri,



.