Işıklarda arıza var…

Ülkemizde stabilize yoldan, asfalt yola daha yeni geçilmiştir veya tecrüben eksiktir anlarım,

Ya da,

İş makinaları çağın gerisindedir de yollarda gerekli olan düzey düzgünlüğü ve eğim verilemez, sonrasında ise çukurlar oluşur, yağmur birikintileri sürücülere tehlikeler oluşturur, bunu da anlarım.

Ama

Batılı anlayış ile at yarışı giden modern iş makinaların var iken asfalt yapma tecrüben var iken sürücünün can güvenliği açısından yapılması gereken yüzey düzgünlüğü ve eğim neden verilemez bunu anlamam.

Bolu Detay Gazetesinde Sayın Ertuğrul Turan'ın yapmış olduğu,

D-100 Karayolu Yumrukaya Mevkiinde drenajı bir türlü tutmayan yol, ölüme davetiye çıkartıyor. Akşam saatlerinde gerçekleşen kazada dört kişi ölümden döndü.' Haberini okudum.

Yeni yapılan yolda biriken yolda su birikintileri oluşmuş ve sürücü yol hâkimiyetini bu neden ile kaybetmiş.

Haberi okuyunca üzüldüm…

Şimdi ne yapalım, kabullenelim mi?

Üzülmeyelim mi, dertlenmeyelim mi, söylemeyelim mi, eleştirmeyelim mi?

Kader deyip geçiştirelim mi?

Hayır!

Dertlenelim, söyleyelim, eleştirelim, gerekiyor ise şikâyet edelim ve toplum olarak hep birlikte değişip bu ülkeyi geliştirelim.

Çünkü gelişmenin yolu kabullenmekten değil, imkânlar var ise daha iyisini istemekten geçiyor.

Ne yazıktır ki imkânları bol olan ülkemizde işler profesyonelce yapılmıyor, günü kurtarma mantığı ile yapılıyor.

Vatandaşımız ise ‘hiç yoktan iyidir, buna da şükür' mantığı ile yapılan her şeyi kabulleniyor.

Yöneten tarafında olan insanlar ise kendilerini aklayacak bu çalışmaların denetimini gerekli şekilde yapmıyor, hesap sormuyor, kendi ayağına kurşun sıkıyor.

Hâlbuki vatandaş biraz eleştirmesini bilse, elindekiler ile yetinmeyip daha iyilerini isteyebilse,

Birey olarak yönetenleri, yönetenler ise iş verdikleri kurumları, yapılan işleri daha kaliteli yapmaları konusunda zorlayabilse,

Bu memleket uçar ama neredeeee?

Pazar Günü Düzce'den geliyoruz, Bolu Dağı'nda bir sis var ki sormayın,

Tabiri caiz ise burnumuzun ucunu göremiyoruz, santim santim gidiyoruz.

Devletimiz karayolunun kenarına böyle durumlarda sürücülerin yol güvenliğini sağlamak için sis lambaları koymuş,

Koymuş ki, sürücü bu ışıklar vasıtası ile kazasız belasız yoluna devam edebilsin.

Ama ne yazık ki binlerce aracın geçtiği, binlerce insanın sevdiklerine kavuşabilmek için yol kat ettiği bu yolun sis lambaları yanmıyor.

Yapacağımız iki şey var; ya kabulleneceğiz, ya da sorumlu vatandaş olmanın gereğini yapacağız.

Biz ikincisini yaptık, yani karayollarını aradık,

Aldığımız cevap; ‘ışıklarda arıza var, hayırlı yolculuklar dileriz.'

Ne kadar kolay değil mi?

İşte ülkemizde koltuğa oturanların, hem o koltuğa kendini atayanlara hem de insanlara verdiği değer bu kadar basit.

‘Işıklarda arıza var, hayırlı yolculuklar dileriz.'

Bu ülkede meteoroloji denilen ve tahminlerinde yanılmayan bir kurum var.

Ne zaman yağmur yağacak, ne zaman sis olacak haber veriyor.

Öncesinden tedbir alıp bunun kontrollerini neden yapılmıyor, neden vatandaşın can güvenliğini tehlikeye atacağı düşünülmüyor.

Emin olun kusur, asfalttaki oluşan çukurlarda ya da yanmayan lambalarda değil, kusur sorumsuz beyinlerde…

Ne demiştik; bu memleket bu imkânlar ile uçar ama neredeeeee?