Bir türlü beceremedik durmamız gereken yeri.

Savaş Başkan ile aramız iyi ise yanına gidip bir fincan kahvesini içebiliyorsak ondan iyisi yok, yanlışlarını bile koruyoruz.

Eğer biraz aramızda mesafe varsa ve beklentilerimize cevap alamıyorsak doğru işler yapmış olsa bile ondan kötüsü yok, bu seferde vuruyoruz.

Aynı şeyler Cüneyt Hoca içinde geçerli.

Aramız iyi ise iyi hoca, değilse kötü hoca.

Arkasından da vur abalıya.

İnsani ilişkiler ile değil de, futbolun gerçekleri ile bakabilsek ya Boluspor'a.

Üzgünüm ama bakmıyoruz…

Aklın, bilginin, görgünün, futbol gerçeklerinin değil; gazcıların, sazcıların, cazcıların peşinden gidiyoruz.

Boluspor arenasında duygularımızı koşturup, zevk üzerine zevk yapıyoruz.

Onun içindir ki yıllardır ilk altılara bile giremiyoruz.

Her neyse peşrevi bırakıp yazımıza başlayalım.

Önce Ümit Özat Hoca geldi, ardından Özcan Bizati Hoca…

O da gitti.

Yerine Bolu'daki en donanımlı hocalardan olan, futbol geçmişi ve hocalıkta tecrübesi belli Cüneyt Karakuş Hoca geldi.

Transferlerde zaten bitmişti.

Emanetçi olarak çıktığı Çatalcaspor maçı, ardından Şanlı Urfaspor, 1461 Trabzonspor galibiyetleri ve sonra deplasmanda Gaziantep BBSK beraberliği derken asil oluverdi.

Öyle bir ortam vardı ki, ‘küme düşmeyelim yeter.' deniliyordu.

Ama Cüneyt Hoca göreve geldiği günden beri hiç rahat olamadı.

Gözünün biri saha da, diğeri ise acaba ‘Hangi hoca seyrediyor.' diyerek hep tribünde oldu.

Kulakları da ‘Hocalar ile görüşülüyormuş.' dedikodularında…

Bu hiç bitmedi, bu konu basının da hep gündemindeydi.

Ve futbolcuların da bu konuşmaları duyacakları hiç hesap edilmedi, hocanın da eli hiç güçlendirilmedi.

Bu durumun hocayı, futbolcu üzerinde hakimiyet kurma konusun da etkisiz bırakacağı hiç düşünülmedi.

Halbuki bir sezon önce Reha Erginer Hoca böyle miydi?

‘Gak' diyor et, ‘guk' diyor süt veriliyordu, destursuz yanına girilmiyordu.

Tabiri caiz ise hem milleti öttürüyor,hem bir kulübün koskoca bir sezonunu yiyor ve hatırı sayılır bir hak edişi de cebine koyup giderken Boluspor'a koskoca bir hiç bırakıyordu.

Ya Cüneyt Hoca?

O'nun ne hatırı sayılır parası oldu ne de havası…

Takım maç kazandı;

Paye ‘transferler iyi' denilerek futbolculara verildi, hocanın payına bir şey düşmedi.

Maç kaybetti bu seferde Cüneyt Hoca'ya yüklenildi.

Ama takıma katkı sağlasın diyerek alınmış olan 7 yabancı futbolcunun dördünün niye gönderildiği, diğer ikisininise tribünlerde niye oturduğu hep göz ardı edildi.

Sezon başından devre arasına kadar 22, devre arasında da yine 8 transferin nasıl ve niçin yapıldığı gerçeği unutuldu.

Ve 29 Mart'ta çekilmesi gerekenBoluspor eşya piyangosu erken çekildi veikramiye 14 lig maçında 7 galibiyet,3 beraberlik ve 4 mağlubiyet tutturan Cüneyt Hocaya vurdu.

Bu hesap sorma yazısı değildir, haddimize de değildir.

Ama

Cüneyt Hoca ve ekibine madem güvenmiyordunuz, neden göreve getirdiniz,

Kaç sezondur çalışıyor, hocalığını hiç mi test etmediniz,

Neden 14 lig maçı tahammül ettiniz,

Madem transferler iyi, hoca kötü idi onu görevde tutarak neden futbolcu kaybettirdiniz,Neden puanlarkaybetmemizi seyrettiniz?

5 gol yedik gönderiniz, 6 gol yedik gözünün yaşına bakmayınız yine gönderiniz.

İlk yarı bitmiştir yeniden yapılanma ve yeni hocanın transferleri için gerekli zaman diliminiz vardır yine gönderiniz.

Ama bu fırsatlar varken göndermiyorsanız, ilk 6'ya girmeye 2 puan, lideri yakalamaya 6 puan kalmışken ve yanlış bir zamanda gönderirseniz, elinizde kendinize göre haklı sebepleriniz olsa bile haklılığınızı kaybedersiniz.

Boluspor'a yıllarını vermiş Cüneyt Hocam, Salih Hocam, Abdullah Hocam sizlere de teşekkür ederiz.

İnşallah bir gün Bolulu çalışanlar olarak, dik duruş ile ego şişmesi ve tevazu ile ezilmişlik arasındaki farkı fark ederiz.

31.01.2016

Muharrem Demirel