Geçenlerde Bolumuzun onlarca güzelliğinden biri olan caddemizde, İzzet Baysal Caddesi'nde, dolaşırken kendi kendime: "Ulan iyi ki de yapmışlar şu caddeyi(!)" dedim.
Birçok kişinin "Mecburiyet Caddesi" dediği bu yerin önceki halini bilince şu an ki hali pek hoş görünmüyor doğrusu. Sene 2012... Üniversiteyi yeni kazanıp gelmiştim. O zamanlar cadde daha bir güzeldi bence şimdiye göre. Ağaçlar, yeşillikler, insanlar, taşıtlar... Göze hitap ediyordu bu klasik görüntü. Peki ya şimdi? 2013 yılında vurdular kazmayı o caddeye. Etraf toz duman... İş yerleri ekmek parası, vatandaş ulaşabilme derdinde. Döktüler caddenin her yerine o betonu. Sonra beton üstüne ağaçları koydular. Işıklandırmalar, süs havuzları, beton, oturma yerleri, insanlar... Bir anda değişti caddenin o sıcak görüntüsü. Kötü mü oldu? Olmadı belki de ama şimdiki halini gördükçe bir daha düşünüyor insan. Araç trafiğine kapattılar sağolsunlar. Kapattılar dediysek yani sadece trafik oradan işlemiyordu. Yoksa isteyen dalıyor arabasıyla caddenin ortasına. Ambulans-polis araçları dışında-ki bunlarda zorunlu olmadıkça- caddeye hiçbir kurumun veya kişinin aracı girmemeli, buna izin verilmemeliydi bence. Ama nerede...
Çöp kamyonu, işletmelerin motorlu ve elektrikli bisikletli servis elemanları, bankaların para dolu minibüsleri, kurum patronlarının araçları, onun malzeme kamyonu, bunun eşya kamyoneti derken caddede motorlu araç trafiği aynen devam ediyor. Tabi göstermelik taşıt trafiğine kapattıkları caddede sürekli motorsiklet kazaları meydana geliyor. Zaman zaman rezil ulaşım sisteminde olduğu gibi göstermelik denetlemeler yapılarak: "Bakın biz denetliyoruz, ceza kesiyoruz." mesajı verilerek gazetelere reklam amaçlı haberler yaptırılıyor. Sonuç hep aynı. Süreklilik yok, ara sıra bazı bazı gösterelim kendimizi mesajı. Neyse...
Gelelim caddenin genel haline. Beton yığını üstündeki ağaçlar çok da yeşil görünmese de yine de varlar iyi ki. Önceki haliyle şimdiki haline bir bakın. Aradaki farkı anlayacaksınız elbette. İçime doğmuştu ama. Yeniden yapıldıktan sonra ilk yağmur yağdığında demiştim: "2 yıla yenileme yapacaklar kesin" diye. Çok da geçmedi . Yağmur, kar derken beton yığını günbegün aşınıp çamurlaşmaya başladı. Bu aşınma devam ederken bir anda üstüne bisiklet yolu yapıverdi belediyemiz. Tabi birçok kişi farketmese de bana göre bu da tamamen bir göz boyama ve kandırmacaydı.
Motorsiklet kazalarına ek olarak haliyle bisiklet kullanıcıların sebep olduğu kazalar da meydana geliyordu cadde üzerinde. Yıllardır Bolu'ya bisiklet yolu yapılmaması zaman zaman dile getiriliyor ancak bir gelişme yaşanmıyordu. Ara sıra da sevgili Bolu Belediyesi tarafından: "Yapacağız, edeceğiz" nidaları ile geçiştiriliyordu. Tam caddedeki bisiklet kazaları artmaya başlamışken bir anda "alın size bisiklet yolu" der gibi caddeniz ortasına boyalarla yol yaptı belediyemiz. Bazı yönetici arkadaşlar bu bisiklet yolunun Sağlık Bakanlığı'nın başlatmış olduğu "Fiziksel Aktiviteyi Teşvik Projesi" kapsamında hibe edilecek bisikletleri almak için yapıldığını iddia ettiler. Ancak bakanlığın yapılacak bisiklet yolunun şartlarını belirlemesi sebebiyle sevgili Bolu Belediyemizin yapmış olduğu sözde bisiklet yolu caddeye sadece renklilik katmış oldu. Doğrudur yalandır orasını bilemeyiz ama ortada rezil bir bisiklet yolu kaldığı bir gerçek ne yazık ki. Çünkü her geçen gün aşınıp çamurlaşan, toprağa dönüşen caddemizle birlikte yapılan bisiklet yolu da neredeyse tarih olup gitme noktasına geldi. Şu sıralar zaten yaklaşık bir buçuk yıl önce söylenen "renkli asfalt" atılması bazı yerel basın organları tarafından sevgili Bolu halkına ısıtılıp yeni bir şeymiş gibi yeniden sunuluyor. Bakalım Bolu Belediyesi bu renkli asfalt işini nasıl yapacak, ne zamana kadar yapabilecek ve bunları yaparken esnafın işini göz önünde bulunduracak mı merakla bekliyorum.
Yeniden yapılacak denildi ancak bir ara sevgili belediyemizin kır saçlı patronu Alaaddin Yılmaz'ın: "Vatandaş alıştı, yapmasak da olur" gibi bir şey söylediği de iddia ediliyor. Tabi yine doğruluğunu bilemeyiz net olarak. Ama yeter be arkadaş yapın şu caddeyi adam gibi de yağmurda, karda çilesini çekmeyelim!
Neyse bitirelim. Caddenin sorunu daha bu kadar değil elbette. Caddemiz ile alakalı ikinci yazıyı ilerleyen zamanlarda yazacağım. Bildiğimizi yazalım, söyleyelim, bilmediğimizi de öğretsinler. Susmak yakışmaz. Selametle.