Ülke olarak Milli Eğitimde tam atılım üzerine atılım yapıyorduk.

Ki

O ne?

Türkiye'nin eğitimdeki yerini gösteren bir haber!

‘35'ini Avrupa Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) 72 ülke ve ekonomik bölgede yaptığı PISA testinde Türkiye geriledi.'

Olacak şey mi bu? Bir yerde hata olmalıydı.

Ama neredeydi?

Cevabı bulmamız çok zaman almadı.

Çünkü aradığımız cevap, Kütahya Belediye Başkanlığının evlenen çiftlere hediye ettiği ‘Evlilik ve Aile Hayatı' kitabında karşımıza çıktı.

Çıkmakla kalmadı Meclis'e de taşındı.

***

Dağıtılan kitapta diyormuş ki;

‘Cinsel ilişki de kadın da arzulu olmalıdır. Kadınlar arzulanmadan ilişki kurarlarsa çocuk ahmak olur.'

Buradan yola çıkarsak, çok şükür ki Milli Eğitim Sistemimizde bir arıza yok(!)

Arıza nerede?

Kadınlar da!

Arzulanmadan ilişki kurmasında…

***

Ey kadın!

Ne olur kitapta geçen;

Kadın ölü gibi soğuk ve katı olmamalı, sıcak ve hareketli olmalı, çekici davranışlarıyla erkeğine güç ve kıvanç vermelidir.' Sözüne uygun davransan,

Dayak yemeden bir fincan kahve yapsan,

Süslensen, cilve üzerine cilve yapsan, kırıtsan.

Sonra

Ülkemize akıllı çocuklar kazandırsan, PISA testinde ülkemizi yukarı sıralara taşısan.

***

Gazetelerde çıkan ve Meclis'te de okunan kitapta kadını aşağılayan daha pek çok şey var.

Hani cami önlerinde Halep'te canından olan Dindaşlarımız arkasından gıyabi cenaze namazları kılıyoruz ya,

Hani Müslüman âlemi fakir fukara bir vaziyette yaşıyor ya,

Hani Müslüman coğrafyasın da kan ve gözyaşı dinmiyor, birbirini Allahüekber diye boğazlıyor ya,

Hani kadınlar tacize uğruyor dövülüyor, öldürülüyor, aşağılanıyor ya,

Sebebi bu kafalar.

‘Evlilik ve Aile Hayatı' kitabının yazarının anlayışında olanlar.

İslam'ın nurlu ışığını, yaşamış olduğumuz yüzyıla taşıyamayanlar.

Aklını ve enerjisini ilim için fen için kullanmayanlar.

***

İşte bu anlayış

Vatanını, bayrağını, milletini düşünmüyor,

Beğenmediğimiz batıl dinlerin temsilcileri uzayı fethederlerken, nurlu ufuklara açık olan hak din İslam ile müşerref olanlar olarak neden geriyiz? demiyor.

‘Kadın erkek hepimiz çalışalım, bu ülkeyi kıskaçlarına almaya çalışan kan emici devletler karşısında güçlü olalım. Bu ülkeyi ileri daha ileri taşıyalım.'düşüncesine gelmiyor.

Ama

‘Kadının çalışması faydasızdır.' diyor. ‘Ailede krize neden olur.' diyor.

‘Kocası arzuladığı halde süslenmezse dövülebilir” diyor.

Kadını iş hayatında ülke ve aile kalkınmasına katkı sağlayacak bir insan olarak değil, cinsel fantezilerini yerine getirecek bir et yığını olarak görüyor.

***

‘Çalışma hayatında kadın iş yerinde kocasından daha yakışıklı erkeği görürse gönlü ona kayabilir, kırsın dizini otursun.'

Orta çağ'da kalmış kendisine güveni olmayan kafanın düşüncesi bu.

Yakışıklı olan erkekleri kendisine rakip olarak görüyor, korkuyor.

Kadınına karşı anlayışlı ve şefkatli olan, onu ruhen ve bedenen incitmeyen, akıllı ve ince ruhlu bir erkeğin kadınının, gözünün bir başka erkeğe kaymayacağını bilmiyor.

Ve bu kafa;

Kadınını aşağılamak isterken, bir erkek olarak kendisini aşağı bir duruma düşürdüğünü, çapsızlığını, kalitesizliğini itiraf ediyor.

Ama ne yazık ki, bunu da bilmiyor.

***

Kütahya Belediye Başkanlığının dağıttığı cinsel fantezilerle dolu kitabında yukarıdaki ifadeler gibi kadını aşağılayan,

Ve

Yaşadığımız 21. Yüzyılda, o nu cahiliye devrindeki köle durumuna düşüren pek çok ifadeler var.

Çok şükür ki;

Modern hukuk, tarih ve sosyoloji okuyanlar tarafından yazılan Diyanet İşleri Başkanlığının kadın erkek eşitliğini anlatan ilmihali de...

***

Format atılma ihtiyacı olan ve ülkesini düşünmeyen ve de arzulanmadan dünyaya gelen bu kafaların hayatta üç şeye ihtiyacı var.

Karnını doyurmaları için UN,

Isınmaları için ODUN,

Yatmaları için KADUN.

17.12.2016

Muharrem Demirel